Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın dış politikası ve Ukrayna’daki son duruma ilişkin yaptığı açıklamasında, “Nükleer savaş riski hafife alınmamalı” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’daki son duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. ABD’nin uluslararası askeri operasyonlarını eleştiren Lavrov, “Amerika Birleşik Devletleri ani bir karar ile istediği zaman eski Yugoslavya’yı, Irak’ı, isterse Ortadoğu’yu tereddüt etmeden yasal dayanağı olmadan on binlerce kilometre uzaklıktan bombalıyor. Hatta uluslararası hukuka ve BM kurallarına bakmaksızın buralara askerler gönderiyor, sivilleri bombalanıyor. Belgrad’da köprüler, yolcu trenleri, televizyon kuleleri bombalandı. İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair, buranın bir TV merkezi olmadığını Sırp propagandacıların alanı olduğunu söyledi. Şuan ki durum ile aynı. Cumhurbaşkanı Macron, RT ve Sputnik’e akreditasyon vermiyor, onlara medya değil propaganda aracı diyor. Dolayısıyla bu tavırlar ve alışkanlıklar derinlere oturmuş” ifadelerini kullandı.
Nükleer savaş ve Üçüncü Dünya Savaşı’ndan kaçınmanın önemli olduğu konusunda Lavrov, “Haziran 2021’de Cenevre’deki zirve sırasında başkanlar tarafından açıklama yapıldı. Bu yılın Ocak ayında bu yönde bir girişim daha hayata geçirilmiştir. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın Gözden Geçirme Konferansı’nın başlangıç planlarıyla bağlantılı olarak BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi aynı içerikte bir bildiriyi kabul etti. Beş lider de nükleer savaşın kabul edilemezliğine ilişkin bildiriyi imzaladı. Bu bizim ilkesel pozisyonumuz. Ona dayanarak hareket ediyoruz. Ve şimdi sizin de saygın siyaset bilimcilere atıfta bulunarak söylediğiniz gibi, riskler gerçekten çok önemliyken birilerinin onları yapay olarak şişirmesini hiç istemezdim, oysa bunu isteyen çok kişi var. Tehlike ciddi, tehlike gerçek, hafife alınmamalı. Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Antlaşması (START-3) var. Joe Biden’ın, Rusya’nın Antlaşma’yı hiçbir koşul olmaksızın beş yıl daha uzatma önerisini destekleyen ilk dış politik kararı olması önemli. Trump yönetimi Rusya’nın bu önerisini reddetmişti” dedi.
ABD ve NATO’nun, Ukrayna’ya sağladığı silah desteğini örnek göstererek NATO’nun özünde Rusya ile savaş halinde olduğunu savunan Lavrov, “Tankların yanı sıra zırhlı personel taşıyıcıları, taşınabilir uçaksavar füze sistemleri ve terör silahları da dahil binlerce personel de sağlanıyor. Bu silahların Ukrayna’daki Neo-Nazi Azak – Aidar taburlarına gidip gitmeyeceklerini belki biliyorlar belki de bilmiyorlar. Zelenskiy, Aralık 2019’da, Paris’teki Normandiya zirvesi kararlarında uymadı. Sadece Donbass’ın özel statüsüne ilişkin bir maddeyi kabul etmesi gerekiyordu. Sonra üç yıl boyunca Rusya’nın Minsk anlaşmalarını yerine getirmediğinden yakındı. Şimdi Rusya ile müzakere için demokrasi taklidi yapıyor. Buraya (Ukrayna’ya) gönderilen silahlar harekatın özel bir parçası olarak Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin meşru bir hedefi olacak. Depoları dahil Ukrayna’nın batısında birkaç nokta hedef haline geldi. NATO esasen Rusya ile bir vekil (Ukrayna) aracılığıyla savaşacak ve bu vekili silahlandıracak. NATO özünde Rusya ile savaş halinde” şeklinde konuştu.
Ukrayna tarafı ile devam eden müzakerelerde yaşanan aksaklıklarda İstanbul’da alınan kararların anlaşmaya dökülmemesini gösteren Lavrov, “Ukrayna müzakerelerine gelince, şu ana kadar sadece yazılı teklifler İstanbul’da sunuldu. Bir sözleşme şeklinde değil, ana hatlar şeklindeydiler. Bu tezleri derhal anlaşma türüne kaydırdık ve taslağı Ukraynalı meslektaşlarımıza teslim ettik. Sonra bize İstanbul’da yapılanlardan kökten farklı olan karşı fikirlerini sundular. Büyük bir geri adım. Hatta 2 büyük geri adım sayılır. Bu geri adım ABD’li veya İngiliz meslektaşlarımızın tavsiyesi üzerine atıldı. Belki Polonyalılar ve Baltıklılar da bunda önemli bir rol oynadı. Zelenskiy’e bir basın toplantısında teklifleri nasıl değerlendirdiği soruldu. Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, Rusya’nın tekliflerini görmediğini söyledi. Ukrayna müzakere heyetine bu taslağı başkanlarına sunup sunmadıklarını sorduk. Ukrayna heyeti, Zelenskiy’in herhalde buna zamanı olmadığı, yanıt vermesinin uzun sürdüğü şeklinde atıfta bulundular. Bu, Zelenskiy’in her zaman barışı tercih ettiğini coşkuyla anlatırken aslında müzakerelere nasıl baktığını bir kez daha gösteriyor” dedi.