İnsanoğlunun ilkelden gelişmişe doğru tarihsel bir yol izletildi, anlatıldı hep bizlere.. Ancak tarihsel yapılar ve tabletler durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor.
Birçok mimari yapının neden ve nasıl yapıldığını çok övündüğümüz teknolojimiz ile ne tam olarak anlayabiliyor, ne de bazı yapıları tekrar inşa edebiliyoruz.. Bu yapılar 30000 li yaşlara kadar uzandığı halde birçok doğal afete dayanarak hala varlığını koruyabiliyor. Örneğin Mısır piramitleri 10.000- 12.000 yıla Bosna Güneş Piramiti 30.000 yıla kadar tarihlendirildiği halde, hala varlığını günümüzde muhafaza ediyor, ancak bugünün teknolojisi ile bu kompleks yapıları tekrar inşa edemiyoruz..
Peki bu kadar muazzam yapılar kimler tarafından ne için inşa edildi..? Yıllardır tam anlamıyla cevaplanamamış bir soru bu.. Mısır piramitleri bize önce firavun mezarları olarak tanıtıldı ancak son çalışmalar gösteriyor ki bu yapılar bir mezardan çok daha fazlası..
Dünya üzerinde, binin üzerinde piramit tespit edilmiş durumda ancak biz sadece bazılarından haberdarız. Tam görevleri anlaşılamadığı için hala büyük bir gizem barındırıyorlar.
Araştırmacı akademisyen Sayın Hakan Yedican’ın bu konu hakkında ciddi çalışmaları ve iddiaları bulunmakta. Bu iddialardan biri Keops Piramidi ile ilgilidir. Keops Piramidinin dördüncü hanedanlığın ikinci firavunu Khufu ya da bilinen adıyla Keops için yapıldığı söylenir. Ancak Keops’un ağzından yazıya dökülen hiyerogliflerde, Keops’un kendisi tahta çıktığında bu piramidin uzun süredir var olduğuna dair kayıtlar olduğunu söylemekte. Diğer bir iddiası ise Keops Piramidinin gerçek yaşının prosesyon hesabı ile 10.500’e kadar gittiğidir..
Bosna piramitleri ise hepsi farklı tarihlerde yapılan toplam 5 piramitten oluşuyor. Bunların en büyüğü aynı zamanda en eskisi olan Güneş Piramididir… Bu piramidin yaşı ise 30.000 yıl olarak belirlenmiş durumda, evet yanlış okumadınız 30.000 yıl… Asıl soru şu ki, piramitler neden bu kadar önemliydi, neden binlerce yıldır belli aralıklar ile yapımı devam ettirildi, piramitlerde neden kutsal geometri, altın oran, paskal üçgeni gibi unsurlara büyük bir matematiksel ve mimari deha ile sadık kalındı, bütün piramitler neden ley hatları üzerinde, tüm bunların önemi neydi..? Akademisyen Hakan Yedican ve bazı araştırmacılar piramitlerin birer enerji makinesi olarak inşa edildiği görüşünde.. Bu düşüncenin bazı sebeplerini şimdi birlikte inceleyelim..
Her piramitin altında “akifer” denen yeraltı akarsu sistemi mevcut. Bu suların akış hızı, piramit tabanında bir enerji birikimine sebep olur. Piramitin içinde kullanılan taş bloklar ise elektriği iletebilen granitten inşa edilmiştir. Tabanda biriken enerji granit bloklar ile piramitin zirvesine kadar iletilir. Burada tek bir noktada toplanan enerji muazzam bir seviyeye ulaşır. Bu mekanizma, Tesla’nın Wardenclyffe Kulesi ile aynı mekanizmadır. Tesla’nın bu kuleyi inşa etmekteki amacı, kablosuz elektriği elde etmek ve bu elektriği kablosuz olarak bu kuleden yayarak halkın kullanmasını sağlamaktı. Bir parantez daha açacak olursak; Mısır’da kablosuz elektriğin kullanıldığına dair iddialara ve hiyerogliflere internetten ulaşmanız çok kolay..
Mısır piramitlerinde keşfedilmemiş odalar, girilmemiş bölgeler olduğu; Bosna piramitlerinin sadece küçük bir kısmının incelenebileceği, Çin’in kendi toprakları içindeki piramitlerin üzerini neden ağaçlandırarak örttüğü ve kimsenin girilmesine neden izin verilmediği, bu kadar büyük turizm potansiyeline sahip yapıların neden ziyarete ve araştırmaya kapalı olduğu, hatta keskin nişancılar ile neden korunduğu çok önemli sorulardır..
Dogmaların ve kalıpların olduğu yerde bilim var olamaz, bilimin en temel can damarı objektifliktir. Bilime alışılagelmiş kalıplardan uzak bir yoldan ilerlemezseniz ulaşacağınız gerçekler değil, sadece inanmak istedikleriniz olur. Bu koşulda ise bilim diye bir unsur artık yoktur. Bu yüzden bilimin de dogmalardan uzak bir şekilde, hala açıklanamayan piramitler, Göbekli Tepe, Karahan Tepe, ve bunlar gibi konulara tarafsızca ve önyargılardan kalıplardan uzak olarak yaklaşması elzemdir.
Görünen o ki çok övündüğümüz medeniyetimiz, bizim sandığımız kadar gelişmiş değil, bizden çok daha gelişmiş ırklar dünya üzerinden defalarca gelip geçmiş… Araştıracak çok fazla sır, alınması gereken çok yol var.. Ancak şimdilik burada bir ara verelim… Devamı gelecek… Saygılar…
Esranur UMURBEYLİ
