Herkes anne baba olamıyor maalesef.
Kaç çocuk yapabildiğin değil, olan çocuklarını ne kadar mutlu edebildiğin ve onların geleceklerini nasıl oluşturabildiğin önemli.
Çocuklar bu dünyanın geleceği.
Mutlu çocuklar demek, güzel bir gelecek ve güzel bir dünya demek.
Çocuklar intihar ediyor.
Çocuklar evlerinden kaçıyor.
Çocuklar cemaatlere terkediliyor.
Çocuklar erkenden evlenip, kaldıramayacağı yüklerin altında ezilmek zorunda kalıyor.
Şu yaşadığımız devirde zaten iş bulmak, okumak, ayakta durmak zorken, birde ebeveynlerin baskısına maruz kalıyor çocuklarımız.
İnancını, cinsel yönelimini, istediği mesleği, istediği insanla evlenmeyi ya da evlenmek istememeyi özgürce paylaşamayan çocuklarımız var.
Bu çocukların mutlu olmasını nasıl bekleyebiliriz.
Korku imparatorluğunun içinde, korku dolu evler oluşturmuşuz.
Çocuklarımızdan daha kıymetli ne olabilir hayatımızda.
Aklım almıyor bir babanın ya da bir annenin çocuğundan daha önemli gördüğü, geleneklere değer vermesini.
Aslında bunun geleneklere değer verme olduğunu da düşünmüyorum.
Yozlaşmış cahil insanların tercihleri olarak düşünüyorum.
Enes’in ailesi bu kadar baskıcı olmasaydı dini inancını sorgulamayacaktı Enes.
Üç yıldır inançsız olmayacaktı ve bunalıma girmeyecekti.
Ya da cinsel tercihini ailesine açıklayamayan bir genç, gizli yaşamak zorunda kalmayacaktı ve ıssız sokaklarda kabul edilemez bir zihniyetin şiddetine maruz kalmayacaktı.
Veya dokuz sene bir akrabası tarafından cinsel tacize uğrayan Emre korktuğu için intihar etmeyecekti.
Bunları yazarken bile, bunları yazıyor olmaktan utanıyorum ve bir birey olarak çocuklarımızı bu gelişmemiş zihniyetten nasıl koruyacağımızdan korkuyorum.
Gelenekler ve korkular içinde büyüttüğümüz çocuklarımız, topluma ne kadar faydalı olabilir diye bir düşünün.
Özgür ve kendine güvenen bireyler olabilirler mi?
Anne baba olmanın önemini bilmeyenler, sadece soyadı veya nesli devam etsin diye çocuk yapanlar yapmasınlar lütfen.
Sadece bir can dünyaya getirmek değil sorumluluğumuz.
Dünyaya getirdiğimiz o cana birey olarak değer vermek, onun her türlü görüşlerine tercihlerine saygı duymak ve en önemlisi onları dinlemek.
Bunları yapmazsak, Enes gibi, Eren gibi ve daha bir çok çocuk gibi, elimizden uçup giderler tarikatlar uğruna, homofobikler, yobazlar ve tecavüzcülerin ellerinin altında…
Dünyaya biz gelmek istemedik.
Siz getiriyorsunuz.
Siz getirdiniz diye, biz sizin malınız olmuyoruz
Hayallerimiz bizimdir,
Özgürlüğümüz bizimdir,
Ruhumuz bizimdir,
Bedenimiz bizimdir.
Hayallerimizi öldürüyorsunuz,
Ruhumuzu öldürüyorsunuz,
Yetmiyor bedenimizi öldürüyorsunuz.
Enes’ler ölüyor,
Eren’ler ölüyor,
Berkin’ler ölüyor,
Ali İsmail’ler ölüyor,
Başak’lar ölüyor,
Özgecan’lar ölüyor,
Biz ölüyoruz,
Ama yobazlık ölmüyor,
Cahillik ölmüyor,
Tecavüzcüler ölmüyor..
Kader ELTUTAN