Tarih boyunca siyasi ve dini otoriterler sanattan hep korkmuşlardır. Baskı altına almaya çalışmışlar, yasaklamışlar, cezalandırmışlardır.
Çünkü gerçek sanatçılar, yaşadıkları dönemi ve otoriteyi sorgulamış, eleştirmiş ve karşı çıkmışlardır. Bu nedenle de başlarına gelmeyen kalmamıştır.
Ama bu dehaları korkutmakta o kadar kolay değildir. Her şeye rağmen tek adım geri atmayanlardır.
Resim tarihinde, bu kadar baş yapıt ve her biri diğerinden önemli öyküsü olan bu kadar resim varken, niye bu resmi seçtim, yazının sonunda siz karar verin ona.
Yazı zor. Çünkü işin içinde Pablo Picasso var, İspanya iç savaşı var, bir diktatörün kendi halkına neler yapabileceği var, say say bitmez.
Öncelikle şunu belirtmek zorundayım, resim sanatıyla fazla ilgili olmayan dostlar için, Pablo Picasso, (1881-1973) birden bire, kargacık burgacık resim yapmaya başlayan biri değildir. Klasik resmi de çok iyi bilen büyük ustadır.
Çok küçük yaşlarda yaptığı resimlerden örnek vermek isterim ki, bu Guernica resminin öylesine yapılmadığını tam olarak ifade edebilmiş olayım.
Peki bu resmin öyküsü ne?
Guernica İspanya’da bir kasaba. İspanya iç savaşı ( 1936-1939 ) yılları. Bir tarafta Cumhuriyetçiler diğer yanda faşist Franco yanlıları.
Savaş devam ederken diktatör Franco, Hitler’den yardım ister, kendi ülkesinin insanlarını katletmek için.
26 Nisan 1937’de, Hitler’in hava kuvvetleri, Guernica kasabasını bombalar. Cumhuriyetçilerin elinde karşı koyacak ne uçak, ne de hava savunma silahları vardır. Saldırılara faşist İtalya da destek verir.
Hitler yeni uçak modellerini ve bombalarını denemektedir. Alman hava kuvvetleri komutanı Göring, Nürnberg duruşmalarında, “Genç pilotların teknik deneyim kazanması gerekiyordu “ diyecektir.
Yaklaşık 5000 nüfusa sahip kasaba günlerce yanar. Yaklaşık 1700 sivil hayatını kaybeder. 1000 kadar da yaralı vardır.
1937 Dünya fuarında, İspanya ya ayrılan bölümde sergilenmek üzere, sürgündeki İspanya Cumhuriyetçi hükümeti, Picasso ya büyük bir resim sipariş verir.
Bu vahşetten fazlasıyla etkilenen ve dünyanın dikkatini çekmek isteyen Picasso kendi bakış açısıyla, 3,5 metre yükseklikte ve 7,8 metre eninde bu resmi yapar.
On beş günde biten bu yağlıboya resim, siyah beyaz ve gri tonlardadır.
Resim incelendiğinde, alevler içinde bir adam, kucağında ölü çocuk olan kadın gibi sahneler görürüz ama çok sayıda sembollerde vardır resimde.
Resmin yorumlanmasında farklı bakış açıları da vardır. Bence en doğrusu, ilgilenenlerin bu bilgileri edinmeleri ve kendince yorumlamasıdır. En doğru yorum o olacaktır.
Resim, ABD ve dünyanın bir çok başkentinde sergilenir. Sanat tarihinin en büyük savaş karşıtı eseri olarak kabul görür.
Bugün bir kopyası Birleşmiş Milletler binasındaki Güvenlik Konseyi salonu girişindedir.
2003’te ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Irak savaşı hakkında bilgi verirken, arka tarafta görünmesin diye, büyük bir örtü ile kapattırıp, sonrada bunun gazetecilerin isteği olduğunu söyleyecektir. İşte bu kadar korkarlar sanattan.
Her ne kadar rivayet olduğunu söyleyenler olsa da ben inanıyorum ya da inanmak istiyorum.
İşgal altındaki Paris’te yaşayan Picasso’nun evine bir Alman gestapo subayı gelir ve evdeki Guernica fotoğrafını göstererek “Bunu siz mi yaptınız “ der. Picasso da “Hayır. Siz yaptınız” der.
Bu resim olmasaydı Guernica, ikinci dünya savaşında bombalanan sayısız yerlerden biri olacaktı, belki de hatırlanmayacaktı.
Sadece barış yanlısı olmak yetmez, savaş karşıtı da olunmalı.
Bu eser bana, savaşın vahşetini, iktidarını kaybetmemek için bir diktatörün kendi halkına neler yapabileceğini, barışın değerini, sanatın gücünü ve Atatürk’ ün “ Sanatsız kalmış bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir “ sözünü hatırlatır.
Raşit ERTENLİ