CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuşuyor.
Seçimlerin ardından yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sözlerime önce birkaç acı haberle başlamak isterim. İki şehidimiz var. Şehitlerimizin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama bu vatan için canını veren herkese 85 milyon minnet duyar. İki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.
MKE’de de 5 işçimiz hayatını kaybetti. Onlara da Allah’tan rahmet diiyorum. Bu olayın takipçisi olacağız. Hangi gerekçeyle nasıl bir facia gerçekleşti bunu da takip edeceğiz.
Sanatin ve kültürün değerini en iyi bizler biliriz. Önemli bir keman sanatçımız Suna Kan’ı kaybettik. Sanat dünyamızın başı sağ olsun.
Rize’de eski kadın kolları başkanımız hayatını kaybetti. Bir felaket sonucu diyelim… Pencere camını silerken 6. Kattan düşmesi ve hayatını kaybetmesi yüreğimizde derin bir yara açtı.
Bu bizim ilk grup toplantımız. Yemin törenini gerçekleştirdik. TBMM organlarını seçtik. Yönetimimiz seçildi. TBMM Başkanı da seçildi. Bir milletvekili arkadaşımız YSK’ye başvurdu. Ben milletvekili adayı olmak istiyorum dedi. Hakimlerin tamamı olabilirsin dedi. Yargıçlar mazbatasını verdi.
Mazbatayı aldığı tarihten itibaren bu arkadaşımız tutuklu. Biz CHP olarak nerede haksızlık hukuksuzluk varsa o haksızlığın giderilmesi için mücadele ederiz. Önemli olan bir milletvekilinin Anayasa’ya aykırı olarak hapishanede tutulmasıdır.
Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruduk. Ahlaktan, erdemden, insandan insanlıktan yanayız. Düşünceden düşünce özgürlüğünden yanayız. Aksi halde bu ülkeye demokrasiyi getiremeyiz.
Değerli arkadaşlarım bize oy veren 25 milyonu aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Bir değişim yapacaktık. Otoriter bir yönetimi demokratik yollarla yolcu edecektik. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Eleştirilerin tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir.
Kendisini yargıç yerine koyan gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir. Demokrasiyi getirecektik, yaşanılabilir bir Türkiye inşa edecektik. Bize oy vermeyen vatandaşların hakkını hukukunu da savunacaktık. Yeni bir anlayışı getirecektik. Kimsenin kimliğinden ötürü ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye inşa edecektik. Bu idealimizden asla vazgeçmeyeceğiz. İnançla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz.
25 milyonu aşkın vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vermeyen tüm vatandaşlarımıza teşekkür ederim. 25 milyon vatandaşımıza şunları söylemek isterim. Aynı duygular ve aynı hüzünleri yaşıyoruz. Çünkğ amacımız birdi. Sakın ola bunlar umutsuzluğa sevk etmesin. İnsanlık tarihi hak mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi bir demokrasi tarihidir. Bu ülkede demokrasinin mihenk taşı da CHP’dir.
Onlar sadece Kılıçdaroğlu’nu desteklemediler. Onlar ortaya koyduğumuz Türkiye irademizi, demokratların ve vatanseverlerin ittifakını ve adil bölüşümü desteklediler. Her türlü iftiraya karşı gerçeklerden ayrılmadılar. 25 milyon bu ülkenin temel taşıdır artık. Yeni kazanacağımız gençlerle 25 milyonu 30 milyon yapmak da CHP’nin boynunun borcudur.
Saray’a da seslenmek isterim. İşte siz bu iradeyi teslim alamayacaksınız. Kötülüğe karşı iyiliği savunanların iradesini teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, biz dönüşeceğiz ve yalanlara karşı birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti en olmaz denilen anlarda yeniden doğmaını bilmiştir. Bunu da bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim.
Bu Saraylıları elbette birlikte göndereceğiz. Ve biz hep beraber Duyuni Umumi hükümetinden beraber kurtulacağız.
Sevgili yurttaşlarım biz hiçbir vatandaşımıza kızgın ya da küskün değiliz. Bahane bulmuyoruz. Benim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başımın üstünde yeri vardır. Bizi ayrı kılmaya çalıştılar. Bin bir yalan ve montajlarla aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Devleti kuran partiyi terör örgütüyle yan yana göstermeye çalıştılar. Devleti beşli çetelere soyduranlar, dünyalıklarını yurt dışına kaçıranlar dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit eder oldular. Biz hiçbir zalimin karşısında diz çökmedik ve çökmeyeceğiz.
Kemal Kılıçdaroğlu bu mücadelede sadece neferdir. Ben CHP Genel Başkanı olma şerefini ömür boyu taşıyacağım. Değişimin önünü mutlaka açacağım.
Hiç kimse unutmasın ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi yapanların geleneğinden geliyoruz. O nedenle dokularımız, inançlarımız çok farklıdır. İnsanı ve doğası seven bir gelenekten söz ediyoruz. Ben bir genel başkan olarak partimin sadece yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin“