Rapstar ve O Ses Türkiye Rap yarışmalarındaki unutulmaz performansıyla adından söz ettiren rap şarkıcısı Enemy One, “Türkiye’de rap müzik gerçek anlamda Cartel’den sonraki süreçte başladı diyebilirim. Türkçe rap özünde her zaman aslında underground olarak zirvede yerini hep tuttu ama piyasanın bunu desteklemesi önemliydi. Her zaman zirveyi hak ediyor” dedi.
Rapstar ve O Ses Türkiye Rap yarışmalarındaki unutulmaz performansıyla adından söz ettiren rap şarkıcısı Enemy One, mayıs ayında çıkardığı ‘Eyvah’ isimli parçayla müzik piyasasına hızlı bir dönüş yapmıştı. Enemy One adıyla bilinen Erhan Atmaca, 7/24 Gündem Dergi’nin ikinci sayısına konuk oldu. Sevilen rapçi, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’a müziğe neden ara verdiğinden, yarışmadaki maceraları ve müzik çalışmalarına kadar özel açıklamalarda bulundu.
Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Enemy One yani Erhan Atmaca 1986 Samsun doğumluyum. Samsun’un her köşesinde bir anısı olan, Samsun’un sokaklarında harika bir çocukluk geçirmiş olan tam bir Samsunluyum. İlk öğretim Gülsüm Sami Kefeli, Lise Samsun Cumhuriyet Süper Lisesi, Üniversite ise Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler İngilizce bölümünden mezun olarak eğitim sürecimi tamamladım. Şu an özel bir şirkette Özel Birikim Müdürü olarak görev yapmaktayım bunun yanı sıra Atakum Futbol Kulübü başkanlığını yapmaktayım. Biz iki kardeşiz abim Gökhan Atmaca Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Beden Eğitimi mezunu ve aynı zamanda kulübümüzün sportif direktörüdür. Babam Ali Atmaca, tam bir sanat insanı diyebilirim kendisi bağlama virtözü, tiyatrocu ve sahne sanatları alanlarında üst düzey uzmanlık sahibidir. En çok ön plana çıkmış olan tarafı elbette bağlama üstadı olmasıdır. Türkiye’deki bir çok önemli isme sahnede eşlik etmiştir. Annem, Milli Eğitim’den emeklidir. Mütevazi bir ailede büyüdüm, buna karşın ailem her anlamda yanımda oldu. Maddi manevi olarak her açıdan desteklendiğimi söyleyebilirim. 2000 yılların başında ise gerçek tutkum olan rap müzik ile tanıştım.
Babanızın yaptığınız müziğe yaklaşımı nasıl peki, eleştiriyor mu?
Babam, 50 yıla yakın bir sanat geçmişine sahip olduğu için aslında bir bakıma sanatsal anlamda benim için bir idol olmuştur. Babamın benim müziğimle tanışması aslında çok ilginç oldu. 2000 yıllarının başında kendi halimde odamda bir şeyler yapmaya çalışırken zaman zaman gelip neler yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Abimin askerlik dönemi de aynı zamanda idi. Onu ziyarete giderken abim için yaptığım bir şarkı ile aslında bütün ailem benim rap müzik yaptığımı tam anlamıyla anlamış oldu. Abim için hazırladığım cd içindeki ‘’Abim Asker’’ şarkısı bizimkilerin de duygusal anlamda Enemy One ile tanışması oldu. Babam sanat adamı olduğu için, her zaman müziğime saygı duydu ve destek verdi. Gerçek iyi müzisyenler her tarz müziğe saygı duyar ve dinler. Babam rap müziği ilk olarak aslında benimle tanımıştı ve çok dinamik olduğunu söyledi. Hatta benim rapimin perküsyon gibi, ritmik ve akıcı olduğunu söyler. İyi olan her müzik, gerçek müzisyenlerin gözünde her zaman yerini alır. Bu manada babam yaptığım müziğe saygı duydu ve benim hala en büyük destekçimdir.
Babanızla ortak projeniz var mı?
Elbette var, aslında sadece babam ile değil, ailemdeki herkesle bir şeyler yaptım diyebilirim. Samsun’daki ilk müzik marketlerinden biri babamındı. Şu an hala devam etmekte. Stüdyomda, müzik marketimizin içinde olduğu dönemlerde babamla ortak bir çok projemiz oldu. Annem, abim ve babamın da birllikte olduğu bir çok şarkıyı onlar stüdyoya geldikçe kaydederdim. İyiki de böyle bir şey yapmışım rahmetli annemin sesini de ölümsüzleştirmiş oldum. Babama kendi tarzında 6-7 şarkılık bir albüm kaydettik. Biz de babamla 2 şarkıyı kendi tarzlarımızda yaparak harika bir sentez projeye imza attık. Onun gibi bir usta ile aynı eserde sesimin olması bile bana çok büyük bir gurur verdi.
Peki Enemy One ismi nerden geliyor?
Rap müzikte Türkçe Rap’ten birçok isim esintileriyle kulaklarımızı doldururken, benim dikkatimi çeken bir isim olan ve rap müziğe başlamamdaki idollerimden biri Eminem’dir. Rap müzik sürecim Eminem dinleyerek başladı ve bununla birlikte fazlasıyla American underground rapçileri de takip etmeye başladım. Sage Francis, The Arsonists, Public Enemy, Anticon, Dose One- Jise One- Krs One gibi isimlerden de etkilendiğimi söyleyebilirim. Özellikle free style atışmalarındaki performansından dolayı özel ilgimi çeken Dose One, Enemy One mahlasının esinlenerek ortaya çıkmasını sağladı diyebilirim. Ben de freestyle konusunda fena değildim ve ben de karşımdakilerin düşmanıydım aslında. Ben tercüman olarak yaptığım müzikte kendi sesim kadar herkesin sesi olmayı seçtim. Bu yüzden mahlasım düşman bir, ilk düşman manasında ortaya çıkmış oldu. Yanlışların karşısında protest rapimle duran ilk ben olacağım ve Enemy One’ı karşılarında görecekler.
İlk ne zaman ‘Evet ben de müzik yapmalıyım’ dediniz ve müzik hayatınıza nasıl girdi?
1999-2000 yıllarında çok fazla Eminem dinliyordum ve ona özeniyordum. Onun gibi giyinmeye çalışıyordum, onun baskılarının olduğu tişörtleri almayı çok seviyordum. Atom satarak kazandığım para ile Rus Pazarı’ndan Eminem tshirtleri alıyordum. Yani ilk Eminem’e özenmekle onu dinleyerek 2000’li yılların başında müziğe atıldım diyebilirim. Onun kadar olmasa da kelimeleri de hızlı döndürebildiğimi de fark etmiştim. Aslında dilim ritmik ve hızlı konuşmaya çok yatkındı bunu fark etmiştim. Sonra ben de kendimce birşeyler karalamaya başladım. Lisede arka sıralarda sürekli bir şeyler karalıyordum. Amatörce başladığım bu süreç ilerleyerek devam etti ve ben ölene kadar devam edecek.
Türkçe Rap’te dinlediğiniz isimler kimlerdir?
Türkçe rap konusunda şunu söyleyebilirim aslında sürecin başlarında olaylara dahil olduğum için herkesi dinlediğimi söyleyebilirim. Islamic Force, Cartel, Maho B, Sirhot, Sultana, Sagopa Kajmer, Ayben, Fuat, Ceza, Derin Darbe, Dr Fuchs. Zaten sürecin başında rap müzik icra eden fazla kişi olmadığı için kim çıksa acaba nasıl diye dinliyordum. O yüzden hemen hemen bu isimleri dinlemediği iddia edenler yalan konuşuyordur diyebilirim. Özellikle takip ederek dinlediğim isimlerin başında Ceza diyebilirim. Sahne performansı ve dinamik, akıcı vokal yapısı her zaman diğer isimlerden daha fazla onu dinlememi sağladığını söyleyebilirim.
Bilmeyenler için Rapstar yarışmasından biraz bahseder misiniz?
Türkiye’de 2009 yılında düzenlenen ev arkadaşımın benden habersiz başvurması ile süreç başladı. Rap Star yarışması Star Tv ekranlarında her Cuma akşamı yayınlanıyordu. O dönem pop star, pop star alaturka gibi ses yarışmaları çok popülerdi. Star TV’de bir de rap star yarışması denemek istedi. Aslında 13 hafta sürmesi gereken program, reytinglerin düşük olmasından dolayı 5 haftalık bir zaman diliminde sona erdi. Ceza, Dj Funky C, Sibel Tüzün ve Fuat gibi isimlerden oluşan jüri üyeleri vardı. Ben yarışmaya Meltem Taşkıran ile dahil olmuştum. Jüri ve seyircinin telefon SMS’lerinden gelen oyların ortalaması sonucu elemeler gerçekleşiyordu. 4.hafta Gökhan Kırdar ile yaptığımız düetle birlikte haftanın birincisi olmuştum. Sonraki haftada yarışma finalini yaptı ve yarışmayı ikinci olarak tamamladım. Ama yarışmadaki Fuat ile yaşadığımız süreçlerden dolayı ve yarışmadaki final performansım şahsım adına yarışmada hatırlanan bazı şeylerden biriydi diyebilirim. Yarışmadaki süreçte en ciddi canlı performansı yapan yarışmacılarından biriydim ama maalesef bu birinci olmama yetmemişti.
Bir de O Ses Türkiye Rap yarışması var…
Geçen sene dijital içerik platformu olan Exxen’deki O Ses Türkiye Rap yarışmasına katıldım. Normalde televizyonda yayınlanması planlanıyordu ancak pandemi dolayısıyla Exxen’de yayınlandı. Binlerce rapçinin başvuru yaptığı yarışmada ilk turda sert bir parça ile Mero ve Eypio döndüler. Mero, Eypio’yu bloke ederek beni takımına dahil etmişti. 2.turda da özel stüdyo performansı ile bir üst tura daha çıkmıştım. Düelloda ise sadece benim değil Türkiye’nin açık ara benim devam etmem gerektiğini düşündüğü turda, Mero yarışmaya diğer yarışmacı ile devam etti. Ben bu tarz deneyimleri seviyorum birçok kesimden o yarışmaya katıldığım için tepki bile almıştım ama şunu unutmamak lazım, rap müzik icra ettiğimde yerde birilerinin beni seçmesi, elemesi veya puan vermesi benim umrumda değil. Önemli olan orada yaşadığım keyifli anlardı ve Enemy One‘ı yeni tanıyan birilerinin sürece dahil olması çok daha keyifliydi.
Piyasaya çıkardığınız albüm çalışmanız var mı?
Bandrollü olarak hiç albüm yayınlamadım. Underground olarak bir çok albüm çıkardım. Son Durak ilk underground albümümdü 2001 yılıydı. Sonrasında Denge Sorunu, Back of Underground, Kim Güçlü, Zor bahis, Ne Kadar Yükseklerdesin, Beni Durdur, Ben Tekim gibi albümlerden sonra da bir çok tekli çalışmalarım oldu. 2020 yılında İkaz, sonrasında Esir ve en son yayınladığım Eyvah olmak üzere süreç bu şekilde devam ediyor.
Müziğe uzunca bir dönem ara verdiniz… Neden?
2012 yılından 2020 yılları arasında 8 yıllık bir ara vermek zorunda kaldım. Hayat mücadelesinden kaynaklanan sebeplerden dolayı ara verdim. Bizim rap müzik yaptığımız dönemlerde şu dönem gibi müzikten paralar kazanılmadığı için bir hayat mücadelesi vardı. Sadece ben değil birçok arkadaşım da bu sebeplerden dolayı ara verdi veya müziği bırakmak zorunda kaldı. Benimki müziği bırakmak değildi ama başka önceliklerim olmak zorundaydı ve çalışmak zorunda kalmıştım. Bir yandan üretmeye devam ediyordum aslında ama sadece bunları kaydetmiyordum. Rap müzik kanserli hücre gibidir, ameliyatla kesip alsanız başka bir organınızda yeniden türer. Ondan kurtulamazsınız, ölene dek hep yanımda olacak ben de biliyorum o da…
Rap müziğin son dönemdeki bu yükselişini neye bağlıyorsunuz?
Türkiye’de rap müzik gerçek anlamda Cartel’den sonraki süreçte başladı diyebilirim. Türkçe Rap özünde her zaman aslında underground olarak zirvede yerini hep tuttu ama piyasanın bunu desteklemesi önemliydi. Bir zamanlar radyolarda müziğimizin çalmamasının sebebi dinleyicisinin olmamasından değildi şirketlerin rap müziğe gereken önemi vermemesiydi. Şimdi özellikle son 3 yıla baktığımızda rap müzik artık zirvedeki yerini her anlamda almaya başladı. Bunun bir çok sebebi var insanlar dönemsel olarak bir müziğe kapılır. Teknolojinin daha da artması ve gençlerinden bu süreçte devreye girmesi ile elektronik çağ başladı. Bu çağ rap müziği de elektronik hale getirse de birçok etken bir araya gelmiş oldu aslında.
Samsun’dan pek çok müzisyen ve şarkıcı çıkıyor, bunun kaynağı sizce nedir?
Çok güzel bir soruya değindiniz. Bu durumu zaman zaman biz de arkadaşlarımızla oturup konuşuyoruz. Aslında Samsun halkı sanatçısına gereken desteği verdiğini düşünmüyorum. Genelde Samsun’da herkes kendi başarı hikayesini kendi kendine yazdı. Belki enteresan gelebilir ama eskiye bakıldığı zaman Samsun’un çok ünlü bir fuarı vardı. Samsun köken bakımından çok kuvvetli bir şehir. Bunun temelinin sebebi liman şehir olması ve birçok etnik halka ev sahipliği yapmasıdır. Aslında bir bakıma Samsun hep sanat şehriydi. Eskiden bizim sanat sokağımız bile vardı. Samsun’da sanatın desteklenmesinden ziyade sanatın, kendi içerisinde kendi halkından dolayı bir gelişme vardı. Ben bundan kaynaklanabileceğini düşünüyorum. Samsun döneminin Hip-Hop açısından en önemli şehirlerinden biridir. Özellikle Break Dance alanında Night Boys Türkiye’deki en önemli dans gruplarından biri olmuştur. Gittikleri her yerde kendilerinden fazlasıyla bahsettirmişlerdir.
Samsun’dan çıkmış Orhan Gencebay, Derin Darbe, Sagopa Kajmer, Abluka Alarm vb. gibi Türkiye’de bir şekilde müziklerini her haneye sokmuş çok önemli sanatçılarımızdır.
Rap müziğin bu kadar popüler olmasıyla beraber pek çok gencin de hayali rapçi olmak oldu, bu konuda sizden alacakları tavsiyeler değerli bence, neler söylemek istersiniz?
Öncelikle herkes rap müzik yapabilir yani benim sesim kötü, acaba yapabilir miyim diye bir şey yok. Çünkü hiç kimse rap müzik yaparak doğmuyor. Gelişen teknoloji zaten her sesi dinlenebilir hale getirdiği için korkulacak bir şey kalmıyor. İçlerindeki yeteneği keşfetmek amacıyla bir şeyler yapıp, kaybetmekten korkmadan ilerlemeleri gerekir. Zaten aslında bir şeyler denemeye başladıklarında gelen ilham onları hep ileriye itecektir. Bu yola baş koymuş ve emek vermiş biri olarak söyleyebilirim ki başkalarının hikayelerinin kahramanları değil, kendi hikayelerinin kahramanları olsunlar.