SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ, Akbelen’de direnen köylülere yapılan saldırıyı kınayarak, “Akbelenliler artık köylerini, tarlalarını, ormanlarını kömüre vermek istemiyor. Akbelenliler daha fazla hasta olmak, topraklarını, ormanlarını kaybetmek istemiyor. Yaşam hakkını savunmak, Ranta karşı çıkmak ve Ormanları korumak için nöbet tutmak anayasal bir haktır. Onurlu mücadele yürüten arkadaşlarımıza şiddet uygulamak ve gözaltına almak kabul edilemez bir durumdur.” dedi.
Samsun Çevre Platformu, Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı köylülerin ve çevrecilerin başlattığı nöbete destek vermek için Atatürk Anıtı önünde bir basın açıklamasında bulundu. Ağaç kesimine engel olmak isteyen köylülere ve yaşam savunucularına müdahalenin orantısız bir güç kullanımı olduğunu ve yapılan saldırıyı kınadıklarını belirten SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İki yıldır onurlu bir şekilde sürdürülen çadırlı direniş nedeniyle kesim için girilemeyen Akbelen Ormanı’na ne yazık ki dün sabah (24.07.2023) saat 05.30’da girildi. Devlet, olanca gücünü Akbelen’e yığdı. Tomalarla, yüzlerce jandarma ile gelen kesim ekibi, Akbelen ormanına vahşice saldırdı. Akbelenli köylü kadınların ağıtı sürerken ağaçlar birer birer devrildi.
Nöbet alanını ablukaya alan kolluk, köylülerin ve yaşam savunucularının kesim alanına girmesine izin vermedi. Girmek isteyenlere orantısız güç kullanıp, gaz sıkan jandarma, yaşlı köylü kadınların da olduğu gruba TOMA’lardan tazyikli su fışkırtarak direnişi kırmaya çalıştı. Aralarında Akbelen avukatı İsmail Atal’ın ve köylülerin de olduğu arkadaşlarımız gözaltına alındı. Hastaneye kaldırılanlar, yaralananlar oldu. Yaşam hakkını savunmak, Ranta karşı çıkmak ve Ormanları korumak için nöbet tutmak anayasal bir haktır. Arkadaşlarımızın onurlu mücadelesi bizimde mücadelemizdir. Onurlu mücadele yürüten arkadaşlarımıza şiddet uygulamak ve gözaltına almak kabul edilemez bir durumdur. Saldırıyı kınıyoruz. Eğercili’den Akbelen’de direnenlere selam olsun.
Akbelen köylüleri, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarına kömür sağlamak için açılmak istenen kömür ocaklarına karşı uzun süredir direniyorlar. Kömür ocakları çok sayıda köyü yuttu ve yutmaya da devam ediyor. Akbelenliler artık köylerini, tarlalarını, ormanlarını kömüre vermek istemiyor. IC Enerji ve Limak Enerji ortaklığında işletilen termik santrallar yıllardır bölge halkını zehirledi, hasta etti, öldürdü. Akbelenliler daha fazla hasta olmak, topraklarını, ormanlarını kaybetmek istemiyor. Ormandaki canların yok olmasını istemiyor.
Akbelelilerin termik santral deneyiminden Kavak Şahin Dağlarına, Tekkeköy ve Çarşamba Ovasına dikkat çekmek isteriz; bugün Akbelen’de yaşananların büyük kısmı Tekkeköy ilçemizde çevre ve halk sağlığı sorunu olarak fazlasıyla yaşanıyor. Eğer biyokütle görünümlü termik santral bir an önce durdurulmazsa çok daha fazla kirlilik, kuraklık, çevre ve halk sağlığı sorunu Yeşil ırmağa kadar olan tüm ovamıza yayılacak. Samsun içme suyunu sağlayan Çakmak Barajı da bundan fazlasıyla etkilenecek. Bugün Akbelen’de yaşananlar kısa süre sonra Kavak Şahin Dağlarına yaşanacak. Halka bu zulüm, doğaya bu katliam ne için?
İçinde bulunduğumuz cehennem sıcaklarına yol açan iklim değişikliğinin başlıca nedenlerinden olan termik santrallar ve kömür havzalarındaki bu ısrar neden? İnsanlar hayatlarından, yaşam alanlarından, geçim kaynaklarından olurken, orman ekosistemleri yok olurken, enerji şirketleri iktidar eliyle her gün daha da palazlanıyor. Karlarına kar katıyor. Anayasa’ya göre ormanları koruması gereken devlet, kendi eliyle ormanları yok ediyor. Enerji, maden ve inşaat şirketleri ormanlarda, ovalarımızda, meralarımızda kısaca tüm yaşam alanlarımızda kol geziyor.
Çünkü yıllardır izledikleri yağmacı, rüşvetçi, akıl dışı gerici politikalar nedeniyle siyasi iktidarın elinde doğamız ve halkımızın emeği dışında paraya çevirebilecekleri bir “değer” kalmamıştır.. Çarşamba Ovasından Akbelen’e, Munzur’dan Cerattepe’ye, Fatsa’dan Bergama’ya, ülkemizin her yanı yangın yeri. Bir yandan hayat pahalılığı ile zamlarla boğuşan halk, diğer yandan iktidarın yaşam alanlarını, tarlalarını ellerinden almak için yaptıkları saldırılara karşı direniyor.
Artık yeter. Bizler sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz. İktidara sesleniyoruz; Daha fazla yanmak istemiyoruz! Daha fazla ölmek istemiyoruz! İktidar unutmuş görünüyor ama; 4990 Sayılı İklim Kanunumuz var! AKP iktidarının yaptığı en olumlu kanunlardan biri olan 4990 sayılı kanun ile; ülkemiz iklim sistemi üzerindeki insan kaynaklı tehlikeli etkiyi önleyecek bir düzeyde durdurmayı hedefleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine (BMİDÇS) 24 Mayıs 2004’te 189. Ülke olarak taraf olmuştur.
Şimdi AKP İktidarına sesleniyoruz; kendi yaptığınız kanunlara, verdiğiniz uluslararası sözlere uyarak, kömür ve benzeri kirletici enerji yatırımlarından acil olarak çıkın ve bu tür tesislerde çalışan emekçilerin her türlü özlük haklarını koruyarak enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerine yüzünüzü çevirin. Hiç olmazsa enerjide bari gerici olmayın akıl ve bilimin yolunu seçin. Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesleniyoruz; ekiplerinizi geri çekerek Akbelen’de devam eden orman kesimini acilen durdurun!
Bizler, SAMÇEP olarak, Çarşamba Ovasının halkı ile yaşam savunucuları olarak, Akbelen’de direnen dostlarımızın yanındayız. Tüm ülke kamuoyunu Akbelen direnişine destek olmaya çağırıyoruz”