SER Mimarlık kurucularından Gökhan Acar, “Samsun’da SER Mimarlık olarak alışıla gelmişin dışında şeyler yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Gökhan Acar ve Emre Umut Bahçeci’nin kurduğu SER Mimarlık, Samsun’da önemli projelere imza atıyor. SER Mimarlık’ın kurucularından Gökhan Acar, Samsun’daki projeleri, hedefleri ve hayallerini 7/24 Gündem Dergi’nin 3. sayısında açıkladı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1995 doğumluyum. Aslen Trabzonlu, ancak doğma büyüme Samsunluyum. Atakum’da büyüdüm. Küçüklükten beri baba mesleği olması itibariyle inşaata hep meraklıydım. İlk fırsatta inşaatlara götürüyordu beni. Atakum Teknik Lisesi’nde teknik yapı ressamlığı okudum. Bu işlere yeteneğim olduğu lisede keşfedildi. Lisedeki hocalarımın teşvikleri neticesinde bu mesleğe yöneldim. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde İnşaat Teknolojisi okudum. İki abim mermer işini devam ettiriyor.
Okul bittikten sonra 2015’te bir mimarlık firmasında çalışmaya başladım. 2 buçuk yıl orada çalıştım. Emre ile de orada tanıştık. 2019’da ikimiz de ayrı ayrı farklı ortaklarla kendi ofislerimizi açtık. İkimiz de ortaklarımızdan zarar gördük. Sektörün durma noktasına geldiği pandeminin en yoğun döneminde 2021 yılı Eylül ayında ortağım mimar Emre Umut Bahçeci ile SER Mimarlık’ı kurduk. Bu çok büyük bir riskti evet ama başardık.
Bizim işin temeli mimarlık. Diğer yaptığımız işler mimarlığın alt kalemleri. Çatalçam’ın çehresini değiştirecek 4 bloklu, 92 dairelik bir site projemiz var. Bugüne kadar mimarlık ile isim yaptık. Bundan sonraki hedefimiz müteahhitlikte isim yapmak. Piyasada ‘Mimar yapıyorsa 2-0 önde’ gibi bir algı var. Mimar eli değdiği zaman müteahhitin 100 bin liraya satamadığı yeri 150 bin liraya satabiliyorsunuz.
İlk çizim projemi hala saklıyorum. 2019 yılında NR İnşaat’ın Körfez’deki projesi.
İşin püf noktası ne?
Babam iş hayatıma başlayacağım zaman “Parayı düşünme, işi öğren. İşin püf noktasını öğren” dedi. Ben işin püf noktasını çizerek değil, prosedüründen başlayarak öğrendim. Yönetmelik bu işi yapanları kısıtlıyor. Tasarıma izin vermiyor. Biz bunları aştık. Bir şey güzel giderken her zaman güzel gideceğine inanmayan biriyim ama kötünün iyiye doğru gideceğine inanan birisiyim. Çok fazla etken var. Engeller de var. Türkiye’de maalesef bazen tasarıma değil maliyete bakılıyor. Bu mimarlık olmuyor aslında. O konuda önümüzün açılması gerek.
Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Bir noktaya kadar ‘Ne iş olursa yapalım’ mantığındaydık. Çok şükür o mantıktan kurtulduk. Artık dünya üzerinde olmayanı yapmak için çaba gösteriyoruz. Bariz bir tarzımız yok. SER Mimarlık olarak alışıla gelmişin dışında şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yenilikçi bir anlayışla hareket ediyoruz. SER Mimarlık olarak 1 buçuk yılda 200’den fazla proje hayata geçirdik. Bunun yanında inşaat kısımları da var. FBM İnşaat’ın aldığı yere yapacağım proje çok farklı bir tasarım. Konum olarak tasarım olarak yıldız bir proje.
İnşaat sektöründeki kriz ne zaman son bulacak?
Türkiye’de kriz hiç bitmez. İnşaat da hiç bitmez. Türkiye’de inşaat sektörü ülke ekonomisinin yüzde 75’i. 5 bin sektör inşaattan para kazanıyor. İnşaat sektörü bittiği an ülke bitmiştir.
Karadeniz’de coğrafi yapısı itibariyle en uygun şehir Samsun. Karadeniz’i baştan sona gezdim, en elverişli saha Samsun’da. Ancak bundan 10 sene önce Samsun’un bu hale geleceğini tahmin edemezdik. 10 sene sonra ne hale geleceğini de tahmin edemiyoruz.
Samsun’da bitmemiş inşaatlarda dahi daire kalmıyor. Suriyeli, Iraklı, Arap, Ruslar. Çinlilerin Samsun’da büyük bir otel projesi var. Samsun’un yarısını ben çiziyorum. Büyümenin ne tarafa olduğunu o yüzden biliyorum. Çatalçam’daki projemiz için uzak diyenler oldu ama uzak değil. Büyüme o tarafa doğru.
Samsun için hayalinizdeki projeler neler?
En büyük hayalim yaşam köyü yapmak. O da yakın zamanda gerçekleşecek. Kendi kendine yetecek bir yaşam köyü olacak. Taflan’da yaklaşık 450 dönüm arazi üzerine gerçekten bir mahalle inşa edeceğiz. Samsun’a yakışan iş yeri tarzı AVM’yi Balaç’ta yapıyoruz. Benzeri olmayan bir proje. İmza projemiz olacak.
Projeye başlarken ‘Ya satamazsam’ kaygısı yaşıyor musunuz?
Herkesin yaşadığı sıkıntılar var ama ben hep olumsuzluklarla büyüdüğüm için böyle şeylere alışkınım. Bu nedenle de bu tarz kaygım hiç olmadı.
Dünyada en beğendiğiniz proje?
Burj Khalifa. Bu işi yapan kim varsa gidip görmeli, ders almalı.
Mimarinin geleceği ve yatay mimari hakkında neler düşünüyorsunuz?
Pandemiden sonra herkes müstakil yaşamın ne kadar güzel olduğunu hatırladı. Artık pek çok insan dairlerini satarak kendilerine müstakil ev yaptırıyor. Yaşam köyü projemizin ortaya çıkışı da bu ihtiyaçtan. Önceden apartmanda yaşamak lüks bir anlam ifade ediyordu. Artık tam tersi durum söz konusu. Artık yatay mimariye geçildi, ama doğru şekilde değil. Bir katta 2 daire yok artık, 10 daire var. Otel gibi yanyana kapılar. Bu da mahremiyeti azalttı.
Şirketi açarken bu kadar kısa sürede bu noktaya geleceğinizi hayal etmiş miydiniz?
Hayal etmiştik ama bu kadar kısa sürede olacağını düşünmemiştik. 3 senede bu noktaya gelmeyi düşünüyorduk. Allah’a şükürler olsun 1 buçuk yıl dolarken bu noktaya geldik. Daha da uzun bir yolumuz var. Yurt dışına açılma hayalimizi gerçekleştiriyoruz. Katar’da büyük bir proje yapacağız.
Genç girişimcilere tavsiyeleriniz?
Girişimcilik cesaret işidir. Bu yaşlarda alınan kararlar biraz risklidir. Kararların zemininin sağlam atılması gerekiyor. Savaşıp mücadele etme kararlığını kaybetmemeliler. Ne iş yaparsan yap, işin püf noktasını öğren.