enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4795
EURO
36,4287
ALTIN
2.955,56
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Az Bulutlu
17°C
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
26°C
Cumartesi Yağmurlu
7°C
Pazar Hafif Yağmurlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
8°C

Sade: “Bu grubun Türkiye’de en iyiler arasında olmaması için hiçbir sebep yok”

Sade: “Bu grubun Türkiye’de en iyiler arasında olmaması için hiçbir sebep yok”
6 Haziran 2023 17:49 | Son Güncellenme: 6 Haziran 2023 17:50
A+
A-

Samsun’da yaptıkları müzikle adından söz ettiren grup Sade, 7/24 Gündem Dergi’nin 4. sayısına konuk oldu. Grup, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’ın sorularını yanıtladı.

Öncelikle sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Tolunay Gülbaşaran: Grubun solistiyim. 5 Temmuz 1996 Ankara doğumluyum. Yengeç burcuyum. OMÜ İngilizce İktisat bölümünü bitirdim. Dövmecilik yaptım burada bir dönem. Birkaç yerde çalıştıktan sonra bu ekiple tanıştım. Samsun’da kalmaya karar verdim.

Ailem zaten müzisyen. Babam Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda sanatçı şefiydi. Müziğe başlangıç hiyayem oldukça ilginç. Müziğe olan hevesim abimden geliyor. O da müzisyendi. Abimle aramda tam 10 yaş var. Lisedeydim abimin lisedeki öğretmenine denk geldim. ‘Tolunay Gülbaşaran’ dedi. Buradayım dedim. Timuçin Gülbaşaran dedi. Evet abim dedim.

Sonra beni okulun müzik grubuna aldı. O şekilde müziğe başladım. Abim bazı nedenlerden dolayı müziği bırakmak zorunda kaldı. Ailede müziğe devam eden bir tek ben kaldım. Sahnede çalmıyorum ama evde ney üflüyorum.

İnsanlara sorarlar ya hani ne istersiniz diye. Ben hep sabah 9’da uyanmak istemiyorum derdim. En büyük meselelerimden biri de buydu.

Sadece müzik yaparak hayatınızı idame ettirebilir misiniz? Bence evet. Eğer işinizde iyiyseniz, herkes sizi zaten tercih ediyor. Müzik olmasa bu kadar keyifli olamazdım. Bugün bir problem olsa dahi bu ekip bir şekilde müzik yapar. Eminim bundan.

Dağlar Şengün: 3 Mart 1987’de Trabzon’da doğdum. Balık burcuyum. Grubun bateristiyim. 12 yaşından beri bateri çalıyorum. Babam Hasan Şengül, eski futbolcu. Dobi Hasan lakabıyla Trabzonspor’da oynuyordu.

1991 yılında Samsun’a geldik.  Babam jübilesi Samsunspor’da yaptı. Burada da evimiz vardı zaten. 4 yaşındaydım buraya geldiğimde, bütün öğrenimimi üniversiteye kadar burada gördüm. Samsunlu sayılırım aslında. Üniversite’yi Beykent Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okudum ama bıraktım bitirmedim.  Ben de bir dönem futbol oynadım. Müzik daha çok hobi noktasındaydı o dönemlerde. Sakatlığımdan dolayı futbol istediğim gibi gitmedi. 2010 yılından beri artık müzik tek işim oldu.

Küçüklüğümden beri enstrümanlara karşı hep ilgim vardı. Babam yurt dışından gelirken enstrüman getirirdi, ben de onlarla sürekli gürültü çıkartırdım. Ailem artık saklamak zorunda kalırdı müzik aletlerini. Bir arkadaşım gitar kursuna başladı. Bana sen de batari çal grup kuralım dedi. Bu şekilde davul çalmaya başladım.

12 yaşımdayken Murat abi sayesinde bateri çalmayı öğrendim.  Murat abi iki ay sonra askere gidince, Burak Ertetik ile tanıştım. Ondan bir şeyler öğrenmeye başladım. Bizim zamanımızda YouTube falan yok, bilgiye erişemiyorduk.

Biz birbirimizi geliştirerek ilerledik. Şimdiki gençler daha şanslı bu konuda elbette.

Biraz keyfine düşkün biriyim. Bir işi sevmiyorsam eğer, o işi yapma şansım yok. Açlıktan ölürüm ama başka bir iş yapamam. Müziği de çok seviyorum ancak bir dönem ara vermek zorunda kaldım, çünkü enstürümanlarımın olduğu mekan yanmıştı ve müziğe küsmüştüm kendimce o dönem. Bu süreçte bir ortakla spor salonu açtık, anlaşamadık ortaklıkta ve ben o işi bıraktım. Müzik yolunda ilerlemeliyim diye düşündüm ve tekrar enstürüman toplamaya başladım. Son bir senedir ise tam anlamıyla müziğe adadım kendimi. Kesinlikle sadece müzikle hayat sürdürülebilir. Eğer iyiyseniz kendi etiketinizi siz belirliyorsunuz. Bu ne beklediğimizle de alakalı. En büyük zenginlik özgürlük. Biz bu işe sahipken zamanımız, hayatımız bize ait. Öğlenleri sporuma gidebiliyorum, arkadaşlarımla buluşabiliyorum, istersem evden çıkmayabiliyorum. Bu özellikle ülkemizde herkese bahşedilmiş bir şey değil. İnsanın sevdiği işi yaparak para kazanması çok büyük bir şans bence.

Oğuz Akün: Trabzonluyum. Grubunun gitaristiyim. Evliyim ve 2 tane kızım var. Her adamın kızı olmalı bence. 25 senedir gitar çalıyorum. Babam polis benim. İlkokulu bile 3 ayrı yerde okuyarak bitirdim. Bir gün bir yerden gitar geçti elime 19 yaşımdayken.

Tek hatırladığım gitarı öğrenmek için çok çalıştığım. Ziraat Mühendisliği mezunuyum. Bir dönem büyük kurumsal firmalarda çalıştım. Yönetici olabileceğim durumlar vardı ve çok güzel imkanlar sunuyorlardı. Ancak bana göre bir iş değildi kesinlikle. Ben, sabahları çocuklarımı uykudan kendim uyandırayım istedim. Kısacası bazı kişiler bazı işleri yapamaz. Ben de denedim gerçekten ve anladım o işin bana göre olmadığını.Sevdiğin işi yapmak dünyada bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Zorlukları tabii ki var. Değdi mi bu zorluklara bence değdi.

Ailemin müzikle ilgilenmemi kabul etmesi çok zor oldu. Bu işin varlığının ortada olması bile kaos çıkmasına yetti. Ama çok inat ettim bu konuda. Şöyle öğreniriz, böyle çalarız deyip hemen yola çıkılmamalı bu çok meşakkatli bir iş. Tüm aileni karşına alıyorsun. Evlenmek istiyorsun mesela, aileler kızlarının müzikle geçimini sağlayan biriyle evlenmelerini istemiyorlar. Ben evlendim ama Oyak’ta çalışıyordum o dönemde.8 aydır beraber çalıyoruz. Çok mutluyum bu grupta yer aldığım için. Ben bir de 4 senedir Gökhan Türkmen’in kurduğu GTR Müzik’le de çalışıyorum.  Kendi şarkılarımı yazıyorum. Grupla da öyle planlarımız var.

Muhammet Hatiboğlu: 1999 Rize Ardeşen’ doğumlyum. Grubun bas gitaristiyim. 2018’de üniversiteye geldiğimde başladım bas gitara. Bas gitar çalan sayısı çok azdı. Böyle bir açık olması beni bas gitara yönlendirdi.  OMÜ Samsun Devlet Konservatuvarı son sınıf öğrencisiyim. Yüksek lisans yapıp, akademisyen olmak istiyorum. Müziğe çok küçük yaşlarda yöresel enstrümanımız olan tulumla başladım. 8 yaşlarındaydım, tulumun küçüğüne sipsi denir bizim oralarda, babam bir hobim olsun diye bundan almıştı. Benim hızlı bir şekilde ilerlettiğimi görünce de tulum aldı. Kendimi geliştirdim sürekli, turistik yerlerde tulum çalıp kendi paramı kazanıyordum.

Kendimi mutlu ya da mutsuz hissettiğim her zaman müziğe daha fazla sarıldığımı fark ettim. Müziği ömrümün sonuna kadar yapacağım.

Peki SADE GRUBU nasıl bir araya geldi, hikayenizi dinleyebilir miyiz?

Tolunay Gülbaşaran: Herkes farklı farklı yerlerde çalıyordu. Benim aktif bir grubum vardı. Birkaç bir şey oldu ve ben grupta değişikliklere  karar verdim. Oğuz Akün ile tanıştım o sıra. Hatta bana Oğuz Akün senle çalmaz dediler. Ben de dinlemedim kimseyi, en azından bir kahve içerim deyip buluşmaya gittim ve Oğuz abiye sordum benimle çalar mısın diye? Çalarım dedi ve o günden beri beraber çalıyoruz. Sonrasında Hatip katıldı. Hatip’de o sıralarda farklı müzik yapmak istediğini söyledi. Oğuz abi vasıtasıyla da Dağlar ile tanıştık. Bu ekibin toplanması 3 ay sürdü.

SADE ismi nereden geliyor?

Tolunay Gülbaşaran: Grubun ismi daha önce kedimin adı olan Raks’dı. Bu grup da Samsun’da bilindik bir gruptu. Ancak tarz olarak daha popa yönelmek istediğimizden yeni bir isim arayışına girdik. Sade de Oğuz abinin köpeğinin ismi. Sade ismi buradan geldi. Çok da içimize sindi. Cuma ve Pazar günleri Ferdinand’da, Cumartesi günleri ise Rock City’de sahne alıyoruz.

Önümüzdeki süreç için planlarınız nedir?

Oğuz Akün: Elimizde yeteri kadar şarkı var benim yaptığım. Tolunay’ın sesine, grubun tarzına gidebilecek iki üç şarkı seçtim aralarından. Bir tanesinin arenjesi bitti. GTR Müzik’le yapacağız. Şarkıyı sahnede denedik, bizim içimize sindi. Klip de çekmeyi planlıyoruz bu şarkıya. Mekanlarda müzik yapmak güzel bir şey ama başka bir adım da atmak lazım.

Tolunay Gülbaşaran: Samsun bizim başlangıç şehrimiz. Burada gerçekten çok güzel dostluklar var. İstanbul’dan, başka yerlerden bize gelen çok güzel teklifler var. Nasıl bir yol izleyeceğimizi zaman gösterecek.

Repertuarınızı nasıl belirliyorsunuz?

Oğuz Akün: Hepimiz uzun süredir müzik yapıyoruz. Kendi albümlerimde var, şunu biliyorum sahne çok tehlikeli bir şeydir. Orada çaldıkça ve insanlar size ilgi gösterdikçe ve işler de iyi gittikçe ona kapılırsınız ve işin olduğunu düşünürsünüz, eksikliklerinizin farkına varmazsınız. Tamam ben oldum dersiniz.

Ama bu çok tehlikeli. Bu şekilde düşünenler meslekten uzakta kaldılar.  Bu iş biten bir gelişim değildir. Çok iyi çalabilirsin ama bu gelişimi yine devam ettirmen lazım. Mekanlar tarafından aranan grup olmak işin bittiği anlamına gelmez. Bu işin aslında sadece başlangıç noktasıdır.

Benim kişisel olarak amacım, Türkiye’de SADE grubunu aranan, bilinen, dinlenen bir grup haline getirmek. Grup olmanın artısı elbette var. Bir şeyler yapmak istediğimizde, herkes taşın altına elini koyuyor. Elimizde yeteri kadar bestemiz de var. Bunları doğru analiz edip, doğru aranjeyle, doğru insanlarla çalışırsak kısa bir süre içerisinde ekibi belirli yerlere getirmeye çalışacağız. Olur olmaz bunu zaman gösterecek

Tolunay Gülbaşaran: Normalde biraz daha vokale bırakılır. Biz de öyle değil, biz hepimize uygun olan, seyirciye de hitap decek şarkıları seçiyoruz. Alt yapılı müzik yapıyoruz, vokalde farklı şeyler deniyor ve herkese hitap etmeye çalışıyoruz. Biz performans sahne yapıyoruz. Dinleyiciler de bunun için bizi tecih edip geliyorlar. Alkol almayan kişiler bile sırf bizi dinlemek için geliyorlar çıktığımız mekanlara.

Bu grubun Türkiye’de en iyiler arasında olmaması için hiçbir sebep yok. Olması gereken tek şey; doğru kanallar, doğru menajerle çalışmak. Bu dediklerim olduktan sonra SADE grubunu Türkiye tanır.

Benim bu grupla tanışmamı sağlayan yer; Rock City oldu. Asla unutmam vefa borcum var onlara. Ferdinand’ın da yeri ayrı. Bir şarkı çıkartacağız diyelim, bize bu konuda çok yardımcı olacaklarına eminim. Klip olarak Can Memişoğlu ile çalışmak çok isteriz.

Müziğin bir matematiği var mı, nasıl yol almak gerekir?

Dağlar Şengün: Müzisyen ile dinleyicilerin müzikten beklentisi farklı oluyor. Biz bir şarkıyı dinlerken akorlara dikkat ederken, dinleyici şarkıyla kendinden geçebiliyor. Aslında çoğu zaman başarı dinleyicinin duygularına hitap etmekten geçiyor. Trend olan müzik türüne yakın şeyler yaparsan dinleniyorsun. Şunu yaparsak olur diyemiyorsunuz bu yüzden.

Samsun’un müzik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz peki?

Oğuz Akün: Mekanlarda nasıl müzik yapılacağını oraya gelenler belirliyor. Samsun’dan, Bursa’dan, Eskişehir’den, İzmir’den çok iyi gruplar çıkardı biz küçükken. Ne kadar   İstanbul konuşulsa da aslında Türkiye’deki rock kökenli grupların temeli Ankara’dır. Müziğe çok fazla yön verdiler.

Samsun da çok iyiydi, mesela Objektif vardı. Şu an İstanbul’da çok iyi yerlerde olan Samsunlu arkadaşlarım var. Bir arabesk kültür var. Bu arabesk kültür, müzik gelişimini mekanlara, müzisyenlere bir anlık kazandıran bir kültür.

Ama genel anlamda müzisyen kalitesini kötü anlamda etkiledi diyebilirim. Arabesk kültür, dinleyiciyi, ben ne çalarsam çalayım nasılsa dinliyorlar durumuna getirdi. Müzisyenler de zamanla kişisel gelişimlerini bir kenara attılar.

Grup olarak, kişisel gelişimlerimizle sahne arasındaki ayrıma önem veriyoruz. Kendimizi sadece sahnelere terk etseydik kimse bu kadar güzel enstürüman çalamazdı.

Başka müzikler yapılsaydı bu müzisyenlere de kişisel gelişim anlamında da çok katkı sağlardı. Şu anda bu yok maalesef. Biz ne kadar güzel çalarsak çalalım, dinleyici için kıymeti yok sanki.

Akdeniz’de yabancı turistlerin olduğu yerlerde de müzik yaptım. Oradaki durum çok daha başka. Tek gitarla Neşet Ertaş çaldım, önümdeki bin tane İngilize. Ağızları açık dinlediler.

Burada çalsak belki de dinlemez kimse. Bu durum ne zaman düzelir, ben de bilemiyorum. Allah’tan sevdiğimiz müziği yapıyoruz şu anda.

Nerede sahne almak istersiniz?

Hepsi birden: Super Bowl.

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.