Samsunspor Basketbol Genel Menajeri Nihat Emre Ekim, 7/24 Gündem Dergi’nin 6. sayısına konuk oldu. Ekim, 7/24 Gündem Genel Yayın Yönetmeni Nevin Aydoğan’a Samsunspor’a uzanan hikayesi ve basketbolla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Sizi tanıyabilir miyiz, Emre Ekim kimdir?
1980 Samsun doğumluyum. 1996 yılına kadar Samsun’daydık. Aslında önce futbolla ilgileniyordum, bu alanda da oldukça iyiydim. Lisans da çıkarmıştım. Boyum uzadıkça futbol geri planda kalmaya başladı. İlkokul 4. sınıfta basketbol oynamaya başladım.
Mustafa Kemal İlkokulu’nda okudum, lise 1’de 19 Mayıs Lisesi’ndeydim. O dönemlerde okul maçları çok keyifliydi, Yaşar Doğu Spor Salonu’nda oynuyorduk.
Samsun’da olduğum süreçte okul takımlarında ve Yolspor’da basketbol oynuyordum. Başarılı şampiyonalar sonrasında İstanbul’daki kulüplerden davet aldım. Anadolu Efes, Ülker ve Darüşşafaka o dönem çok istekliydi.
Ancak, o dönem Yunanistan’a Türk oyuncuların gelmeye başlaması nedeniyle bana lisans vermediler, bu yüzden Olympiakos’ta sadece Euroleague maçlarında oynayabildim, Yunan Ligi’nde oynayamadım. Bir sene sonunda Fransa’nın Strasbourg takımına transfer oldum. Orada play-off döneminde forma giydikten sonra Türkiye’ye dönüp Telekom’a transfer oldum.
Sonrasında 3 sene Fenerbahçe’de oynadım. 1998 ile 2018 yılları arasında profesyonel olarak basketbol oynadım. Dış atış benim kuvvetli yanımdı. Boyum uzun olmasına rağmen hem içeriden, hem dışarıdan oynayabilen bir oyuncuydum.
En son Büyükçekmece’de jübilemi yaptım ve orada genel menajer olarak göreve başladım. 2 sene görev yaptım, sonrasında Akhisar’da genel menajerlik görevinde bulundum. Son 4 yıldır memleketimde Samsunspor’un genel menajeri olarak görev yapıyorum.
Unutamadığınız maçlar desem…
En heyecanlandığım maç Darüşşafaka A takımı ile çıktığım ilk maçtı. Heyecandan ayaklarım birbirine dolanmıştı. Büyük takımlara transferimin ardından sahaya çıktığım ilk maçlarda genelde çok heyecanlanırdım.
Yunanistan’da beni karşılayan, adımı söyleyen taraftarlar vardı. Bir Türk oyuncu için Yunanistan’da bunu yaşamak gurur vericiydi.
Fenerbahçe formasıyla Galatasaray’a karşı oynadığımız play-off serisinde 2-0 gerideydik. Kaybedersek eleniyorduk. Maçı kazandık, durum 2-1 oldu. Diğer maçta son saniyede bana faul yapıldı. Atarsam maç uzatmaya gidiyor, atamazsam eleniyoruz. Orada çok şükür faulü atmıştım ve uzatmada kazanarak seriyi 2-2 yapmıştık. O seriyi hiç unutmam.
Fenerbahçe’deki final-four maçlarımızın, Yunanistan’da oynadığım Euroleague maçlarının da bende yeri ayrıdır. Büyükçekmece’ye transfer olduğumda alt ligdeydi. O takımı Süper Lig’e çıkarmıştık, o da benim için ayrı bir mutluluktu.
Profesyonel bir oyuncu olmak isteyen gençlere neler söylersiniz?
Çalışmadan hiçbir şey elde edilmiyor. Sporcular çok çalışmak ve kendine çok iyi bakmak zorunda. Uyku düzeni, beslenme ve doğru çalışma çok önemli. Kendinizi hazırladığınız sürece şans mutlaka gelecektir. Herkesin yeteneği ve fiziksel kapasitesi farklı.
Sen çalışacaksın, sonrasında yeteneğin neye elveriyorsa oraya kadar gideceksin. Kobe Bryant, Michael Jordan gibi oyuncuların hayatına baktığınızda çok çalıştıklarını görürsünüz. Aynı şekilde İbrahim Kutluay ve Mirsad Türkcan da öyle. Bunlar çok yetenekli oyuncular ama çok ve doğru çalışarak o noktaya gelmişler.
Hoca çok önemli bir faktör. Sizin gelişiminizde büyük rol alan hocalar hangileri?
Darüşşafaka’ya gittiğimde altyapı hocam Candan Tekin bana çok ciddi destek verdi ve basketbol anlamında bana çok şey öğretti. İleriyi görerek bana pozisyonumu ve oynamam gereken basketbolu anlattı. Darüşşafaka’da devam ederken aynı lojmanlarda kaldığım Ahmet Çakı ile çalıştım. O da gerçekten benim için çok değerli bir insan. Sonrasında Erdemir’de beraber çalışma fırsatı da bulduk. Aydın Örs ile çalıştım. Onun da yeri bende çok ayrı. En son Büyükçekmece’de Özhan Çılgın ile çalıştım. Saydığım bu isimlerin yeri ayrıdır, ancak diğer tüm hocalarımın da mutlaka katkısı olmuştur.
Basketbolda neler önemli?
Topla hakimiyet, çabukluk, zıplama yeteneği, şut yeteneği çok önemli. Her zaman söylediğim bir şey vardır; ‘Basketbolu kısalar oynar, uzunlar yardım eder’. Çok yetenekli uzun oyuncular da vardır ama genel olarak oyunu kısalar yönlendirir. Uzun oyuncular da kısalara yardım eder. Çabukluk, kendini kontrol etme, sıçrama, şut yeteneği kısa oyuncularda daha fazla oluyor. Bu nedenle takımlarda iyi bir kısa oyuncunun olması çok önemlidir.
NBA’de oynamak gibi bir hayaliniz var mıydı?
Ben NBA basketbolunu çok sevmiyorum. Orada play-off dönemine kadar çok fazla bireysel yeteneklerle ilerleyen bir basketbol var. Euroleague’de ise takım oyunu öne çıkıyor. İspanya, Türkiye, İtalya ligleri çok kaliteli ligler. Euroleague seviyesinde oynamak istemiştim ama olmadı. Barcelona, Anadolu Efes veya Olympiakos’ta uzun süre forma giymek isterdim. Kariyer olarak en yukarıyı da gördüm, en aşağıyı da gördüm.
Çocuklarınız da sporla ilgileniyor mu?
14 senedir evliyim, 9 yaşında ikiz kızlarımız var. Onlar voleybola ilgililer. Biz de onları zorlamıyoruz. Kendi istekleri ile ilerlemeleri gerekiyor.
Samsunspor’dan teklif ne zaman geldi, süreç nasıl gelişti?
İstanbul’daydım. Pandemi nedeniyle ligler iptal olduğundan hepimiz evlerimizdeydik. Yüksel başkan ile zaman zaman konuşuyorduk ve bana teklifte bulundu. Başkandan böyle bir teklif gelmesi benim için çok değerliydi. İlk hedefimiz takımı küme düşürmemek ve eğer olursa play-off oynamaktı. Çok düşük bir bütçeyle yola çıkmış, sağladığımız birlik beraberlikle güzel bir ortam oluşturmuştuk. O sene play-off finali oynadık. Sakatlarımız olmasa belki de 3 sene önce Süper Lig’e çıkmış olacaktık.
3 senede de kağıt üstünde favori olmasak da play-off oynadık. İkisinde final oynadık, geçen sene de şampiyon olarak Süper Lig’e çıktık. Burada herkesin çok ciddi emeği var. Basketbol tarafında bütçemiz ve gücümüz çok sınırlıydı. Cumhuriyet’in 100. yılında hem futbol hem basketbolda Süper Lig’e çıktık. Bu da çok güzel oldu.Başkanımızın maddi olarak karşılıksız bir desteği oldu.
Süper Lig’e çıkmamızla sponsorlarımız da arttı. Bunun devamını sağlamak istiyoruz. Bütün şehrin destek verdiği bir organizasyon oluşturmak istiyoruz. Bu seneki hedefimiz Süper Lig’de tutunmak. Orada çok güçlü takımlar var, senelerdir yatırım yapıp, Avrupa’da oynuyorlar.
Ligin en düşük bütçesiyle ligde kalıp, oynadığımız basketbolla keyif vermek ve sonuna kadar mücadele etmek istiyoruz. Bu sene Süper Lig’de kalırsak şehrin basketbolu daha da çok benimseyeceğini düşünüyoruz.
Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu’nda tribün kapasitesini artırarak 2 bin 500 kişiye ulaştırdık. Kutu gibi salonda baskı kurarak avantaj sağlamak istiyoruz. Taraftarımız salona geldiğinde kazansak da kaybetsek de mücadelemizden mutlu olarak dönsün istiyoruz.
Samsunspor’un basketbol altyapısı ne durumda?
Samsunspor bu şehrin en büyük markası. İlk geldiğim dönemde altyapı anlamında hiçbir şey yoktu. Pandeminin ardından Samsunspor Basketbol Akademisi’ni kurduk. 5-15 yaş arası çocukların olduğu bir organizasyon. Ayrıca U-14, U-16, U-18 kategorilerinde oyuncular yetiştirmeye başladık. Her sene üzerine koyarak ilerliyoruz. Oradan yavaş yavaş A takıma oyuncu katmayı düşünüyoruz. Altyapıda biraz salon sorunumuz oluyor. Bunu aşmak için de OMÜ ile bir işbirliği yaptık. Çok ciddi bir mali yük var, bu nedenle adım adım ilerlememiz gerekiyor. Kısa vadedeki sorunlarımızı çözdük artık orta vadedeyiz.
Kombine satışları ne durumda, taraftarlara neler söylemek istersiniz?
Saha içi kombinelerimize büyük talep oldu. Aile olarak gelen belirli bir seyirci kitlemiz var. 1000’ün üzerinde kalıplaşmış seyircimiz var. Samsunspor’un taraftar grubu çok değerli insanlardan oluşuyor. Süper Lig’e çıkmamız da, ondan öncesindeki yıllarda finale çıkmamız da hep onlar sayesinde oldu. Bizi her zaman destekleyeceklerine inanıyorum. Onların da destekleriyle, devamlılığı olan bir Samsunspor olsun istiyorum.