Eski Türklerde Yörük kızlarının çeyiz bohçasına her şeyden önce Mor Cepken konurmuş.
Mor Cepken, kenarları sarı simgelerle işlenmiş yelek biçimde bir giysidir. Ancak bir giysiden çok öte kadınlara tanınan yüce bir haktır. Ve erkeklerin de korkulu rüyasıdır. Çünkü kadının erkeğe karşı kullandığı bir özgürlük simgesidir.
Kadın psikolojik yada fiziksel şiddete uğrayınca MOR CEPKEN’ini giyip herkesin görebileceği bir yere otururmuş. Anlamı; ‘Ben bu adamdan şiddet gördüğüm için boşandım’ demekmiş.
İşte o zaman akan sular durur, herkes işini gücünü bırakır MOR CEPKEN giyen kadının çevresinde toplanırlarmış. Boşandığı kocası ise evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimse onunla konuşmaz yüzüne bile bakamazmış. Bir daha kimse ona kız da iş de vermezmiş. Yalnızlaşır toplum tarafından dışlanırmış, bu nedenledir ki kimse kadına şiddet uygulayamaya dahi cesaret edemezmiş.
Günümüzde ise evde, işte, okulda, sokakta hayatın her alanında psikolojik yada fiziksel şiddete uğrayan kadınlar susmayı, saklanmayı tercih etmek zorunda kalıyorlar.
Onurları, gururları kırılıyor zedeleniyor, suçlanıyor, aşağılanıyor, hakarete uğruyor, ahlaksızlıkla itham ediliyor, dövülüyor, ihanete uğruyor ama susuyor susmak zorunda kalıyor. Kendinin suçlanmasından, aşağılanmasından dışlanmaktan korkuyorlar, utanıyor.
Oysaki utanması gereken kendi değil ama mahalle baskısı toplum baskısı nedeniyle korkularını yenemediği için konuşamıyor. Konuşamadıkça kendini bu utanca mahkum ediyor, hayatı kararıyor.
Şiddet uygulayan taraf ise, hiç bir şey olmamış gibi kendini haklı görüyor, hayatına devam ediyor, yeni yeni kurbanlar yaratıyor onların hayatını karartırken kendi hayatını aydınlatarak yoluna devam ediyor, bazen bu yol canice bir kadının canını kıymaya kadar gidiyor.
Bazı şeyler de sanırım sadece yasalarla önlenemiyor. Literatürler 3000 yıldır devam eden kadına şiddet sorununu hem ülkemizde hem de dünyada son 1800 yıldır çıkarılan hiçbir yasayla önlenemediğini hatta gün geçtikçe artmaya devam ettiğini caydırıcı olmadığını söylüyor.
O zaman bize tek yol kalıyor…
Mor Cepken….
Şiddete uğrayan tarafın mor cepkeni giymesi, toplumun da kadınıyla erkeğiyle mor cepkeni giyen kadının yanında yer alması, şiddet uygulan tarafı dışlaması, içinden yakınından çevresinden söküp atması…
Hülya HACIOĞLU