Samsunspor’a 11 yıl sonra şampiyonluk getiren teknik direktör Hüseyin Eroğlu, hedefin doğru planlamayla Avrupa’da yer almak olduğunu söyledi.
Samsunspor’un şampiyon hocası, ‘kırmızı kazaklı adam’ Hüseyin Eroğlu, 7/24 Gündem Dergi’nin 4. sayısına konuk olarak özel açıklamalarda bulundu.
Futbolculuk kariyerinizden teknik direktörlüğe giden süreç hakkında neler söylemek istersiniz?
Ege Üniversitesi BESYO mezunuyum. Almanya doğumluyum, 12 yıl profesyonel futbolculuk hayatım var. Amatör kulüplerden Çamdibigücü ile futbol hayatıma başladım. 20 yaşından itibaren Eskişehirspor, Soma, Marmaris, Akhisar gibi takımlarda futbol oynadım.
2007 Ocak’ta Buca Futbol Akademisi’nde başladım. Mustafa Ferit Acar ve Seyit Mehmet Özkan benim için önemli isimlerdir.
Bucaspor ile Süper Lig’de yardımcı antrenörlük yaptım. Antrenörlük kariyerimde başarılar elde ettim, Süper Lig’den teklifler de aldım. Bir dönüm noktası Seyit Mehmet Özkan’ın Altınordu’yu almasıydı. İzmir’de çok değerli Samsunsporlu eski bir yönetici olan Ahmet Özdemir ağabey Samsunspor’a gelmem için çaba harcadı.
Hayatımın en önemli dönüm noktası bu. Bir gün öncesinde birkaç kulüple daha görüşmüştük.
Cumhuriyet’in 100. yılında, Samsunspor’un 11 yıllık Süper Lig özlemine son verdiniz. Başarı hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Samsunspor gibi büyük bir takımda çalışmak her zaman planım doğrultusundaydı. Daha öncesinde de bu birliktelik gerçekleşebilirdi, bu sezonun 7. haftasında birlikteliğimiz başladı. Samsunspor hikayesi çok olan bir takım.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık savaşını başlattığı şehir Samsun’a, kurtuluş mücadelemizi sonlandırdığı şehir İzmir’den geldim. Burada her şeyiyle hazır olan bir takım vardı. Stadı, tesisleri, kulübü, yöneticileri, altyapısı, taraftarı ile her şey hazır, bir tek Süper Lig eksikti.
Kendime hedef koyarken taraftar kitlesi olan bir camia takımında çalışmayı düşünmüştüm. 10 yıl Altınordu’da çalıştım. Altınordu’nun misyonu farklıydı, Türk futboluna birçok futbolcu kazandırdık. Erdoğan Yeşilyurt, Erce Kardeşler, Mert Hakan Yandaş, Abdülkadir Parmak vb.
Samsunspor ise her şeyiyle Süper Lig’i isteyen ve hak eden bir kulüp. Başkanımız Yüksel Yıldırım ile oturup konuştuktan sonra bize görev verdi, ilk günden itibaren takımımızla iletişimi güçlendirmek, oyun ve oyuncuyu geliştirmek için çalışmaya başladık.
Sözleşmeyi imzaladığımız 26 Eylül tarihinde Samsunspor 7. sırada yer alıyordu. Sözleşmeyi imzaladığım gün “Söz veriyorum Yılport Samsunspor’un 11 yıllık Süper Lig özlemini sona erdireceğiz” demiştim. Verdiğimiz sözün üzerinden çok fazla geçmeden erken bir şampiyonluk elde ettik ve bugün artık bir Süper Lig takımıyız. Sözümüzü tutmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyorum.
Antrenör odamızda ışık hiç sönmedi. Oyuncu üzerinden değil, oyun üzerinden kurgular yaptık.
Oyuncularımızı her sistem içerisinde görevleri olduğuna inandırdık ve oynamayan oyuncu grubunu da her zaman hazır tuttuk.
İlk günden itibaren formasyonel değişiklikler yaptık. 20 maçlık bir yenilmezlik serisi elde ettik. Bunu yaparken hem oyunumuzu geliştirdik, hem de skor aldık. Bazı maçlarda istediğimiz sonuçları alamadık ancak biz istikrarlı çalışmanın meyvesini alacağımızı biliyorduk.
Samsunspor’a ilk geldiğimde bana daha önce taraftar baskısı yaşamadığım söylendi. Ben de, “Hiçbir zaman taraftar yanımda olmadı, hep rakip takım taraftarlarının baskısına karşı oynadık. Şimdi taraftarımız itici güç olacaktır” demiştim.
Samsunspor hedefe giderken güçlü oyunla gitmesi gereken bir kulüp. Biz ilk saniyeden itibaren kazanma isteğini gösterdik. Başladığımız günlerde eksikler vardı. Yunus Emre Çift, Soner Gönül, Ali Ülgen, Yusuf Emre Gültekin yeterince süre bulamıyordu. Ahmet Sagat ve Laura’nın bazı sıkıntıları vardı. Hepsini bir iki hafta içinde sisteme dahil ettik.
İlk önce oyuncuları kendine inandırmak gerekiyor. Doğru ve iyi iletişim kurmak çok önemli. Fiziksel ve taktiksel analizlerle güçlü oyunu ortaya çıkarmaya başladık.
Doğru planlama, iletişim kurma ve adaletli forma dağıtımı bize 12 Nisan’da Süper Lig’i getirdi. Gerçekten çok fazla emek verdik ve neticede emeklerimizin karşılığını aldık.
Böylesine zor bir ligde 20 maçlık yenilmezlik serisi elde ettik. Kamuoyunda puan kaybı beklenen her maçı 4-5 golle kazandık. Pendikspor, Eyüpspor, Sakaryaspor gibi şampiyonluk yolundaki rakiplerimizi deplasmanda yendik.
Zaman geldi penaltıları atamadık, çok sayıda kart cezalısı ve sakat oyuncumuz oldu ama hiçbir bahanenin arkasına sığınmadık. Bizi bu noktaya taşıyan çok önemli iki değerimiz vardı, biri sistem, ikincisi takım olmak. Yedi oyuncumuzun olmadığı maçlarda bile sistem ve takım oyunu ile sonuca gittik.Samsun şehri çok bekledi, çok istedi, acılar çekti.
11 yıl sonra kazandığımız bu kupa Samsun kentine armağan olsun. Bu şampiyonluğu doya doya kutlayalım, çünkü bu şehir bunu fazlasıyla hak etti. Samsunspor’un başarısı inanmış bir şehrin, taraftar gücünün yanı sıra başkanımız ve yönetim kurulunun ekibe duyduğu güvenin bir sonucu.
Biz her baktığımızda arkamızda ve yanımızda sayın Başkanımız Yüksel Yıldırım, yöneticilerimizi gördük. Kendilerine çok teşekkür ederim. Teknik kadromuz her gün en az 15 saat çalıştı, onlara da çok teşekkür ederim. Onlar olmasa gerçekten başaramazdık.Taraftarımıza teşekkür etmek istiyorum. Zaman zaman zorlandığımızda yanımızda yer aldılar ve bize inanmaya devam ettiler. Süper Lig, Samsunspor taraftarı ile daha renkli olacak. Onlara çok teşekkür ederim.
Samsunspor’un Süper Lig yapılanması nasıl olacak?
Yıllarca beklediğimiz şampiyonluğu çok erken elde ettik. Biraz da bunun keyfini çıkarmak gerekiyor. Herkes emin olsun, başkanımız ve icra kurulumuzla doğru planlama çerçevesinde hareket edeceğiz.
Transfer yapmış olmak için yapmak istemiyoruz. Samsunspor bir marka, herkes gelmek istiyor. Ama biz bize katkı sağlayacak, ligde gücünü gösterecek bir takım oluşturmak istiyoruz.
Biz Samsunspor’u son durak olarak gören futbolcu istemiyoruz. Bununla ilgili oyuncu takiplerini ve gerekli araştırmaları yapıyoruz.
Samsunspor’da başkanın hazırladığı kurumsal yapıda tek eksik Süper Lig’di. Samsun, Süper Lig’i çok fazla hak eden bir şehirdi. Bence artık şehir de Süper Lig’e çıktı. Samsun’da gezerken gördüğüm şey, bütün çocuklar Samsunspor’u tutuyor. Samsunspor takımı çok emin ellerde. Aidiyet duygusu çok fazla olan bir şehir. Doğru planlama ve doğru strateji ile hedef Avrupa’da oynamak.
Kırmızı kazak konusu. Bu nasıl bir uğur haline geldi?
Taraftar kenarda beni kırmızı kazakla görünce bu maçı kazandık diye düşünmeye başlamış. Rakipler bile bunu hissediyordu artık. Kırmızı beyaz renkler aynı zamanda Türk bayrağımızın rengi. Samsunspor formamızın göğsünde Atatürklü arması var. Samsun’a gelirken kırmızı renkli eşyalarımı getirdim.
Eşimin yaptığı kombinle başladık. İlk başta çok fark edilmedi ancak sonradan çok olumlu dönüşler aldık. Sürekli giymeye çalıştım, bir sembol haline gelsin, taraftarla aramızda bir bağ olsun istedim. İç sahada giyiyordum, kırmızı kazağın yeri stadımızdı. Birçok taraftarımızın kırmızı kazaklı fotoğrafını görüyorum.
‘Kırmızı kazaklı adam’ olarak anılmaya başladım, belki 50 yıl sonra da böyle anılacak.
Kırmızı kazak görevini çok iyi bir şekilde yaptı. Taraftarın da böyle bir şeye ihtiyacı varmış. Aramızdaki bağın çok sıkı olduğunu düşünüyorum.
Futbol dışında kalan zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Futbolu çok seviyorum. Antrenörlüğe başladığım ilk günden bu yana aynı hevesle çalışıyorum. Hep daha iyisini isterim. benim için çok önemli olan şey aile. Kızımla, oğlumla ve eşimle vakit geçirmek en sevdiğim şeylerden.
Sabahları spor olarak koşmayı seviyorum. Ailemle vakit geçirmeyi, yemeğe çıkmayı, sinemaya gitmeyi seviyorum. Şu dönem çok yoğun çalışmam gerekiyor, çok fazla zamanım olmuyor. Benim için aile her şey. Anne babamla her gün telefonla görüşürüm. Aileye çok inanan birisiyim.
Boş zaman buldukça kendimi geliştirmek için Avrupa’ya gitmeyi tercih ediyorum. Önemli kulüplere gidip oradaki yapıyı inceleyip kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Samsun’da sosyal hayatı nasıl buldunuz?
Yıllarca İzmir’de yaşamış biri olarak Samsun’da hiç yabancılık çekmedim. Sanki İzmir’deyim. İnsanların yapısı İzmir’e benziyor. Oldukça güler yüzlü, mutlu, modern insanlar var.
Ben de insanların içine girmeyi seviyorum. Esnaf lokantasına gidiyorum. Önce esnaf şaşırıyor, sonra tüm sıcaklığıyla ‘Hocam hoşgeldin’ diyor. Sokakta gezerken veya AVM’lerde gören herkes çok sıcak davranıyor, fotoğraf çektirmek istiyor.
Atakum çok güzel, Samsun’daki favori noktamız diyebilirim. Ailemi Atakum’a getirdim. O kadar mutlu oldular ve o kadar beğendiler ki. Samsun’u çok fazla benimsedim. Benim için Samsun her zaman özel bir şehirdir. Kurtuluş Savaşı’nın başladığı şehir Samsun, bittiği şehir İzmir’dir. Bunların tesadüf olduğunu düşünmüyorum.
Buraya geldikten sonra Samsun bizi bekliyormuş, biz de Samsun’u bekliyormuşuz gibi hissediyorum. Güzel bir birliktelik oldu. Samsun halkı çok mutlu. Süper Lig’e çıkmamızla şehir mutlu oldu diyebilirim.