Cenazelerde din görevlilerinin, “Musallada yatandan ibret alın” diye vaaza başladıkları üslubu son yıllarda her geçen gün dozu artırılarak dinlemekteyiz.
Son dönemde bu tarz vaaz veren din adamları “Ne yapmak istiyorlar, nereye varmak istiyorlar” diye devlet dikkati oluşmayacağına göre bu konuyu hekimlere yönelik artan şiddet olayları ile ele almak istedim.
Özellikle kırsal kesim cenazelerinde, köy ya da mahalle imamlarının anlık kalabalığın artmasıyla çoğunlukla böyle hitap ettiğine şahit olmaktayız, kent merkezlerde ise biraz da cenaze sahibinin sosyokültürel durumuna göre şekillenen daha kapsayıcı bir üslup hakim çoğu zaman.
Rahmete uğurlanacak mümini iyi amelleriyle anarak, güzel ahlaktan ve ölenin 1. derece yakınlarına acılarını hafifletecek telkinlerde bulunmak, cenazeye katılan eş, dost ve tanıdıklara da İslamiyetin güzel amelleri, ahlaki yüce değerlere yaptığı vurguları hatırlatmak varken
“Şu musallada yatandan ibret alın, hepimiz buraya geleceğiz” (hafifleterek yazıyorum) şeklinde korku, tehdit dilini kullanmanın insanda yaratacağı travmayı sorgularken bir meslektaşımızın katledilmesi vesilesiyle cemaate nefret duygusu aşılayan, bir anlamda adam öldürmeye teşvik niteliği taşıyan hutbe konuşmasını (vaaz değil, ve dinlemenin farz olduğu hutbede konuşarak) dinlediğimde bu üslubun bir politikaya dönüşmüş olduğunu müşahıs bir söylemde hep birlikte görmüş olduk.
Elbette, bu satırları yazarken çok değerli din adamlarımızı, dini söylem dilini “sopa” olarak kullanmayan din görevlilerimizi hariç tuttuğumu özellikle belirtmeliyim.
Yine bu satırları yazarken imam emeklisi rahmetli kayınpederimden yaklaşık 26 yıl boyunca bu tarz bir dil duymadığımı, ayrıca yakın çevremde çok saygın dindar insanlardan da aynı şekilde cenazelerde daha ılıman vaazların söylenmesi gerektiğini duyduğumu belirtmeliyim.
Son 15 yılda onlarca hekim ve sağlık çalışanı sadece mesleki nedenlerle katledilmiş ya da ciddi yaralanmalara maruz kalmışken ve pandemi etkisiyle mesleğimizin önemi, değeri toplum tarafından tekrar fark edilmiş ama emekleri ödenmez diyerek kamu otoritesi tarafından gerçekten ödenmediği ve şiddetin dozu her gün canıyla ödeniyorken doktor arkadaşımızın katline protesto için yapılan eyleme görevi insanlara ibadet yaptırmak ve güzel ahlakı öğretmek olan din görevlilerince azmettirici söylemin takdirini yine vatandaşlarımıza bırakıyorum.
Meslektaşımızın katledilişine tepki amaçlı yapılan eylemde ülke genelinde acillerde, doğumhanelerde, onkoloji ve yoğun bakımlarda ve pandemi servislerinde görevin devamı yönünde en üst düzey önlem alınmışken hutbedeki imamın provakatif sözleri tamamen haddini aşan nefret söylemi ve vatandaşları kasıtlı olarak hekim düşmanlığına yöneltme dilidir.
Bu yazımda hiçbir siyasi vurgu olmadan duygularımı paylaştım…
Ve meslektaşlarımın son günlerdeki motivasyonunu bilen biri hekim olarak işlerin iyiye gitmediğini bir kez daha hatırlatmak istedim.
Sağlıklı! güzel günler dilerim…
