Açı Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Doğangüneş, “Biz olumsuzlara odaklanmak yerine enerjimizi, işimizi iyi yapmaya harcadık ve Samsun’un eğitim seviyesini yükseltmeyi kendimize hedef edindik” dedi.
7/24 Gündem Dergi’nin 4. sayısında, Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan, Açı Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Doğangüneş ile kurumları ve eğitim anlayışları üzerine konuştu.
Öncelikle merhabalar, Samsun Açı Özel Öğretim Kurslarının kuruluş hikayesi hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Tabi ki. Bildiğiniz üzere Açı; Türkiye geneli kurumsal bir isim. Eğitim ve yayın sektöründe rüştünü ispat etmiş ve otuz yılı aşkındır sektöre önderlik eden bir marka. Samsun’a da bu isim yabancı değil. 2001 yılından bu yana Açı Eğitim Kurumları eski adıyla dershane, yeni adıyla özel öğretim kursu olmak üzere Samsun halkına hizmet vermekte ve öğrenci yetiştirmektedir. Ayrıca ana sınıfından lise kademesine kadar öğrenci kabul eden kolejlerimiz de bulunmaktadır.
Kurucularınızın tamamının öğretmen kökenli olması ile ön plana çıkıyorsunuz. Bu konunun size ne gibi bir katkısı olmaktadır?
Çok güzel bir noktaya değindiniz. Aslında bir eğitim kurumunun kurucularının eğitimci olup olmaması, kayıt görüşmesi sırasında sorulması gereken bir soru. Çünkü ülkemiz şartlarında riskli bir sektör olan özel öğretimciliğe genellikle sektör dışı kişiler de dahil olabiliyor.
Ticari amaçlı ortak olan kişilerin de kısa vadeli beklentileri oluyor haliyle. Özellikle pandemi dönemi sonrasında birçok özel öğretim kurumunun kapandığına şahit olduk. Bu durum hem öğrenciyi hem de çalışan onlarca öğretmeni mağdur etti.
2020 Haziran ayında yani pandemi döneminde yeni şubeler açtınız? Bu ciddi bir risk değil miydi?
Evet, görünürde öyleydi. Fakat biz eğitimi uzun vadeli bir yatırım olarak görüyoruz. Pandemi dönemi sonrasında özel öğretim kurslarına ve kolejlere ihtiyacın artacağı bir gerçekti.
Biz olumsuzlara odaklanmak yerine enerjimizi, işimizi iyi yapmaya harcadık ve Samsun’un eğitim seviyesini yükseltmeyi kendimize hedef edindik.
Biliyorsunuz Samsun’da onlarca kurs var. Her kurs yöneticisi kayıt görüşmesi sırasında kendilerini ön plana çıkarıyor. Peki siz bu konuda ne diyorsunuz? Bir öğrenci neden sizi tercih etmeli?
Doğru diyorsunuz. Herkes haklı olarak kendi kurumunu ön plana çıkartmak istiyor. Bazı vaatler veriyor. Hizmetler sunuyor. Biz de bazı sözler veriyoruz.
Fakat bizim farkımız şu, biz söylediklerimizi gerçekten yapıyor ve arkasında duruyoruz. Bu konuda velinin ve öğrencinin gerektiğinde bize hesap sorabilmesi ve hakkını arayabilmesi için imkan sağlıyoruz.
Kurucular olarak velimizle, öğrencilerimizle her daim sağlıklı iletişim kurmak istiyoruz. Bu da doğal olarak kaliteyi ve başarıyı arttırıyor.
Eğitimde söz sahibi olan ve ön plana çıkan bir kurumsunuz. Her kurumun bir kurucu felsefesi vardır. Peki Açı Eğitim Kurumları’nın kurucu felsefesi hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Kurucu felsefemiz disiplin üzerine şekillenmektedir. Belli bir disiplini, çalışma planını ve etkili takibi sağlamadan başarının geleceğine inanmıyoruz.
Bu anlamda gerçekten profesyonel bir işleyişimiz var. Mentör öğretmenlerimiz, rehber öğretmenlerimiz, branş öğretmenlerimiz ve kurum idaremiz koordineli bir şekilde hareket ederek öğrencilerimizin motivasyonlarını yüksek seviyede tutmaya çalışıyoruz.
Biz öğrencileri kendi haline bırakan bir kurum değiliz. Çalışmak elbette öğrencinin içinden gelir fakat biz tavsiyede bulunup kenara çekilmiyoruz.
Öğrencinin içten gelerek çalışması için, güdülenmesi için, hazır bulunuşluluğunun yüksek seviyelere ulaşması için gerçekten özverili bir şekilde emek veriyoruz.
Belki de ön plana çıkmamızı sağlayan özelliklerimizden birisi de burada gösterdiğimiz özverimizdir.
Öğretmen kadronuz hakkında bizleri bilgilendirir misiniz? Kadronuzu kurarken nasıl kriterler belirliyorsunuz?
Şöyle söyleyeyim, sistem ne kadar güçlü olursa olsun, bunu öğrenciyle buluşturacak ve hedefe kavuşturacak olan öğretmendir.
Biz ne söylersek söyleyelim, ders başlayınca sınıfın kapısı kapanır ve öğrenciyle öğretmen baş başa kalır. İşte burada öğretmenin tecrübesi, mesleğine olan bağlılığı ve bireysel özellikleri devreye girer.
Biz bu konuda çok şanslıyız. Çünkü Samsun’un en iyi öğretmenleri ile çalışıyoruz. Gerçekten çok özverili, işine sahip çıkan ve öğrencisi ile gönül bağı kuran bir kadromuz var.
Bu kadroyu kurarken elbette belirli kriterler belirliyoruz. Bir kere öğretmen arkadaşımızın kurumun eğitim felsefesine uygun hareket etmesi, meslek etiğini benimsemesi, mesleğini sevmesi, hem akademik hem de formasyon olarak belirli bir seviyede olması çok önemli.
Gerek kurslarınız, gerekse kolejiniz fiziksel anlamda da Samsun’un dikkat çeken binaları arasında. İlkadım kurs şubeniz modern binası ve konumu ile biliniyor. Atakum şubeniz belki de ülke genelinde geniş bahçesi olan sayılı kurslardan. Bu konuda özellikle bir tercihiniz oldu mu?
Elbette. Hem biz hem de öğrenciler, vaktimizin çoğunluğunu burada geçiriyoruz. Bina diyerek geçmek doğru değil. İnsanın kendisini güvende ve belirli konfor ortamında hissetmesi önemli.
Geniş sınıflar, ferah ortam, kütüphaneler, çalışma salonları. Bunları sağlamak için ciddi planlamalar ve yatırımlar yaptık. Neticesinde içimize sinen binalarla öğrencilerimizi buluşturmayı başardık.
Son olarak bu yazıyı okuyan öğrencilere bir mesajınız olacak mı?
Olmaz mı? Öğretmen kimliğimle dostane birkaç şey söylemek istiyorum. Öğrencilerimiz tavsiye almaktan bazen hoşlanmayabiliyor fakat insan, insanın gölgesinde ve öğüt ile büyür derler. Bizim önümüzde ülkemizi “Çağdaş muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak” gibi çok kıymetli bir hedefimiz var. Bu oturarak olmaz. Yatarak hiç olmaz. Yurtdışına gitmeyi ve orada yaşamayı hayal etmekle de olmaz.
Bu ülke hepimizin. Bilim dışarıdaysa alacağız, geleceğiz. Ülkemizin hizmetinde kullanacağız. Bunu hedef olarak belirlersek ve bu heyecan ile çalışma masasına oturursak yol alırız diye düşünüyorum. Gençlerimiz vatanlarını seviyor. İnsani değerleri yüksek ve gerçekten vicdanlılar. Ben onlara güveniyorum.