enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Yağmurlu
7°C
Samsun
7°C
Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
6°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
8°C
Salı Açık
10°C
Çarşamba Az Bulutlu
11°C

Işığa koşanlar

Işığa koşanlar
16 Şubat 2022 13:11 | Son Güncellenme: 5 Nisan 2023 15:02
A+
A-

Sokak zifiri karanlıktı. Elif’in tek duyduğu ses topuklarından gelen tıkırtılardı. Karanlıkla birlikte adımlarını sıklaştırmaya başladı.

         Elif ince , uzun , narin su gibi bir kadındı.Simsiyah saçlarına yıldızlar düşmeye başlamıştı.Yüzüne ezilmisligin hüznü, hüznün ezilmişliği yansımıştı. Hüzünlerinin arasından mutluluğu yakalamaya çalışırken, hayatının bir döngü içerisinde tutsak kaldığını fark etmemişti. Bu onun kaderi olmustu. Elif tüm bunları önemsemiyordu. Hayat biriktirdikleriyle güzeldi ve ne kadar biriktirirse kendini o kadar güçlü hissediyordu.

     Sokağın derin karanlığında yürürken , birden gündüz gibi aydınlandı her yer. İçi rahatlamıştı ince, uzun , narin Elif’in.Karanlıktan korkan kalbi aydınlıkla huzur bulmuştu.Sokak fenerleri artık ışıl ışıldı.

     Pervaneler fenerlerin  ışığına ölümüne   kayıtsızca uçuyorlardı.

      Elif bilirdi periler ve pervaneler ölümüne ışığa koşanlardandı. Kendiside yalancı ışıkların peşinde yıllarca pervane  olmuştu.

      On sekiz yaşına döndü  Elif. “Ah keşke hayallerimizde ki gibi yeniden dönebilsek ” dedi. O zamanda uzun , ince , narindi. Yıllar Elif’i hiç  değiştirmemişti. Zaman bir tazı gibi kovalasada Elif’in n yüreği on sekizinde kalmıştı. Büyümeyen bir çocuktu Elif…

      Işığa koştuğu zamanlardı o yıllar. Bir adamın ışığına aldanarak, yanacagini bile bile pervasızca kanatlanmıştı.

         O zaman Elif ‘ in gözlerinde aşk vardı. Gözlerinde fedakârlık vardı. Gözlerinde ateş vardı ve o ateşte yanmalıydı Elif.

         Ateşlerde yandı, kavruldu kül oldu Elif.

        Ah Elif ! Narin , hassas  koca yürekli Elif !

        Elif’in öyküsü ateşe uçan pervanelerle başladı ve bir gün son bulacaktı biliyordu. Olsun varsın son bulsundu ama yinede o umutluydu.Onu güzel bir sonun beklediğini biliyordu. Birgün elini hiç bırakmayacak bir sevgiliyle, denizine kavuşacaktı. Ruhları ve bedenleri bir bütün olup tamamlanacaklardı. Dünyanın hangi köşesinde olursa olsun, yarısını bulduğunda işte o zaman umutları gôkyüzünün maviliğine kanat açacaktı. O gün çok uzak değildi. O kadar yaşanmışlığa rağmen, kırılan çocuk kalbi her zaman kendini tek tek onarmasini bilmişti.

         Sokağın bozuk satıhları ayaklarını acıtıyordu. Bir an önce eve ulaşmak istiyordu. Etrafında eski Rum evleri sıra sıra dizilmişti ve bir taş plaktan çok güzel nağmeler geliyordu kulağına. Elif mest olmuştu bu nağmelerle. Alçak bir pencereden dans eden bir çifti çok rahatlıkla görebilmisti. Birgün aynı nağmelerle dans edecegini hayal etti. Tamamlanacağı ince, uzun adamını ve kendisini gördü buğulu düşlerinde. Kaybolacaktı dans ederken sevdiğinin kollarında. Hayali bile Elif’i mutlu etmeye yetiyordu.

      Birden nağmelere bir sesin karıştığını farketti. Gittikçe yaklaşan bir ayak sesiydi bu.

        Elif’i bir telaş sardı. Rum evlerinin arasında hızlandı birden yürüyüşü , düşleriyle beraber. Kalbi bir kuş olup uçtu Elif’in! Ensesinde hissediyordu ayak seslerini ve korkuyordu. Kalbi anne karnındaki bir bebek gibi atıyordu.

       Elif o sessiz sokakta , taş plaktan çıkan sesi boğan bir ses duydu ,  kalbinin çok derinlerinde. Güller saçıldı her tarafa, kan kırmızısı güller.

      Narin Elif , ince , uzun Elif kökünden koparılmış bir ağaç gibi yere yığıldı. Böyle son bulmamalıydı. Bu kadar çabuk olmamalıydı diye düşündü. O güzel buğulu gözleri, on sekizinde ışığına aldanıp , bir pervane gibi çarptığı adamın gözleriyle buluştu. Son gördüğü kişi o olmamalıydı.

     Taş plaktan çıkan nağmeler sus pus oldu. Uzun, ince slüetiyle düşlerinde ki adam uçup gitmişti.

      Pervaneler teker teker Elif’in üstündeki kan kırmızı güllerin üstüne yığıldı.

    Pervanelerin kanatlarında ışığa yöneldi ve ilk aşkının namlusunda yıldızlarla buluştu.

    İnce , narin , hassas Elif ışığa koşanlardandı…

BİR ELİF VARDI İNCEDEN

Bir hatıra defterinin sayfalarındaydı,

Tek tek koparılıp bir çöp kutusuna bırakıldı.

İtinasız , yıpratılmış , unutulmuş

Hurdacıların çuvalındaydı.

Dal daldı  ağaçların yeşil yapraklarında ,

Çiçek vermeden erken gelen sonbaharla

Rüzgârla savruldu uzak diyarlara.

Onun adı Elifti

İnce uzun , narin , kırılgan

Saçları gece siyahında , gözleri buğulu Elif

Bir güldü mü ?

Kırmızı gülleri soldururdu dallarında.

Uzun , ince , narin Elif ,

Ah Elif gülleri kıskandıran Elif,

Masal kitaplarından düştü gönüllere.

Bir hatıra defterinin sayfalarındaydı

Tek tek koparılıp atılmadan önce.

Öykü ve şiir: Kader Eltutan

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.