Hepsi birbirinden anlamlı hepsi birbirinden değerli, hepsi birbirinden kıymetli ödüllere bir yenisi ekledim…
Hayatıma giren, değer katan her insan her olay gibi…
Ve karşıma kim çıkarsa çıksın, hayat bana ne getirirse getirsin;
SEVMEKTEN” ve “İYİLİKTEN” hiç vazgeçmedim…
Aynı hikayede olduğu gibi…
Bilge ve Akrebin Hikayesi…
Bilge bir adam, suda çırpınan bir akrep görür. Onu kurtarmak için, parmağını uzatır. Akrep Bilge’yi sokar. Bilge, tekrar akrebi kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar.
Öğrencisi, Bilge’ye sorar “Hocam neden sizi sürekli sokmaya çalışan size zarar veren akrebe gereken cevabı vermiyorsunuz?“
Bilge şöyle cevap verir;
“Sokmak, kötülük yapmak akrebin doğasında var.
Benim doğamda ise “SEVMEK” ve “İYİLİK” var.
Akrep kötü diye neden ben kötü olayım? Neden onun doğasında sokmak var diye ben
kendi doğamda olan “SEVMEKTEN” ve “İYİLİKTEN” vazgeçeyim? Neden akrebe benzeyeyim? Herkes kendine yakışanı yapar. Kimi iyilik der en büyük kötülüğü yapar, kimi ahlak der en büyük ahlaksızlığı yapar, kimi etik der etikten bir haberdir, kimi “değer” der, allasan da pullasan da aradığı o “değeri” bulamaz…
Çamura girersen az yada çok üzerine sıçrar, zamanla seni içerisine çekmeye başlar. Bir bakmışın senin de üzerin kirlenmiş onlardan farkın kalmamış” der…
Ve ben “SEVMEKTEN” ve “İYİLİKTEN” hiç vazgeçmedim…