MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesinin ardından kendilerine yönelik eleştirilerle ilgili, “Partimizin mensuplarına yönelik yargısız infazların hesabı ahirete bırakılmayacaktır” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesinin ardından kendilerine yönelik eleştirilerle ilgili yazılı açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimleri anımsatan Yalçın, “14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere doğru gidilirken bestesi küresel aktörlerce yapılmış öfke, kin ve nefret şarkılarının kulak tırmalayan nakaratları işitilmektedir. Menfur bir suikast üzerinden siyasi çıkar elde etme çabasındaki izansızlar, zan altında bıraktıkları masum ve suçsuz insanların ailelerini ve çocuklarının duygularını bile göz ardı etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Yalçın şu ifadeleri kullandı:
“Suikast meselesi yargıya intikal etmesine rağmen kendini adli makamların, yargı mercilerinin, hakim ve savcıların yerine koyan muarızlarımız bir tür toplumsal linç teşebbüsüne girmişlerdir. Ben galebe çalayım da ne olursa olsun, üstün geleyim de gerekirse insani ve ahlaki değerler çiğnensin anlayışı, adeta karşıtlarımızın siyaset düsturu haline gelmiştir. Partimiz ve mensuplarımız aleyhinde üretilen yalanların büyüklüğü, ortaya atılan iddiaların uçukluğu muhaliflerimizin bir cinnet sarmalına girdiğini göstermektedir.
Türkiye’nin iç ve dış dinamikleriyle demokrasinin gerekleri doğrultusunda siyaset üretemeyenler, toplumsal barışı ve huzuru dinamitleyerek ülkeyi anafora sürükleme, bunun faturasını da MHP ve Cumhur İttifakı’na çıkarma derdine düşmüştür.
MHP ve Cumhur İttifakı’na zarar vermek maksadıyla ülkeyi gerginlik ortamında seçime götürmek isteyenler, bu ağır ve yanlış hesabın altında kalacaklardır. Mesele MHP ve Cumhur İttifakı aleyhinde algı operasyonu olmaktan çıkmış, toplumsal bozgunculuk ve kaos oluşturma hevesine dönüşmüştür. Sadece MHP ve partililerimiz aleyhinde iftira ve yalan kampanyasıyla yetinilmemekte, topluma kin ve nefret tohumları ekilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin iç ve dış dinamikleriyle demokrasinin gerekleri doğrultusunda siyaset üretemeyenler, toplumsal barışı ve huzuru dinamitleyerek ülkeyi anafora sürükleme, bunun faturasını da MHP ve Cumhur İttifakı’na çıkarma derdine düşmüştür. Bilinmelidir ki siyaset bir oyun değil, fevkalade ciddi bir meseledir. Siyasi kavga işin doğasında vardır. Tarafların çekişme veya tartışmalarında bazen atmosfer elektriklenebilir, üslup ve dil sertleşebilir. Hatta bazen işler kavgaya kadar varabilir. Ama siyasette belden aşağı vurmaya ne rızamız, ne tasvibimiz, ne de tahammülümüz vardır. Bu tür siyaset anlayışı bumerang gibidir, dönüp ona tevessül edeni vurur.
MHP camiası, ülkenin üzerine örtülmeye çalışılan kara bulutları dağıtmaya da dava arkadaşlarımızın sırtına yapıştırılmak istenen yaftaları yırtıp atmaya da muktedirdir. Partimizin mensuplarına yönelik yargısız infazların hesabı ahirete bırakılmayacaktır.”