Çektiği kliplerle adından söz ettiren genç yönetmen Can Memişoğlu, Samsun’u prodüksiyon merkezi haline getirmek istediğini söyledi.
Çektiği klipler ve yaptığı çalışmalarla dikkat çeken genç ve yetenekli yönetmen Can Memişoğlu, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’a hayallerinden ve hedeflerinden bahsetti. Memişoğlu, 7/24 Gündem Dergi’nin 3. sayısı için verdiği röportajda Samsun’u prodüksiyonun merkezi haline getirmek istediğini söyledi.
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1999 doğumluyum. Samsun’da doğup büyüdüm. OMÜ’de Türk Müziği Konservatuarı öğrencisiyim. Geçtiğimiz sene CM Production adıyla hizmet veren bir film yapım şirketi kurdum. Aynı zamanda müzisyenim, önde gelen bazı zil markalarıyla endorser olarak çalışıyorum.
Müziğe nasıl başladınız?
Müziğe ilgim 7-8 yaşlarında başladı. Çeşitli enstrümanlarla vakit geçirdim. 16-17 yaşlarımda profesyonelleşmek istediğim enstrümanın bateri olduğunu anladım. Bu konuda en büyük adımı Samsun’ un efsanesi Burak Ertetik’in yanında öğrenmeye başlayarak attım.
Müzikle ilgilenirken yönetmenlik süreci nasıl başladı?
Müzikle aynı anda başlayan bir heyecan aslında bu. İki sene öncesine kadar bunun işim olacağını tahmin bile etmiyordum. Küçük yaşlarımdan bu yana çok fazla film izledim. En çok vakit harcadığım hobilerimden biriydi. Düşünce yapımın güçlenmeye başladığı yaşlarda sinema sektörüne olan saygım artmaya başlamıştı. Bu sebepten izlediğim filmleri daha iyi anlayabilmek için araştırmalar yapardım. Kamera hareketlerinin anlamını, ışığın duygusunu, renklerin hikayesini bilmeden izlediğim filmin içine giremediğimi anladım. Yönetmen röportajları ve kamera arkası belgeselleri gibi içeriklerle çok fazla vakit geçirdim. İşin özü sinemayı ustalarından dinleyerek büyüdüm.
Favori filminiz?
Bu zamana kadar yüzlerce film izledim. Matrix gibisini izlemedim, izleyemeyeceğim de. Bir sinema yapıtı olarak sınırlandırmak bile zor geliyor. İnsanlığın derin felsefesi, kusursuz işlenmiş kurgu yapısı ve neredeyse ‘’distopya’’ kelimesinin tanımı olacak kadar kült bir distopya.
Bir de The Dark Knight var. Christopher Nolan hayran olduğum, idol bir yönetmen. Bu da kült filmlerden biri.
Prodüksiyona geçiş süreciniz nasıl başladı?
Covid döneminde çok fazla davul çalışıyordum ve bunların videosunu çekiyordum. Çaldığım bu şarkıları güzel bir video ile taçlandırmalıyım diye düşündüm. Sonrasında kafamda bir drum cover kurgusu yaptım. Pek örneği olmayan bir kurguydu. Sevdiğim fotoğrafçılar ve görüntü yönetmenleri vardı, onlarla beraber yaptık bu işi. Sonrasında önünü alamadım. Kendim için yaptığım bu proje peşinden gelen ricalarla birlikte prodüksiyon sektörüne girmemi sağladı. Yaklaşık 1 buçuk yıl içinde 65 farklı proje yaptım. Bunların içinde 1 kısa film, 13 tanıtım & reklam filmi, 51 müzik klibi bulunuyor.
Projelerimin yüzde 70’i Samsun dışından diyebilirim. Burada oluşturduğum prodüksiyon ağı şehir dışından Samsun’a sanatçı çekiyor.
Kimlerin kliplerini çektiniz şimdiye kadar?
Birbirinden değerli insanlarla, sanatçılarla çalıştım. Bazıları isim olmuş, bazıları bu yolda ilerliyor. El Musto, Taner Çağlı ve Jako gibi sanatçılara klip çektim. Bu üç isime yapılan projeler milyon görüntülenmeleri aştı.
Tanıtım ve reklam filmleri de çekiyorsunuz değil mi?
Bu artık bir ihtiyaç haline geldi. Geçmişte reklam filmleri sadece televizyon kanalları üzerinden çok büyük bütçelerle döndürülüyordu ve bundan dolayı orta ve küçük çaplı firmalar bu pazarın dışında kalıyordu. Günümüzde ise her çapta firmanın kendini tanıtabileceği sosyal platformlar mevcut. Dijital kimliğe sahip olabilmek adına ellerine geçen bu imkânı değerlendirmek istiyorlar.
Firmalar bize en fazla öne çıkarmak istediği iş kolundan bahsediyor. Biz de bunun üzerine kafa yorup, araştırma yapıyoruz. Sonrasında ya belgesel tadında tanıtım filmleri ya da kısa reklam filmleri çekiyoruz.
Süreç nasıl işliyor?
Müzik klipleri için sanatçı bize ulaştığında sanat yönetmenim İsmail Can Özarar’ ın da içinde bulunduğu bir görüşme gerçekleştiriliyor. Bu görüşmenin hemen ardından çekilecek klibin taslağı ortaya çıkartılıyor. Fiyat teklifleri onaylandıktan sonra projenin kapsamına göre bir ekip kuruluyor. Set tarihi belirleniyor ve çekimlere başlanıyor. Normalde ortalama bir müzik klibi 1-2 set günü içinde çekilir. Zorlu projelerde 3-4 güne uzayabiliyor.
Tanıtım ve reklam filmlerinde süreç biraz değişiklik gösterebiliyor. Firmalar ile görüşmeler sağlandıktan sonra, markanın öne çıkarılmasıyla alakalı bolca kafa yorduğumuz bir süreç başlıyor.
Mekanları nasıl belirliyorsunuz?
Projelerin tarzına göre görmek istediğimiz doku değişiyor. Yapılacak işe en uygun estetiğe sahip mekanları araştırıyoruz. Sonrasında bu mekanları daha estetik ve projeye en uygun hale getirmek için neler yapabileceğimizi planlıyoruz.
Samsun bu konuda ne kadar yeterli?
Genel olarak Samsun’da prodüksiyon konusunda hiçbir sorunumuz yok. Kamera karşısında görmek istediğimiz her resmi oluşturabiliyoruz.
Müzik klibi çekiminde en önemli şey sizce ne?
Klibin şarkıyla uyumu çok önemli, ancak baştan sona akan görseller şarkının sözlerini betimlemek zorunda değil. Rengi, ışığı doğru kullanmak, sanatçıya iyi bir styling yapmak bu işin olmazsa olmazları. Sette ekip olarak 10-12 kişiyiz. Yönetmen, sanat yönetmeni, stilist, makyöz, berber, prodüksiyon amiri, set amiri, ışık ekibi. Setteki herkes kendi alanında, yapılan projeyi bir adım yukarı taşımak için gayret ediyor.
Sizin en beğendiğiniz klip desem…
Rammstein – Deutschland. Benim gözümde başyapıt.
Bir şarkıyı kliplendirmek neden önemli ve ne kadar maliyetli?
Klip işin prestijidir projeye yeni bakış katar. Şarkının anlatımını güçlendirir. Aynı zamanda YouTube gibi çok büyük bir kitleye erişimi sağlar. Dijital müzik platformlarında çok fazla dinleyici var. Klipler orada yayınlanamıyor. Ben orada bir canvas video koyduğumda dinleyici klibi merak edip YouTube’a geliyor. Klip o yüzden çok önemli. Çok sevdiğim bir şarkının hiç özenilmemiş klibi karşıma çıktığında beni şarkıdan bile soğutabiliyor. Başarısız projeler kesinlikle şarkının gücünü elinden alıyor.
Bir müzik klibine ayırılacak bütçenin sınırı yok. Kamera karşısında görmek istenilen her detay fiyatı değiştirebilir. Samsun bu konuda bize çok daha maliyetsiz olanaklar sağlıyor.
Samsun’da klip çekimi için en sevdiğiniz noktalar?
Sevdiğim tiyatrocu Cumhur Kocaoğlu’nun Lovelet AVM’de açtığı CKC Stüdyoyu çekimlerimde çokça kullanıyorum. İyi bir kapalı çekim platosu. OSB’de gotik ve agresif klipleri çektiğimiz bazı fabrikalar ve atıl alanlar var. Bazı mekan avcılarımız var. ‘Şöyle bir yere ihtiyacımız var’ dediğimizde yardım ediyorlar. Aslında dekorumuzu tasarladıktan sonra bizim için dört duvar sanat üretilebilmek için yeterli bir mekan oluyor.
Samsun’un müzik, prodüksiyon gibi konularda önü açık mı?
Bu şehirde oldukça güzel projelere imza atan çok değerli insanlar yetişiyor. Prodüksiyon konusunda da bu şehri iddialı hale getirecek olan bizleriz. Samsun’da bu tür işlerin de yapılabildiğini gösteriyoruz. Bu işi daha da ileri noktalara taşımak istiyoruz.
Hayalleriniz neler?
Daha büyük yapımların içerisinde bulunmak. Sinema sektörünün içine girmek.