Deprem Araştırmacısı Ahmet Yakut, “Bu sene özellikle Manisa, Balıkesir ve Çanakkale 4’lük 5’lik depremler yaşayacak. Muğla ve Denizli’nin ise bu sene içerisinde 5- 5.5 büyüklüğünde deprem yaşayabileceğini söyleyebilirim” dedi.
Yaptığı analizlerle birçok depremi önceden bilen Deprem Araştırmacısı Ahmet Yakut, olması öngörülen depremlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu söyleyen Yakut, “Geçtiğimiz günlerde Karadeniz açıklarında meydana gelen deprem, ondan önce meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki Malatya depremi bize depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu, Türkiye’de her an deprem olabileceğini gösterdi. Büyük deprem hep akıllarda soru bırakıyor. Ben, Ege ve Akdeniz açıklarımızı Yunanistan üzerindeki ivme sebebiyle ilerleyen safhada konuşacağımızı düşünüyorum. Özellikle Girit Adası açıklarında ve 12 adada 5.5 ve üzeri depremler meydana gelebilir. Yunanistan’ın yaşayacağı büyük bir deprem var ve fazla uzak değil. Nisan ayında 5.5 ve daha büyük bir deprem Yunanistan’ı bekliyor. Yunanistan’daki depremler Marmara’yı etkiliyor ve mikro depremlere sebep oluyor” dedi.
Marmara depreminin fazla uzakta olmadığını öngören Yakut, “Muş ve Bingöl taraflarında meydana gelecek deprem sonrası büyük Marmara depreminin yaşanacağını bekliyorum. Bu sene içerisinde Marmara’da 5 veya 5.5 büyüklüğünde depremleri de belki de göreceğiz. Türkiye’de 5.2’lik depremin bile evlere hasar verdiğini gördük, en azından Çanakkale Ayvacık depremlerinde bu böyle oldu. Bu sene özellikle Manisa, Balıkesir ve Çanakkale 4’lük 5’lik depremler yaşayacak. Muğla ve Denizli’nin ise bu sene içerisinde 5, 5.5 büyüklüğünde deprem yaşayabileceğini söyleyebilirim” diye konuştu.
Türkiye’nin deprem gerçeğini, 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te en acı haliyle gördüğünü ifade eden Ahmet Yakut, “Alınacak çok dersler vardı ama hala alınmadı. En azından bir yerlerde önlemler alınmaya çalışılıyor. Gölcük, Değirmendere ve Adapazarı’nda hasarlı ve mahkeme sürecine takılmış birçok bina var. Bu sorunların ivedi bir şekilde çözülmesi lazım. Büyük Marmara depremi için ‘İstanbul’u yıkacak’, ‘Şu kadar bina yıkılacak’ ve ‘Şu kadar kişi ölecek’ hesaplarına dalmaktansa ‘Biz bu depremde kaç kişiyi kurtarırız’ ya da ‘Kaç binayı ayakta tutarız’ hesaplarına girmeliyiz. Bu hesaplar içerisinde başı çekecek olan şey bilinç olmalıdır. Bilincin ve eğitimin olmadığı hiçbir yerde o enkazın altında sağ çıkmak mümkün değildir. Depremler aslında insanları öldürmüyor, insanları öldüren binalardır. Bunun en açık örneği 82 ada ülkesinden oluşan Japonya’da kanıtlanabilir. Depremin belki zamanı, büyüklüğü şu an için bilinmiyor ama bilim ezber bozar. Bilimle beraber hareket edersek depremleri de meteoroloji gibi önceden tespit edebilecek teknolojik cihazlar ortaya çıkabilir, buna inanıyorum” sözlerini kaydetti.