Çok mutlu çocuklardık biz eskiden.
Uçurtmalar uçururduk özgür kanatlarımızda.
Öyle çok gülerdik ki, kahkahalarımıza kuşlar, gökyüzünde eşlik ederdi.
Topaçların çevresinde toplanırdık çocuk kalbimizle.
Okuldan döndüğümüzde, ninelerimizin hazırladığı mis kokulu kurabiyelerimizi yerdik.
Misafirlerimizle bir masanın etrafında oturup neşeli sohbetler yapardık.
Çocuk ölümlerini, çocuk tecavüzlerini duymazdık.
Güvenle komşumuza giderdik ve sokaklarda geç saatlere kadar oyunlar oynardık.
Bizim okullarımızın önünde çok çok şekeri satan dedelerimiz olurdu.
Şimdiyse neler neler…
Tabii ki dünya değişiyor, gelişiyor ama böyle bir değişim bozulma olmamalıydı.
Bizim bilgisayarlarımız olmadı.
Facebook, Instagram gibi sosyal medya kirliliğimiz olmadı.
Şimdi çocuklarımızı bu sosyal kirlilikten nasıl koruyacağımızın, kendi başımıza çözümlerini aramak zorunda bırakılıyoruz.
Sadece sosyal medya kirliliği değil tabii ki.
Komşumuzun, akrabalarımızın, arkadaşlarımızın ve maalesef ev halkından birilerinin istismarından da koruyamıyoruz.
Ne kadar kanatlarımızın altına alsak da, elimizden geldiğince bilinçli çocuklar yetiştirsek de bir şeyler sonuç vermiyor.
Biz yetişkinler bile yeri geliyor ve sosyal medya tuzağına düşebiliyoruz.
Z kuşağı çok zeki, çok akıllı, ileri görüşlü ama sonuçta çocuk onlar.
Eğitimsiz, kara cahil, vicdansız, bencil, sapkın insanlar sarmış her yerimizi.
Sık sık bir çocuk ölümü, bir çocuk tecavüzü, intiharı, istismar istismar…
Yanıyor yüreklerimiz her seferinde, bir anne, bir baba, bir nine, bir dede ağlıyor kısacık ömürlerine.
Çocuklarımız sesini çıkartamayabilir ama biz onların sesi olmalıyız.
Yetkililer onların sesi olmalı ve çok çabuk, hassas bir şekilde konuya yaklaşılmalı.
Çok geç kalınıyor çok…
Bir çocuk öldü, bir çocuk daha öldü, bir çocuk istismara uğradı, bir tanesi daha dememek için…
Kara bulutlar
Kara bulutlar,
Gökyüzünü kapladılar.
Korkuyorum anne!
Baharda öldürecekler beni.
Burası çok soğuk,
Üşüyorum anne!
Yaz güneşinde ısıt beni.
Bir yağmur damlası düşerken nilüferlerin üstüne,
Kömür siyahına dönüyor yüreklerimiz.
Bir çocuk öldü diyecekler,
Bir çocuk öldü!
Korkuyorum anne!
Gökyüzünün karanlık yüzünde,
Karanlık bir ormanda,
Karanlık bulutların altında.
Küçük yüreğim kaldı papatyalarda,
Papatyalar örtün üstüme,
Henüz taç yapamadım saçlarımda.
Öldürdüler beni,
Yeşil kırların siyaha döndüğü baharlarda.
Öldürdüler beni
Gömün beni,
Karanlık bir gecenin koynunda.
Korkuyorum anne…
Kader ELTUTAN