Aydın Halkevi Atatürk’e saygısını göstermek için bir Gazi Günü kutlaması yapmak ister. Ama, Gazi Günü’nün hangi gün olması gerektiğine karar verilemez. Uzun tartışmalardan sonra, Atatürk’ün doğduğu günün Gazi Günü olmasında herkes birleşir.
Kentin ileri gelenlerine sorulur… Bir yanıt alınamaz. Tarih kitapları karıştırılır. Bir kayıt bulunamaz.
Tam o günlerde 1932 temmuzunda Ankara’da 1. Türk Tarih Kurultayı toplanacaktır. Bu toplantıya Aydın Ortaokulu tarih öğretmeni Hulusi Aksudoğan da çağrılıdır. Kurultaya katılan Aksudoğan, Atatürk’ün doğum gününü, ülkenin önde gelen tarihçilerine, hatta Atatürk’ün yakın arkadaşlarına sorar. Şaşırarak görür ki, onlar da bilmemektedir. Hulusi Aksudoğan ne yapacağını düşünürken sevindirici bir haber alır. Atatürk katılımcılara bir çay partisi verecektir.
Orman Çiftliği’nde verilen çay partisine giden Aksudoğan, hemen Atatürk’ün yanına gidip Aydın Halkevi olarak yapmak istediklerini anlatır, “Ama sizin doğum gününüzü bilmiyoruz” der.
Bir an gözleri parlar Atatürk’ün. Ama bu canlanma kısa bir süre sonra sıkıntılı bakışlara dönüşür. Bir sigara yakan Atatürk kollarını iki yana açarak, “Bana bunu sormayınız, doğum günümü bilmiyorum” der.
Ne diyeceğini, ne düşüneceğini bilemeyen Aksudoğan, olduğu yerde kala kalır. Onun, karşısında beklemeye devam ettiğini gören Atatürk, Ankara’nın ufkuna bakarak bir süre düşündükten sonra, “SAMSUN’A ÇIKTIĞIM GÜNÜ KUTLAYINIZ” der.
Çevresindeki tarihçilere dönüp, “Samsun’a ne zaman çıktım?” diye sorar. Tarihçiler hemen yanıt verir, “19 Mayıs 1919, işte benim doğduğum gün” der.
Gazi Günü kutlaması daha sonra bütün yurtta Gençlik Bayramı olarak kutlanmaya başladı.
Atatürk’e Ait Hatıralar,
Cumhuriyet Matbaası İstanbul 1949
Anlatan Hulusi Aksudoğan
Haber-Araştırma Vet. Hek. Harun PİR