5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun geçici 5. Maddesinin d bendinde; “d) 01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” denilmekteyken Anayasa Mahkemesi’nin 02/08/2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 21/04/2022 tarih, 2020/87 Esas 2022/44 karar sayılı kararıyla seri muhakeme usulü yönünden “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibareleri iptal edilmiştir.
Yasal düzenlemenin son haline göre; 01/01/2020 tarihinde halen derdest olan (hükmü kesinleşmeyen suçlar) seri muhakeme usulünün uygulanabilir hale geldiği ancak “kesinleşmiş dosyalarda” ibaresinin iptal edilmediği ve halen yürürlükte olduğu anlaşıldığından 01/01/2020 tarihinden önce hükmü kesinleşen suçlarda seri muhakeme usulü uygulanmayacaktır. Bu itibarla hükümlüler hakkında 01/01/2020 tarihinden sonra kesinleşen mahkûmiyet kararlarının, Anayasa Mahkemesinin 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere (32. Paragrafı) CMK’nın 250/4 maddesi gereği seri muhakeme usulünün uygulanması halinde yaptırımın yarı oranında indirilerek belirleneceği, buna göre seri yargılama usulünün uygulanabileceği dosyalarda ceza miktarı üzerinde müvekkil lehine etkisi olan seri muhakeme usulünün uygulanması gerekmektedir.
Bu nedenle seri muhakeme usulüne ilişkin dosyanın esas yılı göze alınmaksızın 01.01.2022 tarihinden sonra kesinleşmiş olan; seri muhakeme usulü kapsamındaki suçlardan kaynaklı verilen mahkûmiyet kararlarında 5237 sayılı TCK 7/2 maddesi uyarınca sonradan çıkan kanunun lehe olma ilkesinin uygulanması gerekmektedir.
Yukarıda izah ettiğimiz üzere, 01.01.2020 tarihinden sonra karara bağlanmış ancak seri muhakeme usulüne ilişkin işlem görmemiş ceza davalarında, TCK 7/2 maddesi uyarınca sonradan çıkan kanunun lehe olma ilkesinin uygulanması gerekmektedir. Yani verilen mahkûmiyet kararlarının başvuru halinde yarı oranda indirilmesi söz konusudur.