Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimlerine hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz.
Laf değil iş üretiyoruz. İşleyen demirin pas tutmayacağını biliyoruz. Milletimize hizmeti var oluşumuzun özü olarak nitelendiriyoruz. Gönül vermedikçe gönül bulamayacağımızın farkındayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemize gönül verdik. Hiç kimseyi öteki görmüyoruz ötekileştirmiyoruz.
Ara sıra keyfi yeterse boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan Büyükşehir Belediye Başkanını evine göndereceğiz. CHP ve HEDEP yönetimindeki diğer illeri Cumhur İttifakı’yla birleştireceğiz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler tek ses olacak. Zillet ittifakının ayak oyunları sona erecek.
Çalışmaktan yorulmayacağız. Vatan ve millet sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz.
İsrail askerleri bebek, kadın, yaşlı demeden katliam gerçekleştiriyor. Netanyahu katliamları aralıksız sürdürme mesajı verdi. İsrail aciz ve korkaktır. Hastane bahçesine füze atılması da vahşettir. İsrail’in attığı füzenin ABD envanterinde bulunması da ortaklığın kanıtıdır. Biden’ın inandırıcılığı yoktur. Öte yandan Filistinliler de zorla yerinde edilmek isteniyor.
Hukuk, adalete yönelmiş toplumsal hayatın denge ve düzenidir. Hukuksuz devlet olamaz. Asıl olan adalettir. AYM ile Yargıtay arasındaki anlaşmazlık hukuk devleti açısından arzu etmediğimiz bir durumdur. Bir kahırdan ümit ediyorum birçok hayır da doğacaktır. Yaşanan süreç bir devlet ve ya rejim krizi değil, siyasi partilerin uydurması ve kuruntusudur. Kriz bekleyenlere açıkça söylüyorum ki avuçlarını yaşayacaklar. AYM, adalet ve hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. AYM’nin bireysel başvurularda hukuku tahrip edici kararlar alması, vakayı adliyeden sayılamayacak bir sapmadır. Bu mahkeme, TİP’ten vekil seçilen ve Gezi Davası’ndan 18 yıl kesinleşmiş hükmü bulunan Can Atalay için hak ihlali vermiştir. 3 ay gibi kısa bir sürede karar vermesi ister istemez HDP’nin kapatılması davasında neden hala karar vermediğini akıllara getirmektedir.
AYM’nin millet vicdanına ve hukuk normlarına aykırı ihlal kararları diğer mahkeme kararları için yeniden yargılama sebebidir. Daha vahimi, AYM, TBMM’ye karşı kanun yapılıncaya kadar ihlal kararı vereceğini ilan etmektedir. Bu mahkemenin yetkileri arasında yasal düzenleme denetlemek yoktur. Gazi Meclis, AYM’nin vesayeti altında hiç değildir. Milletin üstünde bir güç olamaz. TBMM’de oturma eylemi yapan güruhun Yargıtay’a laf etmesi küstahlıktır, seviyesizliktir. Sokak çağrısı yapanlar ilkesizlerdir. Siz oturmaya devam edin, Türk milleti size Osmanlı şamarı vura vura kaldırmasını da bilecektir. Ortalıkta bal gibi AYM’nin yetkisini asarak yargısal aktivizmi vardır. AYM, TBMM’ye parmak sallamaktadır.
AYM başkanının dilinin altında eveleyip gevelediği nelerden ibarettir? AYM başkanı zillet ittifakının yargıya yuvalanmış hastalıklı koludur. Bu kişinin haddini hududunu aştığını düşünüyoruz. Türk devleti ile uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git.
Nerede bir suçlu varsa, Türkiye’ye nefret kusan, ihanet eden bir hain varsa AYM tarafından hak ihlali kararıyla ödüllendirilmektedir. Bu olacak iş midir? AYM, zulmün yanında, milletin karşısında bir mihrak olarak sivrilmiştir. PKK’ya para aktarılmasının önünü açan AYM’dir. Terörist Demirtaş hakkında hak ihlali kararı veren AYM’dir. Dağda, ovada başını ezdiğimiz hainlerin sırtını sıvazlayan AYM’dir. Bu mahkeme böyle giderse Fetullah Gülen ile Murat Karayılan’a da hak ihlali ile kucak açacaktır. Bize göre Yargıtay 3. Dairesi, görevinin gereğini eksiksiz yapmıştır. Sorun yumağının merkezinde AYM’nin lekeli kararları bulunmaktadır“