Anayasa Mahkemesi, bekçilere ‘el ile dıştan arama’ ile gösteri yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla ‘önleyici tedbir alma’ yetkisi veren düzenlemeyi de içeren 7 maddeyi iptal etti.
Haziran 2020’de yürürlüğe giren Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’ndaki bazı maddeler, bekçilere olağanüstü yetkiler verildiği gerekçesiyle tartışma yaratmıştı. CHP de kanunda yer alan 8 ayrı düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, kanundaki 7 ayrı madde ve fıkranın iptaline karar verdi. AYM’nin iptaline karar verdiği maddeler arasında en dikkat çekici olan ise bekçilere ‘el ile dıştan arama’ ile gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla ‘önleyici tedbir alma’ yetkisine ilişkin düzenleme oldu.
T24’yer alan habere göre, Resmi Gazete’de yayımlanan kararın gerekçesinde, Kanun’un 6. Maddesi Ç fıkrasında yer alan ve bekçilere “Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri alma” yetkisi veren düzenlemenin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sınırlama getirdiğine dikkat çekildi. Kararda, söz konusu kuralda kamu düzenini bozacak eylem ve durumların mahiyeti, boyutu ve sınırları ile bekçilere tanınan görev ve yetkilerin neler olduğunun belirlenmediğine vurgu yapılarak, “Kuralda yasal çerçeve ve ilkelerin oluşturulmadığı ve bu suretle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına getirilen sınırlamanın kanunilik koşulunu sağlamadığı anlaşılmıştır” denildi.
Kanunun 7. Maddesi 6. Fıkrasında yer alan ve bekçilere el ile dıştan kontrol yetkisi veren düzenleme de Anayasa’ya aykırı bulundu. Kararda, söz konusu düzenlemenin, “kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına” sınırlama getirdiği kaydedilerek, kuralın hem belirsizlik içerdiği hem de keyfiliği önleyecek güvenceleri sağlamadığı belirtildi. “Kişilerin üstünün ve eşyalarının el ile dıştan kontrolünün arama boyutuna ulaşmaması ve bunun sınırlarının objektif ölçülerle tespit edilebilir nitelikte olması zorunludur” denilen kararda, “Kural hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesi çerçevesinde her durum ve koşulda objektif ve nesnel olarak uygulanabilir nitelikte değildir. Elle kontrol adı altında anayasada düzenlenen güvencelerden yoksun olarak arama kapsamındaki uygulamalara sebebiyet verecek ölçüde belirsizlik içermektedir. Ayrıca idarece elle kontrolün amacı dışında keyfi biçimde uygulanmasını engelleyecek yeterli güvenceleri sağlamamaktadır” ifadelerine yer verildi.
Yüksek Mahkeme, bekçilere silah kullanma yetkisi verilen düzenlemenin iptali talebini de reddetti. Ret kararının gerekçesinde, bekçilere bu yetki verilirken Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na atıfta bulunulduğu belirtilerek, “saldırıları etkisiz kılmak ve hakkında tutuklama, gözaltına alma zorla getirme veya yakalama emri verilmiş kişileri ya da suç üstü halinde şüphelileri yakalamak amacıyla silah kullanılabileceğinin hüküm altına alındığı, böylece yetkinin veriliş amacına aykırı ve orantısız şekilde kullanılmasını engelleyecek güvenceye yer verildiği görülmektedir” denildi.