enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Hafif Yağmurlu
27°C
Samsun
27°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
29°C
Salı Az Bulutlu
28°C
Çarşamba Az Bulutlu
29°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
29°C

Nasuh Mahruki: “Artık dinci siyasetin Türkiye’de tutunma şansı yok”

Nasuh Mahruki: “Artık dinci siyasetin Türkiye’de tutunma şansı yok”
Samsun Reklam Ajansı
17 Nisan 2023 13:47 | Son Güncellenme: 18 Nisan 2023 10:20
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Nasuh Mahruki, “20 senelik bir hesapsızlığın, vurdumduymazlığın hüküm sürdüğü ve karşı tarafın Cumhuriyet’in kazanımlarını yok ettiği bir süreç yaşadık. Bu bir anda tersine dönmeyecek. Laiklik karşıtı, Atatürk karşıtı ekip nasıl mevzi kazandıysa aynı mevziyi bizler geri kazanacağız. Artık dinci siyasetin Türkiye’de tutunma şansı yok” dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Nasuh Mahruki, 7/24 Gündem Dergi’nin 3. sayısında Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtladı.

Biraz sizi tanıyabilir miyiz, çocukluğunuz, aileniz…

Çocukken de çok hareketliydim. Etiler’de büyüdüm, bahçeli bir evimiz vardı. Çocukluktan itibaren doğa ve açık alana ilgim vardı. Maceraya, keşfetmeye, uzak yerlere gitmeye çok açık bir çocuktum. O zamanlar Türkiye çok daha rahattı, mahalle kültürü vardı.

Benim ailedeki lakabım köpek çobanıydı. Köpekleri alıp arazide gezerdim. Hayvanlara, doğaya hep bir düşkünlüğüm vardı. Doğduğumda babamın köpeği vardı, kaplumbağalarım, yılanım vardı. Yıllar sonra doğada spor kavramı hayatıma girdi ve yetenekli olduğumu gördüm. İlkokulda 4 yıl yüzdüm ve bunun faydasını çok gördüm. Yüzme kalp, akciğer sistemini güçlendiriyor. Yüksek irtifa dağcılığı da kalp, akciğer sistemine bağlı bir spor olduğu için çok iyi bir altyapı oluşturmuş oldum bu şekilde.

Peki dağcılık nasıl ve ne zaman hayatınıza girdi?

Üniversitede işletme okudum, babam o dönemler benim için bir kargo şirketi kurdu. Çok da doğru bir yatırım fikriydi. O dönemde bununla ilgili kurs ve eğitimleri aldım.

Üniversitede panolarda gördüğüm basit bir el ilanı üzerine dağcılık kulübü kurulduğunu öğrendim. Benim de ilgimi çekti ve ilk toplantısına katıldım. Rahmetli Recep Çatak ve Erten Erşan Bilkent’teki potansiyeli ortaya çıkarmak için çaba gösteriyordu. Sonrasında çok da iyi bir iş ortaya çıktı.

Üniversiteyi bitirir bitirmez dağcılığı denedim. Çok da yetenekli olduğumu fark ettim. Ertesi sene Everest’e çıktım. Sonra babamla görüştüm ve bu kargo işi ile devam edemeyeceğimi söyledim. Babam zaten bunu görüyordu ve şirketi kapattı.

Tırmanmak, zirveye ulaşmak insana neler hissettiriyor, o duyguları sizden dinleyebilir miyiz?

Tırmanmak benim için bir tutku. Tüm zirveler aynı duyguyu yaşatmıyor. İnsanın gözünde farklı bir değeri var. Kişi kendisinden metaforik bir anlam yüklüyor. Bir şey ne kadar zorlu, zahmetli ise onu başarmak da o kadar tatmin ediyor. Mutlu eden zoru başarmak. Benim en çok yapmak istediğim tırmanışlardan biri Obeda tırmanışıydı. K2 benim için çok özel bir tırmanıştı. Everest tabi ki başlı başına başka bir hikaye.

Şu anda tırmanmayı bıraktınız mı?

2013 gezi eylemlerinde polisle göstericiler arasında kalıp motor kazası yaptım, bacağım, dirseğim ve omzum kırıldı. Maalesef bu nedenle tırmanmayı bıraktım.

AKUT süreci ile ilgili neler söylersiniz?

AKUT devam ediyor ama değerlerini kaybetti. Steril ve temiz bir yapıydı, herkesin AKUT’uydu. Dalavere ile yönetime gelinen bir yapıya dönüştü. Kültür değişti en acı tarafı da bu malesef.

Gençlere ne söylemek istersiniz?

20 senelik bir hesapsızlığın, vurdumduymazlığın hüküm sürdüğü ve karşı tarafın Cumhuriyet’in kazanımlarını yok ettiği bir süreç yaşadık. Bu bir anda tersine dönmeyecek. Laiklik karşıtı, Atatürk karşıtı ekip nasıl mevzi kazandıysa aynı mevziyi bizler geri kazanacağız. Mücadele etmeden buradan çıkış yok. İktidarın söylemlerinin, ideolojisinin Türkiye’yi mahvettiği ortada. Bunu koyu AKP’liler de görüyor. Herkes Atatürkçülükten uzaklaştığımız için bu hale düştüğümüzü çok net görüyor. Türkiye, her açıdan çok ağır yara almış durumda.

Buradan çıkış nispeten daha kolay. Vatandaş yaşayarak öğrendi. Karşımızda bir algı yönetim canavarı var ancak artık vatandaş cebindeki paranın alım gücünün ne hale geldiğini gördü. En aptalca öğrenme yöntemi olan yaşayarak ve deneyerek öğrenen bir toplumuz. Siyasal İslam’ın nasıl bir şeytan olduğunu yaşayarak öğrendik. Referanduma neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlatmaya çalıştık. Bunun gideceği yerin padişahlık olacağı ortaydı.

Türk gençleri sakın morallerini bozmasınlar. Türk toplumu siyasal İslam’la bir yere varamayacağını anladı. Artık canını onlardan kurtarma peşinde. Ülkeye doldurulmuş sığınmacılar, önemli bir tehlike. Her şekilde manipüle edilebilirler. Sandık güvenliğini tehdit eden bir durumda şu an sığınmacılar. Maalesef muhalefet de bu konuda çok geriden geliyor.

Bir şekilde bu hesaplaşma yaşanacaktı. Siyasal İslam ile Atatürkçü kesim bir noktada bu bilek güreşine girecekti, bu da bizim dönemimize geldi. Artık dinci siyasetin Türkiye’de tutunma şansı yok.

Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?

Düşünüyorum. Aklım çok gelip gidiyor. Bakıp göreceğiz.

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.