Atakum’da hizmet veren Papyon Fotoğraf ve Film’in kurucusu Ali Yüksel, 7/24 Gündem Dergi‘nin 6. sayısına konuk oldu. Yüksel, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtladı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1 Ocak 1989 Atakum doğumluyum. Evliyim ve 7 yaşında Alpaslan adında bir oğlumuz, 4 yaşında da Alina isimli bir kızımız var. Fotoğrafçılığa hep ilgim vardı. Bu alanda gerekli tüm eğitimleri aldım. Eşimle evliliğimizin 3. ayından sonra fotoğrafçılık serüvenim başladı. 2017 yılında eşimle beraber Papyon Fotoğrafçılık’ı kurduk.
Fotoğrafları ben çekiyordum, düzenlemesini ise eşim yapıyordu. Papyon Fotoğrafçılık çok sevildi. Yaptığımız iş vesilesiyle çok güzel dostluklar edindim. İnsanlarla iletişim kurmayı, iç içe olmayı sevdiğimden fotoğrafçılık tam olarak benim mesleğim diyebilirim.
Daha iyi noktalara gelmek adına kendimi geliştirmeye önem veriyorum. Eşimle başlayan bu sektördeki yolculuğuma şimdi yalnız devam ediyorum. Eşime hemen dükkanımızın yanında çelik takı ve çanta üzerine komşu bir dükkan açtık. İşlerimizi ayırsak da yine yan yana çalışmaya devam ediyoruz.
Fotoğrafçılığın yanı sıra farklı sektörlerde de yatırımlarım var. Kendimi çalışkan, işine titiz, girişimci biri olarak nitelendirebilirim.
Papyon Fotoğrafçılık’tan bahseder misiniz?
Gelin-damat çekimleri, drone çekimleri, firma tanıtımları alanında tüm prodüksiyon işlerini yürütüyoruz. İşini zamanında teslim eden, titiz bir ekibimiz var.
İnsanlar en mutlu günlerini size emanet ediyor. O gün bir daha yaşanmayacak, bu yüzden çok önemli. O anları en güzel şekliyle kareleyerek ölümsüz kılmalıyız.
Düğününde çok memnun kalıp hamilelik döneminde, doğumunda da fotoğraf çekimi isteyen müşterilerimiz oluyor. Bu bizim için çok gurur verici bir durum.
Sektörümüzün dalları çok geniş. Her alanda olmak yerine en iyi olduğun alanda devam etmek daha sağlıklı. Örneğin mesleğimizde en zor alan bebek fotoğrafçılığı.
Uyutması, giydirmesi ayrı beceri isteyen bir alan. Kişi hangi alanda iyiyse oradan devam etmeli bence. Mesleğe ve meslektaşa saygı bunu gerektirir.
Artık hepimiz cebimizdeki telefonlar aracılığıyla bir fotoğraf makinesi taşıyoruz. Ama o basılı fotoğrafların tadı da bir başka değil mi?
Yeni, her zaman eskiyi aratıyor. Teknoloji ilerledikçe duygu azalıyor. Baskı çok önemli, dijital o hissi veremiyor. Bir fotoğraf albümünü elinize alıp o dokuyu hissettiğinizde o günlere geri gidiyorsunuz. En önemli anılarımızı bence albüm haline getirmemiz gerekiyor. Yıllar sonra o baskılar kalıyor ancak dijital olanlar saklanamayabiliyor.
Gelin-damat çekimleri için Samsun’da en güzel mekanlar nereler ve çiftlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Öncelikle çiftimizi çekim öncesinde tanışmak ve detaylar için ofisimize çağırıyoruz. Mekan, konsept hakkında fikir alış verişinde bulunup, yol haritamızı belirliyoruz. Çekim yapılacak bölgeye karar verip, oraya uygun kıyafet ve aksesuarları seçiyoruz.
Eskiden Kuş Cenneti, Çakırlar çok tercih ediliyordu. Son dönemde platolar rağbet görüyor. Çünkü buralarda daha sağlıklı ve konforlu çekimler gerçekleştirebiliyoruz. Düğün çekimleri minimum 3 saat sürüyor. Dinlenmeye uygun alanları olan yerler seçmeye çalışıyoruz.
Tabi yine dış mekanlarda da çekim yapıyoruz. Örneğin ayçiçek tarlaları ya da Ordu Perşembe’deki Yason Burnu gibi. Gün batımı fotoğrafları için Yason Burnu ve Kuş Cenneti çok güzel bir lokasyon. Bu arada farklı şehirlere de gidebiliyoruz çekim için.
Dış çekimin düğünden 1 hafta hatta 10 gün önce yapılmasını öneriyoruz çiftlerimize. Çünkü düğün gününün stresi, yoğunluğu arasına sıkıştırılan bir çekimden verim alınamıyor.
Özellikle gün batımından faydalanıyoruz. Düğün günü olunca bundan faydalanamıyoruz, öğlen ışığında çekim yapmak zorunda kalıyoruz. O stres çok farklı, dış çekim günü kavga edip ayrılan çiftlere bile denk geldik.
İnsanların çoğu sadece telefonla fotoğraflarının çekilmesine alışmış. Fotoğraf makinesini görünce gerilebiliyor.
O gerginliği almak da fotoğrafçıya düşüyor. İletişim doğru sağlanınca gerginlik yerini rahatlığa bırakıyor.
Gelinliğin haricinde mutlaka ikinci rahat bir elbise daha olmalı. Önce gelinlik ve damatlıkla çekimler tamamlanıyor. Altın saatler dediğimiz gün batımında gelinlik ve damatlık olmasın istiyoruz. Tarlatanlı, kabarık gelinlikler pozlandırmada çok zorlayabiliyor.
En keyif aldığınız çekimler hangileri?
Eğlenceli fotoğraflar çekmeyi seviyorum. Çiftlerimizle şakalaşıyoruz, doğal fotoğraflarını çekiyoruz. Habersiz çekilen fotoğraf her zaman daha güzeldir.
Firmalar için tanıtım filmleri de çekiyorsunuz, biraz da buna değinelim mi?
Dijitalleşmeyle beraber artık firmaların bir tanıtım filmi olması neredeyse zorunlu hale geldi. Firmanın dışarıdan drone ile çekimi, iç mekanda yapılan detaylı çekimine firmayı tanıtan bir metin ve uygun seslendirme ile birleştirerek, tamamlıyoruz.
Bunun yanında E-ticaret firmaları için de ürün çekimleri gerçekleştirmekteyiz.
Fotoğrafçılık mesleğinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Meslek sanatsal boyutta her zaman devam edecektir. Düğün fotoğrafçılığı her zaman olacaktır. Ama artık bir aile gelip fotoğraf çektirmiyor. Gerçi aileler artık bayram haricinde de biraraya gelemiyor.
Yakın gelecekte yapay zekanın fotoğrafçılığın yerini tamamen alabileceğini düşünüyorum. Şimdiden bizler de kulanmaya başladık mesleğimizde. Daha yenilikçi olmak için yapay zekaya önem vermeliyiz aksi takdirde meslek olarak çok geride kalırız.
