Eksilmiş bir dünyanın kıyısında bir yıl daha bitiyor. Savaşlar, acılar, ölümler, hüzünler, yoksulluklar, açlıklar, anlık mutlulukların ortasında…
Kendimizi, tükettiğimiz dünyada yaşamak için mücadele ederken buluyoruz. Kaçıncı yüzyılı göreceğimizi düşünürken, Noel Babanın getireceği hediyeleri, modern evlerimizin bacasının olmadığını unutarak, bacalardan gelmesini bekliyoruz. Yine de umutları, mutlulukları yılbaşı ağaçlarımızın eteklerine bırakacağını varsayıyoruz.
Ve biz bunları düşünürken, yanı başımızda hangi sorumsuz liderlerin yapacağı kıyımlara şahit olacağız. Kaç tane Filistin tükenecek? Kaç tane Ukrayna’nın toprağı işgal edilecek? Kuzey Kore kaç füze denemesi yapıp bütün dünyayı tehdit edecek? Kaç tane Afrika daha sömürge yapılacak…
Bir gün gelecek, Mad Max filmlerindeki bitmiş bir dünyada bulacağız kendimizi ve bir tohuma muhtaç olup bir damla su için kilometrelerce yol arşınlayacağız.
Oturduğumuz yerden yok oluşu izlemeye devam edeceğiz…
Belki de uzaylıların gelip bizi kurtaracağını ya da tamamen yok edeceğini düşleyeceğiz.
Bizi yok edenin kendimiz olduğunun bilincinde olmadan yok olup gideceğiz.
Çorak bir dünyaya bir gün gözümüzü açtığımızda, bing bang teorisiyle yeni bir dünyanın oluşmasını beklerken bulacağız kendimizi.
Dünyanın sonunu hazırladığımız bir yılı daha bitirdik. Nesli tükenmekte olan hayvanları hiç umursamadan yok etmeye devam edeceğiz. Toprağın bizim için yaşamın kendisi olduğunu fark etmediğimiz nice yılları daha geçireceğiz.
Her gün onlarca ormanı yok edip bir avuç gölgeyi arar olacağız ve ağaçsız bir dünyada yağmur yağmasını bekleyeceğiz.
Bir damla suya muhtaç olacağız…
Dinozorların yaşadığı, ateşin bulunduğu, tekerleğin keşfedildiği çağları arar olacağız. Ah insan evladı sana verilen her şeyi tükettiğinin farkında değilsin…
Çocukları öldürüyorsun, toprağı tüketiyorsun, ağaçları kesiyorsun, hayvanların yaşam alanını elinden alıp gökdelenler dikiyorsun ve doğayı küstürüyorsun…
Kendi evrenimizin kıymetini bilmeyip, başka evrenler olduğunu düşleyip, evrenlere olumlu mesajlar göndermeye devam ediyoruz.
O gönderdiğimiz olumlu mesajları kara delikler yutuyor…
Bir yıla daha yavaş yavaş değil hızlı bir şekilde tükenerek giriyoruz. Üretmenin, sevginin, barışın, paylaşmanın anlamını çözmeden yitip gideceğiz.
Yaşamın anlamını çözdüğümüz, yaratılışımızın doğasına aykırı davranmadığımız ve sınırların olmadığı yeni bir dünya dileklerimle. Biz yine de evrene olumlu mesajlar gönderelim. Kara delikler yutmaz umarım…
KİRLİ DÖNGÜ
Önce birazcık kirlendik
Kirlendikçe
Kirlendikçe
Kirlenmeyi sevdik…
Alıştık
Alıştıkça
Alışmayı sevdik…
Kirin içine battık
Battıkça
Battıkça
Kirlenmeye devam ettik…
Ne kadar kirlendiğimizi unuttuk
Kirlendikçe çoğaldık
Çoğaldıkça öldürdük
Öldürdükçe cesaretlendik
Sonra yine kirlendik
Battık bataklıkların içinde kaldık
Unuttuk
Unutursak ölecektik
Öldük
Öldük
Öldürdük…
(Şiir: Mayıs 2024)
Kader ELTUTAN
Kaleminize sağlık Kader Eltutan. Çocuklar ve gelecek için kaygılı, merhametli bir annenin yüreğinden dökülmüş fevkalade tespitler.. Okuduktan sonra, Dünyayı keşke kadınlar yönetse, daha duyarlı ve merhametli bir gezegen olurdu, diye düşündüm. Şiir de bir o kadar güzel, keskin ve dikkat çekici..
Değerli yorumunuz ve güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Hakan Bey.Kadınlar ya da erkekler, güzel düşüncelerde olan, yaşamın kıymetini bilen ve ellerimizde hep beraber yeniden dirilteceğimiz bir dünya umuduyla
güzelliklere açılsın tüm kapılar. Saygılar ve sevgiler…
Emeğine sağlık… Yazmaya, umudu yeşertmeye devam.
Çok teşekkür ederim Hüseyin Bey.Satırlar ve dizeler bitmesin tabii ki… Saygılar ve sevgiler
Kaleminize ve yüreğinize sağlık!
Çok teşekkür ederim Mustafa Bey.Saygılar
Tebrik ederim, güncel ve oldukça şiirsel
Çok teşekkür ederim.Saygılar ve sevgiler