Son dönemin bebeklerde beslenmeyle ilgili en çok merak edilen konularından ek gıdaya geçiş süreci ile ilgili uzmanlardan önemli tavsiyeler geldi.
@cocukhekiminiz ve @3cocukluhemsireanne_ kullanıcı adlarıyla Instagram’da geniş takipçi kitlesine ulaşan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop ve hemşire eşi Mine Şen Pop, 7/24 Gündem Dergi’nin 3. sayısına konuk olarak Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtladı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Uzm. Dr. Serdar Pop: 1986’da İstanbul’da doğdum. 2011 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2014 yılında Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları asistanlığına başladım.
2018’de uzmanlığımı aldım. Tokat Erbaa’da mecburi hizmetimi yaptıktan sonra Sakarya’da görev yaptım. Bir buçuk yıl önce Büyük Anadolu Hastanesi’nden gelen teklif üzerine Samsun’a geldim. 6 aydır da kendi muayenehanemde hizmet veriyorum. Evliyim, 3 çocuğum var.
Mine Şen Pop: 1986 yılında Erbaa’da doğdum. 2004 yılında Sağlık Meslek Lisesi ATT (Acil Tıp Teknisyenliği) bölümünden mezun oldum. 2007 yılında İstanbul 112 Acil Sağlık Hizmetleri’ne atandım. 112’de çalışırken Serdar bey ile tanıştık ve kısa süre içinde evlendik. Evliyken Medipol Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümünden mezun oldum. 2016 yılında ilk çocuğum Yusuf Taha dünyaya geldi.
İlk oğlumda ek gıda süreciyle ilgili bir fikrim yoktu, iştahsız bir bebekti. Araştırmaya başladım. Sonra Serdar beyin tavsiyeleriyle sebze püreleriyle başladık. Oğlum yiyecekleri püskürtüyordu. Araştırmalar neticesinde çocuğun kendi kendine yemesi gerektiğini anladık.
Baby Led Weaning denilen Türkçesi ‘Bebek liderliğinde beslenme’ olan yöntemi kullanmaya başladık. Sonrasında pankek yapmaya başladım. Sürekli tarifler araştırıyordum.
Önüne koyuyordum ve kendisi yemeye başladı.
Oğlum 1 yaşında çorbayı kendisi yemeye başladı. Kendi kendine yediği için tokluk hissi de oluşuyordu. Şu anda 6 yaşında ve yeme problemi yok. Sonrasında kızımda da aynı yöntemle devam ettik. Klasik beslenme ve BLW şeklinde ilerledik.
Bu da Bliss dediğimiz bir yöntem. Yarı katı ve sıvı gıdaları annenin verdiği, katı gıdaların ise çocuk tarafından yendiği bir yöntem. Aileler BLW’de temizlik sorunu yaşayabiliyor. Bu nedenle Bliss yöntemini tercih edebilir.
İkinizin de sosyal medya hesapları oldukça popüler. Bu başarının sırrı nedir?
Mine Şen Pop: 3. çocuğumuz Eslem Hüma doğduktan sonra ek gıda konusundaki tecrübelerimle ilgili sayfa açmak istediğimi söyledim. İsmi de ‘3cocukluhemsireanne_’ olacak dedim. Sayfayı açtık.
O zamanlar çok profesyonel değildim, reels çekmeyi dahi bilmiyordum. Sonrasında başladık, baktık sayfa gelişmeye başladı. İnsanlar sorular soruyor.
Serdar beyden de aldığım destekle kaçıncı ayda neler verilir, nasıl beslenmeli şeklinde önerilerde bulunmaya başladım. Takipçilerimizle bağ kuruyoruz. Bir tarifim tutmadıysa sırf etkileşim olsun diye paylaşmıyorum. İnsanlara verdiğimiz bilgilerle yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Mutfağa yabancı, en acemi annenin dahi çocuğu için bir şeyler yapmasına yardımcı olabilmek beni motive ediyor.
Uzm. Dr. Serdar Pop: Başarılı olacak tarifleri paylaşmaya gayret ediyoruz. İnsanlara faydası olmasını önemsiyoruz. Muayenehanemize gelemeyen insanlara da bu platform aracılığıyla ulaşmak niyetindeyiz. Haftada 3-4 paylaşım yapmaya çalışıyorum. Hiçbir konuda destek almıyoruz, tamamen kendi çabalarımızla bu işi yürütüyoruz. Reklamlarla büyüyen sayfalar değiliz.
Ek gıdalar ile ilgili bir kitap hazırlığındasınız, bu fikir nasıl oluştu?
Uzm. Dr. Serdar Pop: Instagram görselliğin ön planda olduğu, kolay tüketilen bir mecra. Bizim paylaştığımız tariflerin, bilgilerin kalıcılığı var. Bu kalıcılığı sağlamak adına kitapta toplamayı doğru bulduk. Hem bizim için güzel bir miras, hem de insanlara faydalı olacak bir kitap. 100 sayfaya yakın tarif olacak, 25-30 sayfa da ek gıdaya ilişkin bilgiler olacak. Kitabı okuyanlar ek gıdaya dair tüm bilgilere sahip olacak. Uygulanabilir bilgiler içerecek.
Ek gıdaya ne zaman ve nasıl başlamalı anneler?
Uzm. Dr. Serdar Pop: Ek gıdaya altıncı ayın içinde başlanmalı. Çocuğun dik pozisyonda oturabiliyor olması gerekiyor. Nesnelere elini uzatabilmesi, anneyle göz kontağı kuruyor olabilmesi lazım. Bazı nörogelişimsel özelliklerini tamamlamış olması gerekiyor. Bunları tamamlamadan başlaması çok uygun değil. Dik oturamayan çocukların ek gıdaya başlaması çok mümkün değil.
Mama sandalyesinde başını tutabiliyorsa, gövde stabilizasyonu varsa bu çocuk ek gıdaya başlayabilir. Bu da 5. aydan sonra oluyor.
İlk başta mevsim sebzeleriyle başlanmalı, sonrasında hayvansal gıdalar ve en son da meyvelerle devam edilmeli. Çünkü çocuk tatlı meyvelerle başlarsa, daha sonrasında sebzelere ve diğer gıdalara geçişte zorluk yaşıyor. Buna dikkat etmek gerekiyor.
Mine Şen Pop: Aileler örneğin kendi yedikleri salata suyundan çocuğa veriyor. Bu çok büyük bir yanlış. Çocuk, o tuzlu suyu yediği zaman yeme problemi oluşuyor. Bir yaşına kadar tuzun tamamen yasak olması lazım. Hazırlanan gıdaların çocuğa özel ve tuzsuz olması gerek. Şekerli gıdalar da aynı şekilde.
Uzm. Dr. Serdar Pop: Tuz, şeker, bal, süt, bakla, mantar, konserve ürünleri, sucuk, sosis, salam ve işlenmiş gıdalar 1 yaşa kadar kesinlikle verilmemeli.
Eskiden yumurta beyazı, kivi ve fıstık gibi alerjik gıdaların verilmesi tavsiye edilmiyordu ancak araştırmalar bu gıdaların küçük yaşlarda tüketilmesinin alerjik reaksiyonları azalttığını ortaya çıkardı.
Balda bulunan botilinum toksini kas felcine yol açabiliyor. Süt, ciddi kansızlık, kabızlık ve alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Bu nedenle sütün kendisi verilmemeli, fermente süt ürünleri (yoğurt, peynir) verilebilir.
Yiyecekleri hangi yöntemlerle vermek gerek, nasıl sevdireceğiz?
Uzm. Dr. Serdar Pop: Yiyecekleri üç gün kuralıyla vereceğiz. İlk gün çay kaşığı, ikinci gün tatlı kaşığı, üçüncü gün ise yemek kaşığı ile veriyoruz. Eğer bu üç gün içinde vücutta döküntü, popoda pişik, kakada kan, ciddi ağlama atakları varsa bu yiyecek çocuğa dokunuyor demektir. Eğer dokunuyorsa bu yiyeceği vermiyoruz.
Tatları başta tek tek alması gerekiyor. Bulamaç dediğimiz bir sabah kahvaltısı öğünü var. Yumurta, pekmez, peynir, bebe bisküvisi katılarak yapılan. Çocuk bulamaçın içinde yumurtanın sarısını yiyince ilerde tek başına yemek istemiyor. Biz ek gıdayla çocuğu doyurmuyoruz. Hala en önemli besin anne sütü. 10. aya kadar böyle devam edecek. Burada amaç o yiyeceği sevdirmek, alıştırmak, tatları öğretmek.
Mine Şen Pop: Anneler bir yaşına kadar blender kullanıyor. Böyle olunca çocuk her şeyi öyle istiyor. Sebzeyi su buharında haşlıyoruz, zeytinyağı gezdiriyoruz. Çatalla ezerek veriyoruz. Kabak, patates, havuç, taze fasulye gibi sebzeler çok güzel pişiyor ve eziliyor.
İlk tadımlar bu şekilde. Yiyecekleri bulamaç yapıp vermemeliyiz. Air-fryer’ların tabanı alüminyum. O nedenle hiç tavsiye etmiyoruz.
Çocuk o tadı sevince nasıl devam etmek gerekiyor yada tam tersi durumda ne kadar ısrarcı olmak gerek?
Uzm. Dr. Serdar Pop: 10-15 gün sadece tadım yapacağız. Daha sonra tadım yaptırdığımız sebzelerden sebze çorbası yapıp verebiliriz. Bir çay bardağını geçmemeli. Anne sütünü ve mamayı engellememesi çok önemli.
7. aya kadar bir öğün yeterli. Bundan sonra 2 öğüne, 9. aydan sonra üç öğün, 12. aydan sonra ise bizim yediğimiz gibi 3 ana öğün, 1 ara öğün olabilir. Gece beslenmesi reflüye neden olabilir. Akşam yemeği yensin ama gece tok tutan mama çok doğru değil. Çocuğa saygılı olmak lazım, yemek istemiyorsa zorlama olmamalı.
Mine Şen Pop: Bizim çocuklar 2 ana öğün, 1 ara öğün yiyor. Çocukları 3 öğün vermeye zorlamak doğru değil. Yemek yerken telefon yada televizyondan destek alınmamalı.
Çocuk ne yediğini bilmiyor, tat almıyor. Sadece telefona odaklanıyor. Yemek istemeyen çocuğa oyunla yedirmemiz gerekiyor. Yemeği sevdirerek, oyun haline dönüştürerek yedirmek, yemek yemeyi keyifli bir ana dönüştürmek lazım.
Bir yemeği sevmemek için 8-9 kez denenmeli. 2-3 gün denediniz yemedi, 15-20 gün sonra tekrar denenmeli. Belki o gün yemediğinde başka sıkıntıları vardı, o yüzden istemedi.
Uz. Dr. Serdar Pop: Çocuğun şişman olması sağlıklı olduğu, zayıf olması annenin kötü baktığı manasına gelmiyor. Böyle bir yanılgı olmamalı. Çocukların büyüme çizgileri var.
Bizim çocuğumuz bu persantilin altındaydı, o dönemde dahi beslenmeye zorlamadık.
Peki su ne kadar verilmeli, meyvelerin suyunu içirmek ne kadar doğru?
Uzm. Dr. Serdar Pop: Ek gıdaya başladıktan sonra ağız tortusunu gidermek için çay kaşığıyla veya sulukla su verilebilir. İlk başta günde 50-60 mililitreyi geçmemeli diyoruz.
7. ayda 100-150 ml, 1 yaşına doğru 500 ml, 2 yaş civarında da 1 litre civarı su içirilmeli. Su içme alışkanlığı muhakkak oluşturulmalı.
Meyve suyunu tavsiye etmiyoruz. Midede kapladığı hacim fazla oluyor, şekeri yüksek, lifi düşük oluyor. Bu yüzden suyunu değil, mutlaka kendisini verelim.
Mine Şen Pop: Bebeğin en güzel içeceği sudur.
En çok önem vermemiz gereken besinler hangileridir?
Mine Şen Pop: Yumurta çok önemli. Protein açısından çok güçlü bir besin kaynağıdır.
Uz. Dr. Serdar Pop: Çocuklar mutlaka kuzu kıyması ile tanıştırılmalı. 7. ayında kuzu kıymasına geçilip, 9. ayında inek kıymasıyla devam edilebilir. Neden kuzu kıyması? Büyükbaş hayvanlarda antibiyotik kullanımı çok daha yoğun. Bu da direkt çocuğa geçebilir.
Bunun yanında kuzu kıyması daha az alerjiktir. Çünkü 8. aydan önce mutlaka balık verilmeli. Bunun yanında kuruyemiş. Kuruyemişler es geçiliyor ama blenderdan geçirerek pankekin içine veya yoğurtun içine koyulabilir.