enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Hafif Yağmurlu
27°C
Samsun
27°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
27°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Salı Az Bulutlu
28°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
29°C

Sorumluluk kimde?

Sorumluluk kimde?
Samsun Reklam Ajansı
28 Nisan 2022 14:47
A+
A-

Hayatımda ilke haline getirmeye çalıştığım, kendimi ve davranışlarımı sorgulamama yardımcı olan bir kavramdan, yaklaşımdan bahsetmek istiyorum sizlere. KONTROL ODAĞI ya da bazı kaynaklarda DENETİM ODAĞI olarak geçen yaklaşım.

Kontrol Odağı kavramı ilk olarak 1954 yılında Julian Rotter tarafından ortaya atılmıştır. Odağı iç ve dış kontrol odağı olarak ikiye ayırmış, bireyin hangisine eğilimi fazlaysa ona bağlı olarak sosyal hayatının, romantik ilişkilerinin, iş yaşamının ve akademik başarısının farklılaştığını belirtmiştir. Rotter, kontrol odaklılığı “Kişinin davranışlarına ilişkin sonuçların kendi kontrolünde ya da şans, kader gibi dış faktörlerin kontrolünde olduğuna ilişkin genelleştirilmiş inancı” olarak tanımlamaktadır.

Bu kavram anlatılırken sıkça kullanılan örnek; Sınavdan düşük not alan iki öğrenci. Birisi diyor ki, az çalıştım, daha fazla çalışmalıydım. Bir sonraki sınavda daha çok çalışacağım. Diğeri diyor ki sorular çok zordu, bu hoca bana taktı, hep bilmediğim yerlerden çıktı, ne yapsam bu sınavı geçemeyeceğim. Birinci öğrenci kontrol odağı içte olan bir birey, diğeri ise dışta olan. Kontrol odağı içte olan, olayların kendi kontrolünde olduğuna inanıyor ve daha çok çalışırsa daha yüksek not alacağına inanıyor. Diğeri ise olayları kontrol edemeyeceği durumlara bağlıyor ve daha kaderci bir yaklaşım benimsiyor.

Aslında bu çok temelde bir kişilik özelliği gibi duruyor. ve yapılan araştırmalar kontrol odağının içte mi yoksa dışta mı olacağını çocukluk döneminde öğrendiğimizi söylüyor. Ama bir başka gerçek var ki farkındalık geliştirerek ve çeşitli eğitimler ile kontrol odağı değiştirilebilir.

Biraz ikisi arasındaki farka yapılan araştırmalar ışında bakalım;

  • Dış kontrol odağına sahip kişilerin öğrenilmiş çaresizliğe yakalanma ihtimalleri daha yüksek. Peki nedir öğrenilmiş çaresizlik? Bir kavanoz düşünün. İçinde köpekbalığı ve daha küçük balıklar var. Köpekbalığı doğal olarak küçük balıkları yeme eğiliminde. Ama arada bir cam duvar var. Köpekbalığı ne zaman küçük balıkları yemeye çalışsa cam duvara çarpıyor. Bir süre sonra cam duvar aradan kaldırılıyor. Ama köpekbalıkları küçük balıkları yemeye yeltenmiyor. Neden? Çünkü ne yaparsa yapsın o balıklara ulaşamayacağını öğrendi. Sizi hayatınızda hangi cam duvarlar var düşünmeye davet ediyorum.
  • Sağlıkla ilgili ilginç araştırmalar var. Kontrol odağı içsel olanlar sağlıklı yaşamla ilgili kurallara daha fazla uyuyorlar. Çünkü inanıyorlar ki beslenme ya da fiziksel aktivite ile ilgili alışkanlıkları sağlıkları üzerinde olumlu etki yaratacak. Bir düşünün bu konuda neler yapıyorsunuz?
  • Peki ilişkiler boyutunda durum nasıl? Kontrol odağı içte olanlar ilişkilerinde daha yapıcı bir yaklaşım sergiliyor. Neden? Çünkü sorumluluğu üzerine alıyor. Sorun benim sorunum diyor ve nasıl çözebilirim mantığında.
  • Psikolojik dayanıklılık ve depresyon cephesinde durum nasıl? Kontrol odağı dışta olan bireylerin psikolojik dayanıklılıkları çok daha düşük. “Bana kaderimin bir oyunu mu bu?” diyerek dertlenmeyi daha çok tercih ediyorlar çünkü.
  • Ya motivasyon? Tahmin edeceğiniz üzere kontrol odağı dışta olanların pek motivasyonla işleri yok. Belli zaten, ne yapsalar olmuyor. Neyin motivasyonu Allah aşkına? Ne zaman motive oluruz? Başaracağımıza inandığımız zaman. Düşüncemiz hayatın bize hep zorluklar çıkardığı yönündeyse uğraşmaya ne gerek var. Gelsin hayat bildiği gibi durumu…
  • Girişimcilik desen dış kontrol odaklılara uğramaz bile. Yenilik mi? O da ne? Ayrıca bir şey yapmaya kalksa gördüğü hep dış engeller olacak. Zaten şanssız. Dış engeller var evet ve ben üzerinde değişiklik yapabileceklerime odaklanır ve amacıma ulaşabilirim diyenler kontrol odağı içte olanlar.

Mutlu ve doyumlu bir hayat yaşamak sorumluluk meselesi. Sorumluluğu üzerimize aldığımız, değiştirebileceklerimize odaklandığımız bir hayat mutlu ve doyumlu hale geliyor. Sevdiğim bir metafor var. Parmağınızla karşıyı işaret edin. Ne görüyorsunuz? Bir parmak karşıyı, diğer üç parmak sizi gösteriyor. Yani aslında sorun benim sorunum. Mız mız çocuklar gibi sürekli şikayet edip, ağlamayı bırakıp neyi farklı yapabilirim diye bakma zamanı.

Atakum Nakliyat
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.