DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, genel seçimlere ilişkin, “Eğer muhalefet aklını başına alıp bu iş ancak beraber olur diyerek sağlam durmazsa seçim riske girer. Böyle bir ülkede seçimi kaybetme lüksümüz yok. Kimsenin hayal peşinde koşmaması lazım” yorumunda bulundu.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Habertürk TV’de yayınlanan Habertürk Gündem programına konuk oldu. Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtlayan Babacan, Altılı Masa’nın hedeflerine ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Babacan, AK Parti tarafından TOGG lansmanı ve ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ toplantısına davet edilmemiş olmalarına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken toplumu kutuplaştıran, ötekileştiren, ikiye ayıran bir zihniyetle Türkiye büyümez, Türkiye böyle kalkınmaz. Bir siyaset geleneği olan partiler arası bayramlaşma tekliflerimizi bile reddettiler. İktidarın şu an en çok korktuğu, kendisi için en büyük tehdit olarak gördüğü parti biziz“
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Kendi ailemizde halam ve kız kardeşlerim neslinde başörtüsü sorununu yaşadık. Siyasi perspektiften değil, hak ve özgürlükler çerçevesinden mücadelemizi verdik. Siyasetçilere sesleniyorum: Kadınların kılığından kıyafetinden elinizi çekin. Seçime gidiyoruz, yine mesele kadınların kılığı kıyafeti üzerinden referanduma gidiyor. Bu mesele şu an bir şekilde Türkiye’de çözüme kavuşmuş durumda. Ama bunları seçime üç dakika kala yapmak doğru değil. Seçimden sonra, daha sakin bir zamanda sadece başörtüsü özgürlüğü değil, her özgürlüğü konuşalım. Niye referandum diyor? Çünkü gerginlik istiyor, toplumu ikiye bölüp seçime öyle gitmek istiyor.
“Ortak aday tartışması yapanlar, ‘onlarla olalım mı olmayalım mı’ diyenler; 2018 seçimlerine bakıp ders alsınlar. Ortak aday çıkaramadılar da ne oldu? Ülke 5 yıl kaybetti, 10 yıl geriye gitti. Şu anda öyle bir lüks yok. Kimse eski ideolojilerinin etkisi altında rüyalar görmesin. Bu iş ya beraber olacak ya da hiç olmayacak. Eğer muhalefet aklını başına alıp bu iş ancak beraber olur diyerek sağlam durmazsa seçim riske girer. Böyle bir ülkede seçimi kaybetme lüksümüz yok. Kimsenin hayal peşinde koşmaması lazım. Kimsenin kendi inadına, eski çizgisine, eski ideolojisine yüzde yüz bağlı kaldığı ortaklık olmaz. Ortaklık nedir? Bir ödünleşmedir. Ülkenin yarınları için asgari müştereği yakalama çabasıdır.
İktidara geldikten sonraki ilk 90 dakikada özgürlükler ve yargının bağımsızlığı konusunda yapılacak açıklamalar çok önemli. Diyeceğiz ki; gençler, medya mensupları, yazarlarımız, çizerlerimiz, yorumcularımız artık korkmayın, nefes alın, bundan sonra serbestsiniz. Kimseyi işten kovdurmayacağız yazdığı, çizdiği nedeniyle. Kimse üzerinde baskı yapmayacağız. Gençler bir tweet attı diye sabah alınmayacaklar evlerinden. Savcılara hakimlere sesleneceğiz; bizden size talimat gitmeyecek, işinizi yapın, anayasaya, yasalara bakın, vicdanınızın sesini dinleyip ona göre karar verin. Biz bugünden bunlara çalışıyoruz. İlk 6 ayda ülkedeki ekonomik kriz ortamı ortadan kalkacak“