2014 yılında veteriner kliniği olarak kurulan, sonrasında ise hayvan hastanesi ruhsatı alarak bölgeye ve tüm Türkiye’ye hizmet etmeye başlayan Samsun’un Atakum ilçesinde bulunan Akademi Hayvan Hastanesi, 7/24 Gündem Dergi’nin 3. sayısının konuğu oldu.
Veteriner Hekim Ayberk Subaş, klinikten hastaneye geçiş süreci, hastane bünyesinde verilen hizmetler ve hayvan sahiplerinin dikkat etmesi gereken noktalar konusunda 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtladı.
Akademi Hayvan Hastanesi ne zaman kuruldu?
2014 yılı Eylül ayında klinik olarak hastalarımıza hizmet vermeye başladık. Başlangıçta bir adet muayene odası ve ameliyathane ile tedavilerimiz gerçekleştirdik. Zamanla hasta popülasyonumuzun artması ile kliniğimizi büyütme kararı aldık ve 4 adet muayene odası, 2 adet ameliyathane, yoğun bakım ve hospitalizasyon alanları kurarak daha fazla hastaya hizmet verebilir duruma gelmiş olduk.
Ağustos 2022’de ise hastane ruhsatımızı alarak 7/24 hizmet vermeye başladık. 6’sı veteriner hekim 15 kişilik kadromuzla sadece Samsun’a değil tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz. Tedavi için farklı şehirlerden çok fazla hasta gelmekte. Bu bizim için çok önemli bir hedefti. Bunların yanı sıra hiçbir zaman eğitim tarafını bırakmadık. Cerrahini alanındaki uzmanlık eğitiminin tamamlanması sonrası patoloji alanında doktora eğitimini devam etmektedir.
Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
En başta her hayvan sağlığı kurumu gibi aşılama, rutin kontrolleri yapıyoruz. Özellikle kedi ve köpeklerde sıkça yaşanan trafik kazası, yüksekten düşme gibi durumlarda meydana gelen ortopedik ya da nöroşirurji ameliyatlarını gerçekleştiriyoruz. Bunların dışında özel olarak örnek vermek gerekirse katarakt hastalığı olan yaşlı hayvanlarda katarakt ameliyatı ya da tümörü olan bir hastanın patoloji sürecinden sonra kemoterapi gibi tedavileri organize edebiliyoruz.
Bunların dışında ana laboratuvarımızda tam kan sayımı (CBC), biyokimya tahlili, PCR, kan gazı analizi, hormon analizi gibi tahliller yapılabilmektedir.
Görüntüleme alanımızda ise dijital röntgen, tomografi ve doppler ultrasonografi ile hizmet vermekteyiz.
Hastane olma hedefinizi gerçekleştirdiniz, sonraki basamak nedir?
Hastane oluşumuzla beraber tomografi cihazını bünyemize kattık. Bundan sonraki kısa vadede en büyük hedefimiz MR cihazını da alıp sadece hayvanlar için özel MR çekim hizmeti vermek. Bunlarla beraber gelişmeye her zaman devam edip veteriner tıpta dünya genelinde kabul görmüş son tedavi seçeneklerini araştırmaya devam etmek ve uygulamak her zaman hedefimiz olmuştur.
En sık karşılaştığınız durumlar?
Bizde yatan hastaların yüzde 70’i sokak hayvanı maalesef. Şehirleşme o kadar arttı ki hayvanların yaşayacağı ortam kalmadı. Trafik kazasına bağlı kırık nedeniyle getiriliyorlar. Bu hayvanlarını vatandaş veya dernekler bulup getirip, kendi imkânlarıyla, çabalarıyla karşılamaya çalışıyor. Keşke bu konuda bir devlet desteği olsaydı.
Fikir olarak söylüyorum; vatandaşın sahip olduğu kedi veya köpek için ekstradan bir sigorta ödense biz de çok rahatlarız, hasta sahipleri de rahatlar. Şu anda özel sağlık sigortaları var. Ancak çok yaygın değil. Sokak hayvanları için ise hiçbir destek yok.
Mesleğinizdeki son gelişmeler hakkında da bizlere bilgi verir misiniz?
Son dönemde kök hücre tedavisi çok yapılmaya başlandı. Zenginleştirilmiş hücreleri enjekte edilebilir bir forma alarak hastaya uyguluyorlar ve özellikle kanser hastalıklarında bir tedavi yöntemi olarak kabulleniliyor. Olumlu sonuçları kesin kanıtlanmış değil.
Ozon tedavisi hayvanlara da kullanılıyor. Özellikle açık yaralarda hızlı iyileştirici bir yönü var.
Ekonomik bir kriz yaşıyoruz. Tasarruf amacıyla farklı bir besleme yöntemine geçmenin etkileri neler olabilir?
Kaliteli mamaların hepsi yurtdışından geldiği için dolar kuruna endeksli. 2 kiloluk mamalar 400-500 lira. Alternatif keşke olsa. Ucuz ve kalitesiz mama veya ev yemekleriyle besleme gibi durumlarda hayvan, hayatının bir döneminde mutlaka bunun sıkıntısını yaşıyor maalesef. Bunla ilgili maalesef alternatif yok. Hayat süreleri zaten çok kısa, kötü beslenmeyle bu süre daha da kısalabiliyor.
Mama seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Kediler özellikle mamasını kendi seçiyor. Dikkat edilecek en önemli husus iyi markaları tercih etmek. Yüksek proteinli, tahılı az mamalarla sürekli beslemek kediler için çok doğru değil. İlerleyen zamanlarda kedilerde böbrekle ilgili, köpeklerde kalple ilgili sorunlara yol açabiliyor. Ev kedilerinin bir hayat mücadelesi yok, dolayısıyla yüksek proteinle beslemenin de bir önemi yok.
Kedi ve köpekler bazı mamaları çok severek yiyor ama bu o mamanın iyi olduğu anlamına gelmiyor. Bazı ucuz mamalar içerdikleri tatlandırıcı ve tuzlar nedeniyle çok büyük sıkıntılara sebep olabiliyor.
Yaş mama ne kadar sıklıkla verilmeli peki?
Yaş mama tabi ki verilebilir ancak haftada bir konserveyi geçmemeli. Çocuklara her gün hamburger, çikolata için izin vermiyorsak hayvanlarımıza da her gün yaş mama vermemeliyiz. Çünkü hemen kuru mamayı bırakmaya yöneliyorlar. Yaş mamalar, ömür boyu yiyebilecekleri bir mama değil.