Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, rüşvet iddiaları konuşulurken bir dönem genel müdürü olan Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında açıklamalarda bulundu.
Halkbank’ın eski genel müdür yardımcısı olan Hakan Atilla, Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu’nun Sedat Peker’in iddialarında adı geçen eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’yla ilgili sorularını yanıtladı. Atilla, Taşkesenlioğlu’nun kendisi hapisteyken Bank Asya’nın başında olduğunu sonra Halkbank’a atandığını belirterek “Ne sıfatı vardı da genel müdür oldu anlayamadım. Belki kendisini atayan imzayı atan Ali Babacan biliyordur” dedi.
Barış Terkoğlu’nun bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
“ABD’ye gönderilişinizin bir kumpas olduğu muhasebesini yaptınız mı” diye açıkça sordum. Cevabı ilginçti:
“Elbette yaptım. İki mesele var. Bir, benim oraya gidişim bono ihracı ile ilgili olduğu için bu süreci piyasa belirliyordu. Bankanın süregelen işiydi. Gidişim de olağandı. Haliyle, bunun ince bir şekilde planlanacağını düşünmüyorum. Ama ikincisi, benim ABD’de olduğumu, birilerinin oradaki irtibatlarına iletmiş olma ihtimali var. Elinizde belge, bilgi var mı derseniz, yok. Ama düşündünüz mü derseniz, evet düşündüm.”
Atilla, ABD’ye girerken değil, dönüşte tutuklanmıştı. Haliyle bu süreç, belki de o ABD’ye girdikten sonra hazırlanmıştı. O da bu düşüncedeydi: “Eğer önceden hazırlık olsa ABD’ye indiğim gibi tutuklanırdım. Orada olduğum öğrenildikten sonra harekete geçildi. Dönüşüme yetiştirdiler. Bana ait olmayan bir ses kaydını gerekçe gösterip tutukladılar. Beni tutukladıktan sonra da gerisini hazırladılar.”
Atilla, Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun kararları ve süreç yönetimi için “basiretli olmadığı kesin, en hafifinden vizyonsuzluk” tespitinde bulunuyor. İşin ilginci, Taşkesenlioğlu’nun sonrasında Halkbank’taki görevinden alınmasını da kendi yaşadıklarına bağlıyor. Haliyle sordum, nasıl oldu da Taşkesenlioğlu, Bank Asya’dan, bir günde Halkbank’ın başına geldi?
Atilla tanıklığını anlattı:
“Hangi vasfı değerlendirildi de bu göreve getirildi ben de merak ediyorum. Beraber çalıştık. Bankaya katkı sağlayacak tek bir şey yaptığını görmedim. Ne sıfatı vardı da genel müdür oldu anlayamadım. Belki kendisini atayan imzayı atan Ali Babacan biliyordur.
Mesele hep Sarraf’a indirgendi. Oysa Halkbank, o günlerde yurtdışı operasyonları başarıyla yönetiyordu. Uluslararası firmalara da hizmet ediyordu. Bu durum birilerinin işine gelmemiş olabilir. Atanacak kişinin bazı özellikleri karşılaması gerekirdi.”