enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5256
EURO
36,1792
ALTIN
2.962,92
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Az Bulutlu
17°C
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
26°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
7°C
Pazar Hafif Yağmurlu
8°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
8°C

Doğal varlıklarımız geleceğimizdir

Doğal varlıklarımız geleceğimizdir
17 Aralık 2022 11:08 | Son Güncellenme: 12 Eylül 2023 02:37
A+
A-

Bugün yazımda su ve kültür ilişkisini kısaca yazmaya çalışacağım. Su, hava, toprak. 3 doğal kaynak. Bu üç doğal kaynak medeniyetlerin doğmasında başat rol oynamışlardır.

NASIL KORUYACAĞIZ, NASIL YAŞATACAĞIZ?

Örnekler vermeye çalışalım:

Önce Mısır’dan başlayalım. Nil nehri olmasa Mısır medeniyeti olmazdı. Taşkınlar, dağlardan, uzak bölgelerden gelen alüvyonlar büyük tarım deltaları oluşturdular.

Babil bahçeleri Sümerler Akadlar, Elamlar; Dicle ve Fırat arasında oluşan Mezopotamya medeniyetleri.

Hindistan ve Pakistan’da Ganj ve İndus nehirleri maddi ve manevi kirlilikleri okyanusta taşıyan, yıllarca Hint medeniyetlerine yaşam alanları sunan kutsal nehirlerdir.

Anadolu’nun ortasında Kızılırmak ve Hitit medeniyeti. Ege’de Gediz Menderes nehirleri ve İyon medeniyeti. Bergama ve İzmir (Simirna)

Milattan önceki yıllarda Marmara Karadeniz ve boğazlarda kurulan Truva, İstanbul, Sinope, Trabzon (Trapezus) kentleri. Bunlar aynı zamanda kültür başkentleri. Orta Karadeniz’de Samsun (Amisos) Kızılırmak ve Yeşilırmak’tan ayrı düşünülebilir mi?

İstanbul 2 kıtanın birleşim noktasında. Sinope milattan önce Karadeniz’in başkenti. Surlarının kuruluş tarihi bilinmiyor.

Trabzon Roma’nın kuruluşu ile aynı yıllarda antik bir kent olarak kuruluyor. İpek Yolu’nun en önemli ayağı ve başlangıç noktası.

Türklerin Orta Asya’dan başlayan büyük göçlerinin nedeni su ve toprak arayışlarıdır. 7. ve 10. yüzyıllarda Anadolu yarımadasına ticaret amacıyla gelenler yaşadıklarını, gördüklerini doğal zenginlikleri, ürün çeşitlerini anlatmakla bitiremiyorlardı.

Önemli olduğu için tekrarlıyorum; su, toprak, hava 3 büyük doğal kaynak. Bu 3 büyük doğal kaynağın birbirinden ayrılmaları veya bütünleşmelerindeki insani müdahaleler (doğrudan veya dolaylı) büyük felaketlerle sonuçlanmaktadır. Kuraklıklar, göçler, kıtlıklar, giderek iklim değişiklikleri, iklim bozmaları örnekler olarak sıralanabilir.

Su, canlı yaşamın içinden doğduğu kaynaktır varlıktır. Hava suyu toprakla oluşturan, onu taşıyan temel öğelerden biridir.

Meteorolojik döngü canlı ve cansız varlıkların oluşumunda başat rol oynamaktadır.

İmparatorlukların kurulması, yıkılması, medeniyetlerin kurulması, gelişmesi, su toprak ve hava ile doğrudan ilişkilidir.

Toprak gıda üretimidir, hava nefestir, su vücudun ve toprağın temel ihtiyacıdır. Bunlar varsa yaşamdan söz edilebilir. 19. yüzyılda petrol neyse 21. yüzyılda su önemli olarak petrolün yerine almaya başlamıştır.

Her su kaynağının bir havzası, bir rezervuarı yani toplanma alanı vardır. Bu alanları havzaları korumak deltaları korumak yaşamsal önemdedir. Su havzalarının korunması, koruma-kullanma, yaşam dengelerinin gözetilmesi yaşamsaldır. Bu havzalar yüzlerce ekosistemi, ekosistem çeşitliliğini, biyolojik çeşitliliği bağrında yaşatır.

Arılar, kelebekler, balık ve bitki çeşitleri, buzul ve dağ, yayla, mera, orman ekosistemleri endemik zenginlikleri bünyesinde barındırır.

Samsun (Amisos) bu zenginliklerin sayesinde varolagelmiştir. Zenginlikleri yaşatmak aynı zamanda insanı da yaşatmaktır.

Havzalar, deltalar, ovalar bunun için geleceğimiz için korunmalı, geliştirilmelidir.

Anadolu’nun, Karadeniz’in zengin biyoçeşitliliğini tehdit eden tehlikelere kısaca değinerek yazımızı tamamlayalım:

  • a-) Barajlar, nehir tipi santraller (değirmen tipi HES’ler)
  • b-) Düzensiz ve aşırı otlatmalar, erozyonlar
  • c-) Yol açma çalışmaları, plansız programsız çevre ve sahil otoyolları. Dağlarda her obaya, her mezraya, her yaylaya, her konuta yol yapılması (Yeşil yol denilen katliam yolu) Her yıl erozyonları tetikler, çoğaltır.
  • d-) Bitkilerin toplanması, çalınarak yurt dışına kaçırılması
  • e-) Zengin deltalarda her türlü konut ve sanayi yapılaşmaları, havayı ve toprağı, suyu kirleten tesisler (Çarşamba ve Bafra ovaları)
  • f-) Maden ve taş ocakları, mermer ocakları ve işletmecilikleri
  • g-) Mera ve yaylaların betonlaştırılması, dere, ırmak ve deniz kıyılarının kontrolsüz yerleşime, ranta açılması, kıyıların doldurulması, alan kazanmak adına adı konmamış şirket adı altında çetelerin önünün açılması; denize, ırmaklara, havzalara yapılan vahşi saldırılar (Yerel yönetimlerin rant kapısı görülmesi)
  • h-) Dere, ırmak, göl ve denizlerin atık sularla kirletilmesi (Ergene havzası ve nehri, Büyük ve küçük Menderes, Kızılırmak nehirleri) (irili ufaklı yüzlerce ırmak, dere)
  • i-) Turizmin yarattığı görsel ve ortam kirlilikleri (Akdeniz’in, Ege’nin kıyılarının betonlaştırılması, Karadeniz içinde büyük bir potansiyel tehlikenin varlığı) İspanya’nın yanlışlarının ülkemizde tekrarlanması…

Özetle bugün geleceğimizin büyük bir tehlike ve tehdit altında olduğu.

1950’lerden bugüne, son yarım asırda biraz fazla bir zaman diliminde her türlü betonlaşma, çarpık yapılaşma çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de karartmaktadır.

Kentlerimiz, insanlarımızın zihniyet geriliğinin de yansıması ve aynalarıdır. Yerel yönetimler bu duruma çanak tutmaktadır.

Trabzon kenti tanınamaz duruma getirilmiştir. Zihinsel kirlilik, görünen en tehlikeli kirlilik. Ne yapmalı?

Zor ve kapsamlı bir soru, bu soruya gelecek yazımızda değinme sözüyle yazımızı burada şimdilik noktalayalım.

İyi okumalar, sevgiler…

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.