Serçeler her zaman vardı, onları yok eden egolarıydı.
Narsistliğin esiri olmayan serçeler her daim güzel öterlermiş.
Bir minik serçe gizli düşlerinde her gece, mavi bir pencere görürmüş, bembeyaz inci çiçeklerinin içinde.
Heyecanla her gece konarmış mavi saksılı mavi pencereye.
Başka kuşların keşfetmesini istemezmiş.
Çok kıskanırmış ve kıskandığında ötüşü bir serçenin ötüşünden daha çok, tiz bir çığlığa dönüşürmüş.
İçinde kendisini yiyip bitiren hırsın, egonun ve aşkın esiri olduğunun farkında bile değilmiş.
Her gece düşlerinde, mavi penceresine varmak için var gücüyle, kanatları bitap düşene kadar uçarmış.
O pencere, mavi çiçekler ve o mavi ev sadece onunmuş ve hep onun olmalıymış.
Yanına başka bir kuş geldiğinde, büyük bir mücadeleyle ne yapar eder onları gönderirmiş.
Kıskançlığının, aşırı sahiplenmenin esiri olduğunun farkında bile değilmiş.
Gözleri artık o mavi pencereden başka hiçbir şey görmez olmuş.
Gökyüzünün, denizin, ağaçların, çiçeklerin, kokuların renklerini unutmuş bir şekilde, demir parmaklıklara uçuyormuş her gece.
Yorgun, bitap düştüğünün farkında olmadan aylar geçirmiş düşler ülkesinde.
Düşlerinde ki mavi pencereli evin uğruna, ölmeye başladığının farkında değilmiş.
Soğuk bir kış günü mavi evin sahibi, penceresinin önünde bir serçe görmüş.
Almış ellerine ama nafile, serçe içinde ki hırsın, egonun, kıskançlığın ortasında düşlerinde ki perileri öldürmüş.
Hırslarımız uğruna nelerden vazgeçtiğimizin farkında olmalıyız.
Güzel olan dürüst, onurlu, özgür, sevgiyle, aşkla yaşamaktır.
Her şeyin aşırısı zehir olur bir gün ve kendi kendimizi yok ederiz.
Bir Şaman’a sormuşlar; “Zehir nedir” diye.
“İhtiyacımızdan fazla olan her şey” demiş.
Bu güç de olabilir, tembellik de…
Yiyecek, ego, hırs, kendini beğenmişlik, kıskançlık, korku, öfke, nefret, hatta iyi niyet bile.
Düşlerinizdeki perileri öldürmeyin…
Düz saçları vardı kadının,
Düz bir vücudu,
Dümdüz renksiz bir hayatı.
Bilmezdi renklerin hayata kattığını,
Bilmezdi renklerin raksını,
Bilmezdi renklerin mavisini, alını, akını.
Bir gün karşısına çıktığında rengarenk gökyüzü,
Kapıldı mavinin büyüsüne,
Kaybolmak istedi gökyüzünde,
Aklını başından almıştı bu güzellik.
Maviye karışmalı
Sonsuz düşlerinde perileriyle uçmalıydı.
Düşlerine koştu her gece umarsız,
Sevgisiz, aşksız, amaçsız
Perileri yorgun düşene kadar uçtular maviye
Mavinin güzelliğinde gözleri kamaşırken,
Sevgisiz, umarsız, aşksız kalbinde
Düşlerindeki perileri öldürdü.
Öykü ve şiir: Kader ELTUTAN