Metin Akpınar’ın yıllar sonra ortaya çıkan kızı Duygu Nebioğlu, babasını bulma sürecini ve ilk görüşmelerini anlattı.
“Metin Akpınar, en başından beri her şeyi biliyordu, hep inkâr etti” diyen Duygu Nebioğlu, “Metin Akpınar, Suphiye Ormancı’nın (annesi) hamile olduğunu kesinlikle biliyordu. O döneme tanıklık eden gazeteci var. Bize şahitlik de yapacak” diye konuştu.
Yıllarca Metin Akpınar’a ulaşamadığını, kendisini mahkemeye vereceği söyledikten sonra görüşme ayarlandığını anlatan Duygu Nebioğlu, “Ben hikâyemi anlattım. Bir yandan da bana ‘karım bunu öğrenirse size zırnık koklatmaz’ diyordu. Ben kendisinden ne maddi ne de manevi destek görmedim. Verdiği parayla sadece hayvanları besleye biliyorum. Kendim için hiçbir şey almadım. Bana araba mı aldı, ev mi aldı? Son birkaç yıldır ödeme yapılıyor. O da kendisi için bir akşam yemeği kadar para. Yaptığı açıklamada ‘bunları yaşadığınız için çok üzgünüm’ dedi ama o şekilde davranmadı” diye konuştu.
Duygu Nebioğlu’nun programdaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Ben 30 Mayıs 1988 yılında Antalya Devlet Hastanesi’nde Suphiye Ormancı tarafından dünyaya getirildim. Biyolojik annem çok zorluklar çekmiş bir insan. Konuştuğumuzda bana ‘Size hamileyken yiyecek bir şey bulamıyordum. Komşularım getirirdi’ dedi. 4 aylıkken hamile olduğunu öğrenmiş. Metin Akpınar, Suphiye Ormancı’nın hamile olduğunu kesinlikle biliyordu. O döneme tanıklık eden gazeteci var. Bize şahitlik de yapacak. Annem Metin Akpınar ile konuşmaya gittiğinde öyle bir korkutulmuş ki bugün bile konuşmaya korkuyor.
Nebioğlu Ailesi 1994 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan bizi kurtarıyor. Bu insanlar bize evlatlık olduğumuzu unutturdular. Müthiş baktılar. 10 yaşımızdayken de doktor kontrolünde evlatlık olduğumuzu, ailemizin trafik kazasında vefat ettiğini söylediler.
Anlatılanlardan sonra çocukluğumu hatırlamaya başladım. Çok karanlık, güneşsiz odalarda kaldık. Küçük bir pencereden, insanların ayaklarını görüyordum. Anne ve babamın trafik kazansında öldüğüne inanmadım. Çok çok isterdim Nebioğlu’nun gerçek ailem olmasını.
Gerçek ailemi 18 yaşıma geldiğimde öğrendim. Gidip Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan soy kütüğümü aldım. Öyle bir hakkım var. Dayımı buldum, görüşmeye başladım. Öz dayımla, Cumhur Ormancı! Metin Akpınar’ın gerçek babam olduğunu şöyle öğrendim; Dayım, bana ‘senin baban bir komedyen’ dedi. Ben de ‘Metin Akpınar mı?’ dedim. ‘Sen bunu nasıl biliyorsun’ diye sordu. Ben de; kardeşimle aramızda boy farkı var birbirimize ‘Metin ile Zeki’ diye takılırız o yüzden aklıma direk Metin Akpınar geldi cevabını verdim. Sonra Metin Akpınar’a ulaşmaya çalıştım. Beş yıl boyunca kendisine ulaşamadım. Koruması beni Metin Akpınar’a yaklaştırmadı.
TRT’de bir programı vardı. Bir arkadaşım vesilesiyle programı izlemeye gittim. ‘Babamla tanışırım’ diye düşünüyordum. Kendisi beni gördü ‘hanımefendi yüzünüz neden asık’ diye sordu. Ben de kendisine ‘neden suratım asıktı acaba’ dedim. İlk kez yüz yüze geldik. Kendisi benim kızı olduğumu biliyordu ama yansıtmamaya çalıştı. Benimle bir fotoğraf çektirdi ve gitti. O gün çok üzüldüm, yıkıldım. Program boyunca beni izledin, bunu gördüm. Ama kendisi gelip beni dinlemedi. Saatlerce orada Metin Akpınar’ı bekledim, kimse gelmedi. Bu görüşmenin ardından 5 yıl boyunca bir araya gelmedik. Henüz 21 yaşındaydım.
Bu olaydan sonra inat ettim. Bu sefer vaatler dönemi başladı. Bir strateji uyguladı. 14 yıl boyunca sürdü bu taktik. En sonun ben kendilerini mahkemeye vereceğimi söyledim. Onun üzerine bir görüşme ayarlandı. Antalya’da bir otelde 12 saat boyunca karşılıklı konuştuk. Ben hikâyemi anlattım. Bir yandan da bana ‘karım bunu öğrenirse size zırnık koklatmaz’ diyordu.
Ben kendisinden ne maddi ne de manevi destek görmedim. Verdiği parayla sadece hayvanları besleye biliyorum. Kendim için hiçbir şey almadım. Bana araba mı aldı, ev mi aldı? Son birkaç yıldır ödeme yapılıyor. O da kendisi için bir akşam yemeği kadar para. Yaptığı açıklamada ‘bunları yaşadığınız için çok üzgünüm’ dedi ama o şekilde davranmadı. Sadece söylemde kaldı.
Biz kardeşimle çok zorluklar yaşadık. Ben çok zor ameliyatlar geçirdim, kendisi beni bir kez bile aramadı. Bizi bildiğini en başından beri inkâr ediyor Metin Akpınar, ‘bilmiyordum’ diyor. Kendini savunmak için inkâr ediyor.
Metin Akpınar ile Suphiye Ormancı arasında yaşananlara bir günlük hikâye denilmiş, öyle değil. Annemin anlattığı; ‘Ben karşıdan karşıya geçiyordum, bir kaza geçirdim. Metin Akpınar da oradaydı. Alıp hastaneye götürdü ve bir tanışma süreci yaşandı’ şeklinde. Ortada bir ilişki var ama bir günlük bir şeymiş gibi algı yaratıldı. Çünkü kendisi inkâr üzerine bir savunma yapıyor. Babam benden bugüne kadar özür dilemediği için davayı açtım. Kendi eşini korurken bizi korumuyorsun. Bu sürecin başına geleceğini biliyordu, her şeyden haberi vardı. Çok güzel oyunculuk yaptı.
Eşiyle de muhatap oldum. Birkaç saat görüştük, ilk başta çok iyi davrandı. Sonra çok ama çok kötü davrandı. ‘Gel bakalım sen, neden Metin Abi’nin üzerinden prim yapıyorsun. Git ananın yanına’ diye tepki gösterdi.
Ben üç kez DNA testi yaptırdım. Üçünü de kabul etmediler. Bir keresinde kendisi saç telimi kopartıp aldı. DNA testi yaptırdı. Sonra sonucun ardından yine inkâr etti. ‘DNA testi yaptırmadım, yalan söylemem’ dedi. Ben de test yaptırdım %99.9 kızı çıktım. Kesinlikle Akpınar soyadını taşımayacağım, benim soyadım ‘Nebioğlu’dur. Yalancı insanların soyadını alamam“