Birileriyle tanışıyoruz, hayatımızın aşkı veya dostumuz, arkadaşımız, sırdaşımız yapıyoruz. Onlara öyle bir bağlanıyoruz ki bütün yaşamımızı o kişilere göre çiziyoruz ya da onların çizmesine izin veriyoruz.
Aslında yürekten istediğimiz, kafamızdaki kişi değildir o kişi. Bir gün diyoruz, bir gün o kişi olacak…
Ve bekliyoruz o kişi olmasını…
Bir bakıyoruz o kişi hiç değişmemiş ve yıllar geçmiş.
Biz ne yapmışız peki?
Yıllarımızı bir insan değişecek ve kafamızdaki beyaz atlı prens olacak ya da prenses olacak diye harcayıp durmuşuz.
“Bana bir şans ver. Nasıl değiştiğimi göreceksin” derler her zaman…
O kişiye inanmak istersiniz. Gerçekten değişecek mi? Değişim o kadar kolay olan bir olgu değil. Bir insan gerçekten çaba gösterirse bu gerçekleşebilir. Tabii ki bu olumlu ya da olumsuz yönde de olabilir.
Ve yıllar böyle geçip gider.
Zamanın kırık aynalarında birden gerçek yüzlerimizi görürüz…
Ama bunları etkileyen faktörler vardır. Bunlar genetik, motivasyon ve kişiliği içerir.
Ayrıca siz yıllarca kabullenmişseniz o kişi nasıl değişebilir?
Başta kabullenmek kaybetmek demektir.
Artık bundan sonra ne yaparsanız yapın, sizin onu öyle sevdiğinizi düşündüğünden çaba sarf etmeyecektir.
Yani her şey bizde bitiyor…
İnsanlar değişir, gelişir, yaşam değişir diye umut ediyoruz. Ama her şey yerinde sayıyor.
Sadece değişen iklimler ve doğa…
İnsanlar gelişince kendini yenileyince değişir. Eğer içinde bir cesaret, atılım gücü yoksa sizin uğraşınızın bir faydası olmaz.
Değiştirebileceğinizi düşündüğünüz insanlarla değil, değişmesini istemediğiniz insanlarla olun.
Zamanın kırık aynalarında kaybolmayın…
Zamanın içinde kavrulmuş
Bir ben bir de sen….
Bana hediyeler getirme gittiğin yerden
Sadece sen gel
Sadece sen ve bir de zaman…
Gecelerin büyüsü kaybolmuş
Gündüzler çoktan alıp başını gitmiş.
Anılarım mı
Dilsiz çaresizlikle, kapıları tırmalıyor.
Bana çiçekler getirme gittiğin yerden
Sadece sen ve bir de zaman.
Gecelerin büyülüsünden
Anıların mutlu olanlarından
Pembe hediye paketlerinde getir bana,
Bir sen
Bir de ben
Kaybolalım zamanın kırık aynalarında…
Kader ELTUTAN