Sedat Peker’in rüşvet ve borsa manipülasyonu iddialarının odağındaki isimlerden AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, ” Kendi yağında kavrulan birisiydim. Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar. İnanın, bu 2.5 kilo altın dışında hiçbir servetim yok” dedi
Sedat Peker’in rüşvet ve borsa manipülayonu iddialarının odağında olan ancak bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmayan AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Habertürk’ten Nagehan Alçı’ya konuştu.
Taşkesenlioğlu, eşi Ünsal Ban’a verdiği 2,5 milyon dolar, eşinin paylaştığı ev içindeki bıçaklı görüntüsü, eşinin abisiyle birlikte karıştığı iddia edilen borsa manipülasyonlarına dair açıklamalarda bulundu.
Alçı’nın köşesinden aktardığı söyleşiden bir bölüm şöyle:
“Zehra Taşkesenlioğlu 2018’da ekonomi bakanlığında görevli iken bir danışman grubu kurulması fikri ortaya çıkmış, Ünsal Ban’ın ismini ilk olarak öyle gördüğünü söylüyor, yani bir CV’nin üzerinde. Birbirlerini Twitter’dan takibe almışlar ve ardından Ban’dan gelen kahve daveti ile arkadaşlık başlamış…
Şöyle diyor Taşkesenlioğlu: Tek isteğim boşanmaktı Nagehan Hanım, tek suçum ondan ayrılmak istemekti. Boşanmak istediğim için tüm suçları ortaya çıkacak diye bunlar başıma geldi. Ben kadın cinayetinin alasını yaşadım, üçüncü sayfa haberlerine konu oldum ben diri diri öldüm! 30 sene önce ölmüş babamla ilgili bile iftiralar attılar, evimde elimde bıçaklı görüntülerim yayınlandı, çırılçıplak bırakıldım. Neden bu acıları ben yaşadım?”
Zehra Taşkesenliığlu’nun elinde bıçakla ve başı açık olarak evinde Ünsal Ban ile konuşmasını Ban internete servis etmişti. Orada “Lanet olsun size de kazandığınız paraya da’” diye bağırıyordu Taşkesenlioğlu. Borsa manipülasyonlarından kazanılan yasadışı paradan bahsediyordu.
‘Siz’den kastının abisi Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Ünsan Ban olduğu iddia edilmişti. Sordum.
“Orada Ünsal ve onun erkek kardeşine söylüyorum. O ikisi tüm kriminal işleri yaptılar. Kast ettiğim benim abim değildi, çarpıttılar” dedi.
Peki eline bıçak alma raddesine gelmiş bir kadın Sedat Peker’e konu olana kadar neden boşanmaz?
“Bana şantaj yapıyordu, çekindim” diyor.
O süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Emine Erdoğan’a gidip yaşadıklarınızı anlatmayı neden düşünmediniz? diye sordum.
“Şimdiki aklım olsa gider anlatırdım Nagehan Hanım ama evlenirken şahit yapmışım, bunları anlatmak olmaz gibi geldi, gitmedim” yanıtını veriyor.
SPK Başkanlığı yapan abisinin ismi ile Ünsal Ban’ın borsada manipülasyon yaptığı ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile birlikte “içeriden öğrenenlerin ticareti” yöntemiyle büyük yasadışı paralar kazandığı iddiasını hatırlattım…
“Bakın Nagehan Hanım; abim Nisan 2021’de evimizi bastı, Ünsal’ın adını kullanarak insanlardan para aldığını duymuş. İsmimi masalara meze ediyormuşsun, dedi. Bir daha da konuşmadı Ünsal’la, annemin cenazesinde dahi konuşmadı. Abim ile Ünsal Ban, o kriminal borsa işlerinde ortak değil. İnanın bana”
2.5 MİLYON DOLARI NEREDEN BULDU?
Zehra Taşkesenlioğlu boşanma sürecinde Ban’a verdiği 2.5 milyon doları talep etti. Bu rakam da çok konuşuldu.
2.5 milyon dolar ciddi bir rakam. Zehra Taşkesenlioğlu bu parayı nasıl ve nereden bulmuştu?
“Nagehan Hanım 2.5 milyon doları Ünsal’a ofis alması için 2019’da verdim. O zaman TL karşılığı bugünkü gibi değildi, 10-11 milyon TL idi. Ben siyasetin yanı sıra bir işkadınıyım. Bu rakamları bir iş insanı verebilir. Bakın evliliğimizde ilk bir sene her şey çok iyiydi, benim ayağım yerden kesilmiş gibiydi. O ruh hali ile bana “Şirketini şoföre devret, zaten milletvekilisin, ilgi üzerinde” deyince bunu sorgulamadım. Ünsal biz evlenirken ‘Benim ABD’de Yağlıdere yöntemi ile götürdüğüm 3.5-4 kg altınım var’ diyordu. (Yağlıdere yöntemi burada bir emanetçiye bırakılıp orada başka bir emanetçinin aldığı arada iki komisyon alınıp verildiği, böylelikle yurt dışına para ve mal çıkarıldığı bir yöntemmiş)
En büyük hatam evlilik içinde aptal olmamdı” diyerek detaylarıyla bana Ban’ın eski eşinin ve çocuklarının üzerine aldığı mal varlıklarından bahsetti.
Hatta Zehra Hanım kendisi ile evliliğinin de bir proje, Taşkesenlioğlu’nun nüfuzundan faydalanıp mal ve para transfer etmek için kurduğu bir düzenek olduğunu söyledi. Eski eşi ile Ünsal Ban’ın boşanmasının bile kağıt üzerinde olabileceğini ileri sürdü ve eski eşinin hala Ban soyadını kullandığını vurguladı.
Peki ya Sedat Peker’in iddialarını doğrulayan ve Taşkesenlioğlu’nun abisi ile görüşmesi için aracılık ettiğini ve rüşvet çarkının içinde olduğunu söyleyen Mine Tozlu Sineren? Mine Hanım’ın söyledikleri açıkçası bana inandırıcı gelmişti o süreçte.
Zehra Hanım’ın söyledikleri ile Sineren’in iddiaları birbirine zıt.
“Ben daha önce de söyledim, kendisini Erzurum Hınıs’ta bir kez gördüm. (O esnada bana telefonundan kendisini Mine Tozlu Sineren ile görüştüren Yılmaz adlı kişiden olduğunu söylediği bir whatssapp mesajını da gösterdi.)
Sonra devam etti: “O kadınla ilgili şimdilik susuyorum, her dosyayı teker teker açacağım.”
Temmuz ayında bana gelip “Şerefsiz abin seni ve beni bir kadına anlatmış” dedi. Bahsettiği Mine Tozlu Sineren.
Abim görevdeyken Sineren’e randevu vermemiş, başkaları görüşmüşler ama eminim birçok kişi üzerinden randevu talebinde bulundu. Abim görevi bittikten sonra görüşüyor, kadını abime Küçükçekmece Savcısı götürmüş.
“Ama ben tacizin, tecavüzün, aldatılmanın her türlüsünü yaşamış bir kadınım Nagehan Hanım. Şimdilik hikayenin bu boyutu ile ilgili daha fazla detay vermeyeyim. Kendi hikayeme odaklanmak istiyorum öncelikle. Bakın bir çok isim ortaya atıldı, ben Serkan Taranoğlu ismini bile bilmiyordum, tek bir kayıt, bir görüşme gösterebiliyorlar mı? Hayır.”
Zehra Taşkesenlioğlu üç saate yakın süren konuşmamızdan sonra durup şöyle diyor: “Çoluğum, çocuğum yok, bir annem vardı, onu da kaybettim. Benim öyle fazla bir paraya ihtiyacım yok ki Nagehan Hanım. Kendi yağında kavrulan birisiydim. Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar. İnanın, bu 2.5 kilo altın dışında hiçbir servetim yok Nagehan Hanım. Ama gözüm parada değil. Bana bu kadar ağır iftiraların altında kalmak çok ağır geliyor. Artık kime inanacağımı, ne düşüneceğimi bilemez hale geldim. Karşıma çıkan her kadına ‘Acaba kocaları onlara benim yaşadıklarımı yaşatır mıydı? Bunlar neden benim başıma geldi?’ diye soruyorum.”