CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “29. Madde’nin iptali için bugün Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Keşke üzüntülü bir günde olmasaydık. Keşke bu kadar sorun yaşanmasaydı. 41 kardeşimizi toprağa verdik. 41 evde yangın var. Babasız kalan çocuklar var. Her birimizin yüreğinde derin acılar var.
Bu kadar kopukluk, ayrılık doğru değil. Yakışmıyor bize. Siyaset kurumunun bu kadar acımasız olması doğru değil. Onların bir sloganı vardı. ‘Yüz karası değil kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası’ diye. Ailelerin bir kısmını ziyaret ettim, yetkililerden bilgi almaya çalıştım. Derin bir acı var. Anne tabutun başında, eşi tabutun başında, kardeşleri tabutun başında… Bir ölüm var evet, genç bunların tamamı. Yazıktır, günahtır.
Bir memleket böyle yönetilemez. 20 yıldır önlem alacağız diyorlar. 20 yıldır hala önlem mi alacaksın sen? Dünyada herkes maden çıkarıyor. Hangi gerekçeyle en çok ölüm bizde oluyor.
921 kişi son 20 yılda hayatını kaybediyor. Devlet dediğiniz kurum vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlar. Biz belli odaklara hizmet eden bir devlet kabul etmiyoruz. Uyuşturucu baronları ile beraber olacaksın, yolsuzluk yapanlarla beraber olacaksın, hırsızların dosyasını kapatacaksın, rüşvet alanları büyükelçi atacaksın Bay Kemal susacak… Susmayacağım arkadaş, susmayacağım!..
Her ülkede maden ocağı var. Devletsen önce maden ocağına bakarsın. Aydınlatmaya, havalandırmaya, sensörlere bakarsın; düzenli kontrol edersin. Ondan sonra ‘Bütün kontrolleri yaptık, her şey dosdoğru’ dersin. Müfettişleri görevlendirir, devlete aitse Sayıştay’ı görevlendirir; rapor gelirse raporun gereğini yapar. Sosyal devlette mekanizma böyle çalışır. Bizim gibi aklını saraya kiralamış olanların çoğunluğu oluşturduğu Meclis’te devlet böyle çalışmıyor.
Müfettiş raporu var, Sayıştay raporu var görmüyorsun. Soma faciasından sonra komisyon kuruldu. 111 öneri var, birisini dahi yapmadılar. O araştırma komisyonları göstermelik mi? Göstermelik değilse 111 öneriden neden biri dahi yapılmadı? Neden sormadın? O koltukta neden oturuyorsun?
Dün Plan Bütçe Komisyonu’na Merkez Bankası Başkanı geliyor. Bilgi istiyorlar, ‘Bilgi vermem’ diyor. Gönül isterdi ki, Plan Bütçe Komisyonu başkanı ‘Sen kimsin? Bu soruya cevap vermek zorundasın’ demesi lazım. Diyemiyor, derse saraydan fırça yiyecek. TBMM görevini tam anlamıyla yapamıyor. TBMM, sarayın ipoteği altındadır. Allah nasip ederse bu ipoteği kaldıracağız.
Soma’da da benzer bir olay oldu. 301 kişi hayatını kaybetti. 301 eve ateş düştü. Yargılandılar. Yargıtay öldürme suçunda ağır cezalar verdi. Sonra birileri devreye girdi. Yargıtay’ın bu kararına savcı itiraz etti. Dosya tekrar geldi, üç hakimi değiştirdiler yerine 3 tane AK Partili hakim getirdiler. Kenan İpek Adalet Bakanlığı müsteşarıydı. Sonra Mustafa Yapıcı bakanlıkta genel müdür yardımcısıydı. Fuzuli Aydoğdu, o da HSK genel sekreter olarak atanmıştı. Üç bürokratı 12. daireye atadılar, cezaları indirdiler. Şimdi 301 kişinin hesabını sorabileceğimiz yargı organı ortadan kalktı. Bu saraydakilerin yatacak yeri yoktur diye boşuna demiyorum. Onların eli kanlıdır. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda o 301 kişinin de 41 kişinin de hesabını sormazsam namerdim.
Bir dönem maden faciaları sonucu hayatını kaybeden kardeşlerimizin evlatlarına devlet iş versin diye bir kanun teklifi verildi ve kabul edildi. 2013-2014 arası kabul ettiler. Sonra tekrar kazalar oldu. Bunların evlatları da iş sahibi olsunlar, onu reddettiler. Şehitler arasında ayrım yapıyorlar, kaza sonucu hayatını kaybeden kömür şehitleri içinde ayrımcılık yapıyorlar. Onun da sözünü veriyorum.
29. Madde’nin iptali için bugün Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz.
Bunların karneleri kırık. Sarayın da, TBMM Başkanlığı’nın da karnesi kırık. İkisi de halka güven vermiyor. İkisi de kişisel hobileri, beklentilerinin peşinde. Birisi acaba koltuğumdan olur mu diyor. Koltuk insana bir şey vermez, insan koltuğa değer verir. İnsansan koltuğa değer verirsin.
Türkiye bir taraftan bu tür acıları yaşarken bir de sansür yasası geçirdiler. Gazeteci özgürce eleştirecektir. Hatamızı, eksiğimizi görelim. Araştırarak, soruşturarak yazması lazım. Sansür yasası AK Parti ve MHP’li vekillerin oylarıyla kabul edildi. Bugün 29’uncu madde için yürütmeyi durdurma talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne, sonra da tümünün iptal için Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz
AYM Başkanı doğrudan Saray’daki zata bakarak güçler ayrılığını anlatıyor. AYM’nin süreci dinlemesi için davet ettiği Alican Uludağ, pergoleci Fahrettin telefon ediyor ‘içeri almayın’ diye. Şu düzene bakar mısınız?
ABD’ye gittim, her kafadan bir ses. Önce ‘Niye, hangi gerekçeyle gideceksin’ diye bir sor. Siz ülkeyi yönetmeye talipseniz sizin bir vizyonunuz, hedefiniz ve hayalinizin olması lazım. Bunların vizyonu cebim nasıl dolar vizyonu. 21’inci yüzyıl bilim ve teknoloji çağıdır. Bunu inkar eden hiçbir devlet büyüyemez ve gelişemez. Bilim devrimi yaşıyoruz. Ne Erdoğan ne Bahçeli, ilk kez bilim ekonomisini benden duyuyorlardır. Sosyal bilgi ekonomisi kavramını hayat geçirmeliyiz. MIT’ye gittim, laboratuvarlarını gezdim, hocalarıyla görüştüm. Dünyanın bir numaralı üniversitesine gidip teknoloji ve bilimdeki devrimsel gelişmeleri görmek neredeyse suç oldu. Bilimle iş dünyası arasındaki ilişkiyi gördüm. Bizim bilim insanlarımız da orada çalışıyor.
Eğer Türkiye dünyada ve bölgesinde saygın ülke olacaksa teknoloji devrimini kaçırmaması lazım. Osmanlı sanayi devrimini kaçırdığı için battı. Müthiş buluşlara imza atıyorlar. Yeni bir dünya medeniyeti inşa ediliyor. Vallahi bunların haberi yok.
Sen niye ABD’ye gittin diyorlar. Seni aklın da vizyonun da yetmez. Sen bilmezsin. ABD, 40 milyar dolarlık çip yatırımı yapıyor. Biz ne yapıyoruz? Buzdolabı yapmakla övünüyorlar. Dünyayı bilmiyorlar. Devlet böyle yönetilmez”