İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP’de genel başkan değişiminin yaşandığı kurultaya yönelik mesajlar veren Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “(Cumhurbaşkanlığı seçimi) Sırtımdaki hançerlerle seçime girdim” sözlerine de yanıt verdi:
“Geçtiğimiz hafta, Cumhuriyetimizin, 100’üncü yılına erişmenin, verdiği mutlulukla hep birlikte, aynı duyguda buluşmuştuk. 10 Kasım’da da yine büyük Türk milleti olarak, tek yürek olacak, aynı duygudaşlığı paylaşacağız. Anıtkabir’in önündeki uzanan kuyruklarda, aynı vefayı hissederek, saygıyla dimdik duracağız. Çocuğu, genci, yaşlısı, fark etmeksizin aynı özlemi duyacağız. Saatler, 9’u 5 geçeyi gösterdiği anda, yüreğimizi sızlatan, aynı büyük hüzünle dolacağız.
Ama, diğer yandan da siyasi hayatını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze, onun temsil ettiği değerlere ve bizlere bıraktığı kutlu mirasa, düşmanlık besleyerek sürdürenlerin, acizliklerine şahit olacağız. Ama ne yaparlarsa yapsınlar kalplerindeki hırsı, kini ve düşmanlığı, bize, dayatamayacaklar. Büyük Türk milletinin, gönlünde parlayan, bir çift mavi göze, gölge düşüremeyecekler. Her Türk gencinin, ruhunda, Mustafa Kemal’i yaşatmasına engel olamayacaklar.
Ne mutlu bize ki İstiklal ve istikbal mücadelemizin, büyük önderini, her geçen gün, daha da iyi anlıyoruz. Ne mutlu bize ki O’nun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için açtığı, kutlu yolda, yine O’nu, örnek alarak yürüyoruz. Ne mutlu bize ki Türk milleti için, ilmek ilmek işlediği, o büyük vizyondan, ilham alıyoruz. Bu vesileyle İYİ Parti olarak, buradan, bir kez daha hem sizlerin, hem aziz milletimizin, hem de, Yüce Allah’ın huzurunda, ondan razı olduğumuzu ilan ediyoruz. Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzden razıyız. Allah da, hem mavi gözlü Bozkurt’umuzdan, hem de tüm istiklal kahramanlarımızdan, razı olsun. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Filistin’de, Netanyahu vahşeti, hız kesmeden devam ediyor. Filistinliler, âdeta bir ateş çemberinin içerisinde, sıkışmış durumda. Dünya ise, bu ateş çemberin etrafında, adeta dans ediyor. Bu zulmü yaşatanlar, bu zulme sebep olanlar ve bu zulümden siyaset üretenler resmen bir saadet zinciri oluşturdular. Ve maalesef, hala, ne insan haklarına, ne vicdana, ne de uluslararası hukuka uygun olarak atılan, herhangi somut adım yok.
Kadınlar, çocuklar, masum siviller katledilirken dünyanın göstermiş olduğu, bu vurdumduymazlık tarih kitaplarında, bir utanç vesikası olarak anılacak. Sadece bir haftada, ölen çocuk sayısı, 1700’den 4237’ye yükseldi. Basın kaynaklarına göre, 7 Ekim’den beri, Gazze’de, yaklaşık her 10 dakikada, bir çocuk öldürülüyor.
Değerli dava arkadaşlarım yerel seçimlere, 5 aydan kısa bir süre kaldı. Vizyonumuz, projelerimiz, kadrolarımız hazır. İYİ Parti olarak, Türkiye’yi yönetmeye hazırız. Tek ihtiyacımız olan; milletimizin bize bir fırsat vermesi. Çünkü, biliyorum ki o fırsatı yakaladığımızda önce yerelde, sonra da tüm Türkiye’de, İYİ Parti iktidarının, ayak seslerini cümle aleme duyuracağız. İşte o nedenle önümüzdeki seçimlerde, milletimizin bize, bir fırsat vermesi için, canla başla çalışacağız.
Çünkü biz fırsatları geri tepen değil; o fırsatı, sonuna kadar değerlendiren bir siyasi partiyiz. Çünkü biz; statükonun konforundan değil; rekabetin heyecanından beslenen bir siyasi partiyiz. Çünkü biz önce kendimiz değil; önce Türkiye diyen bir siyasi partiyiz. Çünkü biz millete kulağını tıkayan değil milletiyle, omuz omuza yürüyen bir siyasi partiyiz.
Biz her daim, önce millet, önce memleket dedik. Milletimiz neredeyse, biz de orada olduk. Milletimiz ne söylediyse, biz de her yerde, onu söyledik. Sözlerimiz, her zaman, açık, net, şeffaf oldu. Haktan, hakikatten, milletten yana oldu. Karşımıza her çıkana göre değişmedi. Kapalı kapılar ardında dönüşmedi. Ama sözlerimiz kimisine karın ağrısı yaptı. Birilerini fevkalade rahatsız etti. Bazıları da, bizi kendine, düşman gördü.
Değerli dava arkadaşlarım; ne ilginçtir ki; 2023 seçimlerinde, Türkiye’yi değiştirmek için gösterdiğimiz çaba karşısında bizi, oyun bozanlıkla suçlayanlar; bizi, hainlikle suçlayanlar parti içi hesaplarını, Türkiye’nin istikbalinin, önüne koyanlar; hafta sonu itibariyle, birer değişim havarisi oluverdiler.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktık diye, bize demediklerini bırakmayanlar hafta sonu itibariyle, yeni genel başkan, Sayın Özgür Özel’in en büyük fanları oldu. Ez cümle; kral öldü, ama 2023’e damga vuran, o garip anlayış ve o anlayışın sahipleri, aynen yerinde duruyor.
Nitekim tüm kurultay süreci boyunca Türk sağına, bol miktarda hakaret edildi. Her türlü erdemi solda, her türlü ahlaksızlığı da, sağda gören, ateşli konuşmalar, derinlikli yorumlar yapıldı. Hançer edebiyatları, İYİ Parti eleştirileri, havalarda uçuştu. Ve tüm bunlar da, hazirun tarafından, büyük bir şevkle alkışlandı.
Sayın Kılıçdaroğlu da hançerden bahsetti. Hançer işi ortada kaldı. Bensem o hiç kimsenin arkasından hançer vurmadım. Hak ettiği takdirde hançeri ya gırtlağına ya kalbine vururum. Arkadan işim yoktur. Çünkü kul hakkından çok korkarım. Hele ki garibana eziyet edenleri bilirsem, ispatlarsam o hançeri kalplerine koymuşumdur. Ama bir kişiyi ben sırtından bıçaklamadım. Benim sırtımda bıçak vardır demiyorum.
Gereğini yapmıyorsan ha bire hançerlenirsin. Kendine bir şey yapıyorsan hançerlenirsin. Ölümüne bir şey isteyip çevreyi görmüyorsan hançerlenirsin. O hançerlerin sahiplerini karşında bulursun. Ben kimseyi hançerlemem. Ailemden gelen şey yüze karşı konuşmak, açık konuşmak, gereğini yapmak. Bu hançerse 6 kişinin içinde net bir şekilde konuşmuş şahısım. Karşımda ölmüş anama sövüldü. Ben olmadığıma göre hançer kimin?
Elbette kurultaylar, bir siyasi partinin iç meselesidir. Elbette CHP, kendi içinde, bir değişim sürecine giriyor olabilir. Elbette bu arkadaşlar, ‘sağ’ ve ‘sağcı’ antipatisi üzerinden teşkilatlarını, konsolide etme arayışında da olabilir. Ama, hala daha, merak eden varsa, şimdiden söyleyeyim; bizim için, değişen hiçbir şey yok.
Biz; çiçeği burnunda değişim şampiyonlarının, daha bugün kurabildikleri cümleleri; bundan tam 8 ay önce, kendilerine kurmuştuk. Üstelik kendimizi düşünerek, partimizi düşünerek değil, Türk milletinin, makus talihini, değiştirmek için kurmuştuk. Dolayısıyla; o gün bize duvar örenlerin, bugün anlattıkları, bu saatten sonra, bizi ilgilendirmez.
Milletimizden başka kimse, bizi beğenmek zorunda değil. Milletimizden başka kimsenin teveccühü de, bizim umurumuzda değil. Biz her şeyi, hamdolsun, yeterince gördük. ‘İlle de ben’ diyenleri gördük. Finiş çizgisine kadar gelip, geriye koşanları da gördük. Parti içi hesapların, nasıl da milletimizin taleplerinin, önüne koyulduğuna şahit olduk. O nedenle de, bundan sonra, kendimizden başka kimseye kefil olmayız. Olmayacağız.
Hür ve millî siyasetimizle; bezirgan saltanatını da, haram düzenini de, kişisel ikbal siyasetini de, ittifak diye paketlenen, menfaat ilişkilerini de, tek tek yıkacağız. Bizi yola çıkaran, işte budur. Milletimizin emriyle, bize İYİ Parti’mizi kurduran; memleketi, il il, ilçe ilçe, sokak sokak gezdiren; tutmadık el, çalınmadık kapı bıraktırmayan; bize durmayı, dinlenmeyi, yorulmayı yasaklayan; azmimiz de, kararlılığımız da, inadımız da, işte bundandır.”