Dijital tecrit altında bulunan Sedat Peker dün uzun zaman sonra sosyal medya hesabından Meral Akşener’in Yılmaz Özdil’e destek paylaşımını retweet etti.
Peker’in bu hareketi üzerine ‘Seçime 2 ay kala’ diyerek işaret ettiği paylaşımları yapıp yapmayacağı konuşulmaya başlandı.
Bunun üzerine Peker’in avukatı Ersan Barkın, sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Barkın şu ifadeleri kullandı:
“Uzun zamandır, Sayın Peker’in bir açıklama yapıp yapmayacağını soruyorsunuz. Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Bildiğim, kendisinin hukuki durumu. Bunu da defalarca açıkladım. Avukatıyla yüz yüze görüşmesine dahi olanak vermeyen bir fiili durumdan söz ediyoruz.
BAE yetkilileri tarafından, kendisinin, kendisiyle ilişkili herhangi bir hesabın hatta avukatının,siyasi etkisi olabilecek tweet’lerinin sonuçları kendisine defalarca iletildi. ‘Retweetle sinyal verdiği’ biçiminde yorumlanan paylaşımlar nedeniyle yaşadığı sıkıntıları biliyorum.
Bu hukuki duruma, dijital tecrit demeyi tercih ediyoruz ama fiili karşılığı ev hapsidir. Bu koşullarda, paylaşımlarına dair soruların yanıtını bilmiyorum. Bence yaşayarak göreceğiz. Ama başkalarının hayatları ve özgürlükleri üzerinden değerlendirme yapmak gerçekçi/vicdanlı değil.
Paylaşımları nedeniyle savcılar harekete geçmedi diyenler (siyasiler de dahil), biliyorlar ki, bu paylaşımlar nedeniyle hakkında açılmış davalar var.
İftira suçlamasıyla açılan davalarda, iddiaların gerçekliği incelenmek durumunda.Yani iddialar, mahkemeler önünde şu an.
Her birinin ilk celseleri tamamlandı. Tümünün içeriği ve duruşma bilgileri siyasi partilerde var. Basında haber oldu. Herhangi birinin tek duruşmasına, gözlemci olarak dahi gelen tek siyasetçi ya da ‘patlamış mısır’cı izleyeci yoktu. Bu, gerçekçi değil.
Herkesten sözünü tutmasını bekleme hakkımız var. Ülkeye dair duyguları isyanla tanımlanabilecek bir yurttaş olarak ben de aynı beklentiler içindeyim.
Ancak, akitler iki taraflı. Twitter’da tek beğeniyi dahi, şahsi güvenliğini düşünerek yapan kişiler, başkalarını suçlayabilir mi?
Ülkenin yakın tarihine ışık tutabilecek duruşmaları dahi takip etmekten aciz siyasiler, ‘Savcılar neden harekete geçmedi’ diye sorabilir mi?
Siyasilerden, yaygın hatalı deyimle ‘suç örgütü lideri’nin peşine takılmasını değil, iddiaların peşine takılmasını beklemek hak değil mi?
Ezcümle, toprağa, yeryüzündeki her canlıya sevgiyle bakan, bugün ve gelecek için sadece iktidar değişikliğini talep etmeyen, ahlaklı/temiz bir gelecek tasavvuru içindeki yurttaşlar olarak, hak ettiğimiz hayallerimiz var. Ama hak edebilmek için, topyekun mücadele etmek zorundayız.
Mücadele ediyoruz, daha fazlasını edeceğiz. Hep birlikte, 1923’ten, Atatürk ülküsüyle yükselen ışıkla, yeni asra erişeceğiz. Bu, önceki çağda olduğu gibi, yalnızca Anadolu insanı için değil, tüm insanlık için elde edilen bir başarı olacak.”