Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Kılıç, hekim önerisi olmadan kesinlikle bağışıklık artırıcı ilaç alınmaması gerektiğini söyledi.
Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehtap Kılıç, 7/24 Gündem Dergi’nin 5. sayısına konuk oldu. 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtlayan Kılıç, ailelere alerjiler konusunda uyarılarda bulundu.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Üç çocuk annesiyim, Çocuk Alerjisi ve İmmünolojisi uzmanıyım. Öğretmen bir anne ve elektrik mühendisi bir babanın ilk çocuğu olarak Ankara’da doğmuşum. Bir erkek kardeşim var. Hayatımın büyük kısmı Ankara’da ve Samsun’da geçti. Liseyi Samsun Ondokuz Mayıs Lisesi’nde okudum. Üniversite tercihlerimde sadece Samsun ve Ankara vardı. Sadece Tıp Fakültesi tercihi yapmıştım. Tek hayalim hekim olmaktı.
Düşlerimi süsleyen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden 2000 yılında üçüncülükle mezun olmak hayatımın en anlamlı günlerinden biriydi. Aynı yıl Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığı yapmak üzere Samsun’a geldim. 2007 yılında Alerji yan dal uzmanlığına başladım. 2011 yılında Çocuk Alerjisi ve İmmünolojisi uzmanı olduktan sonra yaklaşık beş yıl Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ardından benzer sürede özel bir hastanede çalıştım. 3 yıldır da kendi muayenehanemde hizmet veriyorum. Yani 23 yıldır Samsun’da hekimlik yapıyorum.
Alerji spesifik bir alan. Seçmenizin sebebi nedir?
Alerji ve İmmünoloji çok keyifli bir yan dal uzmanlık alanı. Tedavi sonuçları yüz güldürücü. Günümüzde sıklığı da giderek artmakta ve alerji global bir sağlık sorunu olarak hala dikkat çekici konumunu koruyor. Heyecan verici bu alanda çalışmayı seviyorum. O yüzden alerji bölümü de yan dal uzmanlık sınavında ilk tercihimdi ve sonuç açıklandığındaki mutluluğumu hiç unutamam. İnsanın sevdiği işi yapması inanılmaz bir ayrıcalık.
Alerji çok yaygın mı?
Evet, çok yaygın. Astım çocukluk yaş grubunun en sık görülen kronik hastalığı. Günümüz verileri ile on çocuktan birinde astım olduğu kabul ediliyor. Yani 30 kişilik sınıfta 3 çocuk astım diyebiliriz. Büyük bir kısmı uzamış öksürük olarak seyretmesine rağmen ailelerin çoğu astımı nefes darlığı, solunum sıkışması olarak düşündüğü için astım akla bile gelmiyor. Ancak öksürükleri sorguladığınızda altından alerjik astım çıkabiliyor. Alerjik Rinitin (Alerjik nezle) sıklığı ise yüzde otuzlarda. Yani çok daha sık. Sık tekrarlayan hapşırıklar, burun akıntıları, düzelmeyen burun tıkanıklığı ve geniz akıntılarında mutlaka sorgulanmalı gereken bir tanı. Tekrarlayan sinüzitler, tekrarlayan orta kulak enfeksiyonlarının çoğunun altında hep alerji yatıyor. Gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçmek için de alerjinin tanımlanması ve tedavi edilmesi gerekiyor.
Özellikle kreş ve anaokuluna giden çocuklarda sürekli görülen hastalıkların birçoğunun nedeni alerji. Alerjiler genelde soğuk algınlığı ve nezle ile karıştırılıyor. Tedavileri bambaşka. Bizim yaşadığımız en büyük sıkıntı yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı. Hastaların alerjiye bağlı uzamış burun tıkanıklıkları sinüzit ve orta kulak enfeksiyonlarının önemli bir nedeni ve maalesef bu tanılar beraberinde sık antibiyotik kullanımını getiriyor. O yüzden alerjinin tanı ve tedavisi sık antibiyotik kullanımının önlenmesi için oldukça önemli.
Uzayan ve tekrarlayan bu tarz şikayetlerde hastanın mutlaka bir alerji hekimine başvurması gerekiyor. Neye alerjisi olduğunun anlaşılması ve tedavi şemasının çizilmesi gerekiyor. Bugün alerjiyi ortadan kaldırabilecek tek tedavi yöntemi immünoterapi (Aşı Tedavisi). Bu nedenle farkındalık önemli.
Alerji sıklıkla yaşam boyu devam eden bir hastalık. O yüzden bilgilenme çok önemli. Zemininde en önemli faktör genetik yatkınlık. Anne babanın ikisi de alerjikse çocukta yüzde elli alerji bekliyoruz. Sadece bazen ortaya çıkması için tetikleyiciler ihtiyaç oluyor, çevre kirliliği, sigara maruziyeti gibi…
Alerjiler gün geçtikçe artmakta sanırım değil mi, bunun nedeni nedir?
Günümüzde alerjinin bu kadar artmasının sebebi özellikle doğallıktan uzaklaşmış olmak. Sigara kullanımı, çevre kirliliği, kötü beslenme, toplu yaşam köyden kente artmış göç… Hepsi ayrı ayrı etmen.
Eskiden bu kadar GDO’lu besin yoktu. Bu kadar tarım ilacı ve daha çok verim almak için yapay yöntemler kullanılmıyordu. Bu kadar deterjan, kozmetik ve kimyasal hayatımızda yoktu. İnsanoğlu sanki ektiklerini biçiyor…
Bir de ‘hijyen hipotezi’ durumu var. Çocukları ne kadar ‘titiz’ yetiştirirseniz o kadar alerji artıyor. Ne kadar çok bir fanusun içinde gibi büyütürsek o kadar alerji artıyor. Çocuk ne kadar erken yaşta toprakla, ağaçla, kediyle kuzuyla kaynaştırılırsa, alerji o kadar azalıyor. Bu yüzden alerji daha çok kentte yaşayan insanların hastalığı.
En tehlikeli alerji hangisidir?
Şüphesiz ‘’Anafilaksi’’. Anafilaksi, hayatı tehdit eden ciddi bir alerjik reaksiyon. Türkçe olarak ‘alerjik şok’ denilebilir. Herhangi bir alerjenle tetiklenip, ani oluşan hayatı tehdit eden bir reaksiyon. Örneğin cevize alerjiniz var ve temas ettiniz. Kalp ritmi bozulabiliyor, tansiyon düşebiliyor, nefes darlığı çekebiliyorsunuz. Arı soktuğunda da anafilaksiye girebilirsiniz. Çocuk yaş grubunda en sık görülen anafilaksi nedeni besin alerjileri iken yaş büyüdükçe erişkin yaş grubuna doğru ilaç alerjileri en sık nedeni oluşturuyor.
Alerji tedavisinde kullanılan aşıların başarı oranı nasıl?
Alerji aşıları (immünoterapi) ağızdan ya da iğne olatrak uygulanıyor. İğne olanlar başlangıçtaki haftalık sürecin ardından aylık olarak düzenli uygulanmaktadır. En az 3 yıl en fazla 5 yıl devam edilir, sonrasında bırakılır. Yüzde 80-85’in üzerinde başarıya ulaşılmaktadır.
Yenidoğan bebekte nasıl bir süreçten geçilmeli, hemen alerji testi mi yaptırmak gerek?
Aile öyküsü çok riskli değilse alerji testine rutinde gerek yok. Normal beslenmeye devam edilmeli. Ek besin vakti geldiğinde üç gün kuralını tavsiye ediyoruz. Her besinin üçer gün denenmesini öneriyoruz. Eğer bir reaksiyon olursa hekime başvurulmasını istiyoruz.
Bebeklerde sadece anne sütü aldığı dönemler de dahi annenin yediği besinlerin anne sütü aracılığıyla bebeğe geçmesi sonucu alerjik reaksiyonlar görülebiliyor. Kakasında kan ya da mukus olan, ciddi gaz sancısı yaşayan bebekler gelebiliyor. Bunların da büyük bir kısmı besin alerjisi. Sorunlu bir besin varsa o besinin annenin diyetinden çıkarılması gerekiyor.
Alerji konusunda dikkat çekmek istediğiniz noktalar nelerdir?
Okul öncesi çocuklarda uzamış öksürüklerde, geçmeyen burun tıkanıklıklarında mutlaka alerji akılda tutulmalı. Özellikle hareketle, koşmakla, gülmekle, ağlamakla artan, geceleri yoğunlaşan ve uzayan öksürükler alerjik bir zeminin habercisi …
Bebeklerde besin alerjisi düşünülürse de ezbere çoklu diyetler yapılmadan bir alerji hekimi önerisi alınmasını önemsiyoruz.
İmmünoloji hakkında da bir şeyler söylemek ister misiniz?
İmmünoloji yani bağışıklık çok popüler bir konu. Özellikle pandemi sonrası herkes daha iyi bir bağışıklık peşinde. Ancak ezbere takviyeler almamak önemli. Bağışıklık sistemi mutlaka değerlendirildikten sonra nerede eksiklik görülüyorsa oraya özgü bir tedavi seçilmeli. Hedefe yönelik tedavi çocuğu korumak adına önemli bir şey.
Vitamin takviyeleri çok soruluyor. Bitkisel olması alerji yapmayacağı anlamına gelmiyor. Takviyeden önce doğal ve dengeli besleniyor mu, yeterli meyve, sebze, balık ve et tüketiyor mu sorularına yanıt verilmeli. Düzenli uyku çok önemli. Uykunun vaktinde ve yeterli olması bağışıklık için çok önemli.
Bütün bunlar yerindeyken yine de eksiklik varsa o zaman takviye öneriyoruz. HEKİM ÖNERİSİ OLMADAN BAĞIŞIKLIK ARTIRICI İLAÇLARIN KESİNLİKLE ECZANEDEN DİREKT ALINMAMASINI ÖNERİYORUZ. Raflar bu ilaçlarla dolu. Çocuk dediğinizde gelişmekte olan bir organizmaya ilaç veriyorsunuz. Kalıcı bir etkiye neden olabilirsiniz. Bu konuda dikkatli ve temkinli olmalıyız.