2016 yılından bu yana uygulanmayan kış saati nedeniyle, Türkiye’de öğrenciler ve çalışanlar sabah saatlerinde gün daha aydınlanmadan yollara düşüyor.
Kış saati uygulaması, gün ışığından daha fazla faydalanmak amacıyla saatlerin genellikle ekim veya kasım aylarında bir saat geri alınmasıyla yapılan bir düzenleme. Bu sayede sabahları daha erken aydınlanma sağlanarak enerji tasarrufu hedefleniyor. Birçok ülke, enerji tüketimini azaltmak ve sabah saatlerinde daha verimli çalışabilmek için bu uygulamayı benimsedi.
Türkiye, 2016’dan itibaren kış saati uygulamasını kaldırarak kalıcı yaz saati uygulamasına geçti. Bu kararın arkasındaki temel nedenler arasında enerji tasarrufu ve gün ışığından daha uzun süre yararlanma isteği bulunuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Ekim 2016 ile Mart 2024 tarihleri arasında milyarca kilovatsaat enerji tasarrufu sağlanarak yaklaşık 20 milyar lira tasarruf edildiği belirtiliyor.
Kalıcı yaz saati uygulaması, özellikle kış aylarında sabah saatlerinin karanlık olması nedeniyle çeşitli eleştirilere maruz kalıyor. Biyolojik ritim üzerinde olumsuz etkiler yarattığı, bireylerin sabahları yorgun hissetmesine yol açtığı ve sağlık sorunlarını artırabileceği ifade ediliyor. Özellikle çocukların karanlıkta okula gitmek zorunda kalmaları güvenlik açısından risk teşkil ederken, yaya kazalarının artabileceği yönündeki endişeler dikkat çekiyor. Ayrıca uzun süre karanlık bir ortamda bulunmanın psikolojik olarak motivasyonu düşürdüğü ve bireyler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı belirtiliyor.
Uygulamanın enerji tasarrufu sağladığı resmi olarak ifade edilse de, bazı uzmanlar bu görüşe katılmıyor. Elektrik Mühendisleri Odası’nın araştırmasına göre, kalıcı yaz saati uygulaması elektrik tüketimini yüzde 6.5 oranında artırdı.