Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması ve Erdoğan’ın yüzde 50’ye çok yakın bir oy oranı elde etmesi Erdoğan karşıtı blokta ciddi bir moral bozukluğuna neden olurken, Türkiye Komünist Partisi yaptığı açıklamayla, “Umutsuzluk bir kenara konarak Erdoğan’ın kaybetmesi için çaba harcanmalıdır” dedi.
Türkiye Komünist Partisi’nden yapılan açıklama şu şekilde:
“AKP’yi AKP’ye benzeyerek alt etme büyük bir yanılsama ve toplumu kandırmaydı. Millet İttifakı denen oluşum bu yanılsama halinin ve halkı kandırma çabasının öznesidir.
AKP ise ülkeyi 20 yılı aşkın bir süredir kandırmaktadır. Şimdi Meclis’te ve bir olasılık Cumhurbaşkanlığı makamında bir süreliğine daha bunu devam ettirme olanağı elde etmiş oldu. AKP ve MHP’ye oy veren geniş kesimler onca yoksulluğa, adaletsizliğe, depremin yarattığı yıkıma rağmen iktidarın yarattığı yanılsamanın dışına çıkmak istemiyor.
Bunu yapmaları için onların aslında bayağı sarsılmış olan siyasal ve ideolojik tercihlerini altüst edecek müdahaleler gerekiyordu. Millet İttifakı ise bütün stratejisini bu müdahaleleri engellemek üzerine kurdu. Sadece laiklik savunusu, anti-emperyalizm ve piyasa ekonomisinin yol açtığı derin eşitsizliğin sorgulanması Cumhur İttifakı’nın toplumsal tabanında hareketlenme yaratırdı.
Belki bu hareketlenme seçimlerde istenen sonucu vermeyebilirdi ama Türkiye’deki bugünkü tablo radikal biçimde değişirdi.
Millet İttifakı bunu engellemek için kurulmuştur. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı birbirini tamamlamaktadır.
Her iki ittifak da kendi cephesinden toplumun büyük bölümünü içine alan bir yanılsama halinin yaratılmasına hizmet etmiş ve burada bir adım öne çıkan Erdoğan olmuştur.
Yeşiller ve Sol Parti bağrında taşıdığı ideolojik ve siyasal çeşitlilikle ve Kürt nüfus içindeki etkisiyle bu tabloya eklenmiştir. Düzen siyaseti içindeki boşluk ve gerilimlere göre hareket eden ve etmeye devam edecek olan bu oluşum aynı yanılsama halinden beslenmektedir ve bağımsız aktör haline gelme şansını yitirmiştir.
TİP ise Millet İttifakı’nın AKP’ye benzemesinden rahatsızlık duyan ama özgürlük ve adalete kolay bir biçimde ve bu düzenin sınırları içinde ulaşmak isteyenleri kendisine çekerek bir başka yanılsama alanı yarattı. CHP’deki sağcılaşmasından hayal kırıklığına uğrayan kesimlerin zahmetsiz arayışlarına yanıt veren bu parti artık kendisine çektiği toplumsal kesimlerin izin verdiği oranda “sol” olacaktır.
Türkiye Komünist Partisi ise bu tabloda laikliği, bağımsızlığı, devletçiliği, Cumhuriyetçiliği, sosyalizmi tavizsiz bir biçimde savunup, gelişkin insani değerleri öne çıkararak sürdürdüğü bir seçim çalışmasında oylarını artırabileceği yanılsaması içine düşmüştür.
Artırabilmemiz için değerlerimizden, ilkelerimizden, duruşumuzdan taviz vermeksizin daha fazlasını yapmamız gerekiyormuş.
Yapamamışız.
Yapamadığımız için o büyük kandırmacanın parçası elbette olmayacağız. 15 Mayıs’ta biz mücadelemizi sürdüreceğiz demiştik. Partimiz kendisini sadece, hatta temel olarak oyla ölçmez.
Türkiye Komünist Partisi AKP’nin aldattığı geniş kesimleri kendileriyle baş başa bırakmamak için her şeyi yapacaktır. Türkiye’nin ekonomik ve siyasal gerçekleri Erdoğan’a oy verenlerin yeniden sarıldığı “gerçeküstü dünya”yı rahatsız etmeye devam edecektir.
Millet İttifakı’nın ya da ittifakın seçim performansının yarattığı derin hayal kırıklığı daha şimdiden etkisini göstermektedir. AKP karşıtı geniş bir kesimin moral bozukluğu içine girmesi en büyük korkumuzdu. TKP bu moral bozukluğuna ancak ve ancak Millet İttifakı’nın zaten bir hayal kırıklığına mahkum olduğunu anlatarak ve insanların ülkelerine olan inançlarını güçlendirerek müdahale edebilir.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu var. Umutsuzluk bir kenara konarak Erdoğan’ın kaybetmesi için çaba harcanmalıdır. TKP bu doğrultuda etkili bir çalışma yürütecektir.
Ancak asıl sınav, Türkiye’de emekçi halkın, işçi sınıfının sermayenin yoğunlaşacak saldırıları karşısında verilecek. Asıl sınav daha da gericileşen siyasal ortamda laikliği savunmada verilecek. Asıl sınav anti-emperyalizm demogojisinin ardında Türkiye’yi dünyada yeni pazarlıklara ve maceralara sokmaya niyetli iktidar karşısında NATO’ye ve uluslararası tekellere karşı mücadelede verilecek.
TKP bu başlıklarda hiç yanılsama içinde olmadı. Tersine son derece gerçekçi bir konumlanış içindeyiz.
Yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz.
Halkımız bizi bir seçim partisi olarak görmediyse buna küsecek değiliz.
Ne demiştik, 15 Mayıs’ta biz buradayız. Laiklik için, Cumhuriyet için, Sosyalizm için.
Buradayız.
Hep birlikte…“