enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5082
EURO
36,5022
ALTIN
2.952,58
BIST
9.031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Az Bulutlu
25°C
Samsun
25°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
17°C
Cuma Çok Bulutlu
26°C
Cumartesi Yağmurlu
8°C
Pazar Hafif Yağmurlu
7°C

Atatürk ve çiftçi

Atatürk ve çiftçi
5 Ekim 2023 09:39 | Son Güncellenme: 5 Ekim 2023 09:40
A+
A-

Gazete ve TV haberlerinde hatta çevremizde tanık olduğumuz bazı olaylar vardır. Bunlardan sadece biri geçtiğimiz günlerde Kırşehir’de çiftçilik yapan Ş. E‘nin Tarım Kredi Kooperatifine borcu nedeniyle tarlada çalışan traktörüne haciz nedeniyle el konuldu haberiydi. Çiftçi Ş.E Kooperatiften kredi kullanmış ancak artan maliyetler, yaşanan doğal faaliyetlerden zor durumda kalarak borcunu ödeyemedi. İcra memuru, avukat ve kolluk görevlileri çiftçi Ş.E ‘nin traktörünü bir çekiciye yüklenerek götürülürken, çiftçi çaresizce birilerini arayarak haciz işlemini durdurmaya çalıştı. Ancak başarısız olur.

Anlattığımız bu olay bugünkü Türkiye’de geçiyor. Şimdi anlatacağımız olay ise eski Türkiye’de geçmiş.
Neden çifçinin borcu katlanarak artıyor? Traktörüne,tarlasına, ineğine, neden haciz konuyor?

ATATÜRK dinlenmek için gittiği Florya köşkünden Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında koşulu bir merkep vardır. Şoförüne,
“Arabayı durdur” der.

Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru geleni görmüştür. Sabanında koşulu olan öküzü ve merkepi durdurur.

Atatürk yanına gelince, “Kolay gelsin ağa” der.

-Sağ olasın bey! Hoş geldin.
-Hoşbulduk ağa. Yoldan geçerken dikkatimi çekti. Öküzün yanına merkep koşmuşsun .Hiç öküzün yanına merkep koşulur mu? Bunlar denk değil.

Köylünün canı sıkkındır. Biraz da alınmıştır. Bezgin bir ses tonuyla,

-Merkeple öküzün yan yana koşulmayacağını bilmiyom mu sanıyon bey. Sen
bunu bana mı söylüyon?

-Kime söylemeliyim ağa?

-Sen bunu git vergi memuruna söyle.

-Vergi memuruna mı?

-He ya ! Bu sene ürünüm kıt oldu. Vergi borcunu ödeyemedim. Dört gün önce vergi memurları öküzün eşini ‘’ vergi borcunu karşılar ‘’diyerek alıp götürdüler. Sattılar. Benim öküzün eşi sizin gibi beylerin sofrasına et, sucuk oldu bey.

Atatürk çok sinirlenmiştir. Alışkanlığı gereği kızdığı zaman kaşlarını
çatmaktadır. O’nun bu halini gören köylü,

-Bana niye kaş çatıyon bey. Yalan söylediğimi mi sanıyon? Sana ne söylediysem hepsi doğru. Ben Küçükçekmece köyündenim. Muhtara sor istersen.

Atatürk,

-Neden Kaymakam beye gidip durumu anlatmadın ağa?

-Gittim bey.

Köylü duraksamıştır. Bunu anlayan Atatürk devam eder.

-Kaymakam ne dedi?

-Git borcunu öde dedi.

-Sen de Vali beyin yanına gitseydin.

Köylü Atatürk’ü bir müddet süzer. Atatürk konuşmadan dinlemektedir. Köylü konuşmaya devam eder.

-Sen hiç Valinin yanına gitmemişsin bey. Halından belli oluyor.

-Halimden belli mi oluyor?

-He ya ! hem gitseydin bilirdin.

-Neyi bilirdim?

Kapıdaki Jandırmaların adamı içeriye koymadığını bey.

Atatürk, “Başvekil İsmet Paşaya telgraf çekip durumu niye izah etmedin?” diye sorar.

Köylü gülümseyerek, “İnsanı güldürme bey. Başvekilin kulağı sağır, duymaz diyola” der,

Atatürk kızmıştır.

“Peki! Gazi Paşa’ya niye telgraf çekmedin?” diye sorar.

O’nun da bir gözü kör, görmez diyola. Hem sen zenginsin. Tomofilin bile var. Bunları heç duymadın mı?
Atatürk cüzdanından çıkarır.

“Bunu kabul et ağa. Öküzün yanına bir eş alırsın” der. Elleri titreyen köylünün elini sıkar. Yanından ayrılır. Hızlı adımlarla arabasına doğru yürür. Florya köşküne döner. Başbakan İsmet Paşa’ya şu telgrafı çeker.
“Derhal Heyeti Vekileyi (Bakanlar Kurulu ) topla İstanbul’a gel”

Başbakan başkanlığında Bakanlar Kurulu Florya köşküne gelir. Atatürk şoförünü köylüyü alıp gelmesi için yollamıştır. Arabanın içinde sıra sıra dizilmiş jandarmalar arasında Florya köşküne gelen köylü, “Eyvah ben ne yaptım’’ diye için için dövünmektedir. Kendisini kapıda karşılayan şık giyimli bir beyefendi nazik bir sesle ‘Beni takip edin efendim’ deyince içi biraz ferahlasa da çok korkmuştur. Adamı takip ederek büyük bir toplantı salonuna girerler. Salon kalabalıktır. Ortada büyük bir masa etrafında sandalyelere oturmuş şık giyimli insanlar ile ayakta duran iki kişi daha vardır. Gözleri kararmış, ayakları bedenini taşımakta zorlanmaktadır. Tanıdık bir ses duyar.

“Hoş geldin ağa. Gel yerin burada” diyen Atatürk sağ tarafında yanında ayırdığı boş sandalyeyi eliyle işaret etmektedir. Köylü zorlanarak yürür ve yığılırcasına sandalyeye oturur.

Durumunu anlayan Atatürk,

-Sakin ol ağa. Korkacak hiçbir şey yok.

-Sağol bey sağol.

Köylünün soluklanmasını ve rahatlamasını bekleyen Atatürk, bir müddet sonra,

-Seni buraya niye çağırdım biliyor musun ağa?

-Hayır bey bilmiyorum.

-Dün bana anlattıklarını bugün burada anlatmanı istiyorum. Ama bir tek kelimesini dahi atlamadan, eksiksiz olarak anlatmanı istiyorum. Hadi başla, seni dinliyoruz.

Köylü başından geçenleri bir bir anlatır. Daha önce söylediklerinin eksik olanlarını Atatürk tamamlar. Köylünün konuşması bitince Atatürk masada olanları tek tek tanıtır. Kendisinin de Gazi olduğunu söyler. Sonra ayağa kalkar.

Elini masaya sertçe vurarak, öfkeli bir sesle; “Beyler, ben çiftçinin koşumluk hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tarım
aletini, sağımlık hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ankara’ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz” der.

Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır. İcra iflas kanunu Madde 82/ 4; “Borçlu çiftçi ise , kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri HACZEDİLEMEZ”

“KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR”

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.